Episode 3| Plan

2.8K 157 13
                                    

Episode 3| Plan

Tiffany

Merdivenlerden seke seke çıkarken içimdeki Alecia Moore, ruhumu yavaş yavaş ele geçiriyordu.

Sürekli "You gotta get up and try try try..." (Kalkıp denemek zorundasın)" diye mırıldanırken, zili de melodiyle uyumlu bir şekilde çaldım. 

Danielle, kendisini üzgün bir insan modeline hazırlamış olacak ki tepkisiz bir şekilde kapıyı açtı.

Ellerimle garip hareketler yaparken –ikinci nakarata geçtim ve Danielle'ın da elinden tutup kendi etrafında döndürdüm.

"Funny how the heart can be deceiving." (Kalbin ne kadar da aldatıcı olduğu ne de garip bir şey.

)

Ağzı şaşkınlıkla aralanmış, beyaz dişlerini sergilerken, hafifçe tek kaşını da kaldırmıştı. Tek kaş kaldırabilen veya dilini yuvarlayabilenleri gözümde ilahlaştırıyordum. Yapamadığım bir şeyi insanların anında yapabilmeleri garip bir şekilde etkileyiciydi. Tabi Danielle hariç. Çocukluk arkadaşı olunca ve her türlü iğrençliğini de doğal olarak görünce etkileyici gelmesi imkansızdı.

"More than just a couple times." (Birkaç defadan fazla ) dedikten sonra ellerimle elektro gitar kısmını çalıyor gibi yaparken ağzımla da melodiyi mırıldanmıştım.

Elektro gitar sesime gülerken aynı anda devamını söylemeye başladık. Ben elektro gitar çalar gibi yapmaya devam ederken o da, hayali mikrofonuyla sallanıyordu.

"Why do we fall in love so easy. Even when it's not right?" (Neden bu kadar kolay aşık oluyoruz?

Doğru olmadığı zamanlarda bile?)

Nakarata geçeceğim sırada elini durmam için havaya kaldırdığında istemeye istemeye sustum. Normalde susmazdım ama Danielle'ın yüz ifadesindeki bir şeyler susmamı sağlıyordu.

"Pekala, neler oluyor?" diye eğlenceli tavrından anında otoriter tavrına geçti.

Tek kaşını kaldıramayan zavallı ben, iki kaşımı havaya kaldırıp dudaklarımı bilmiyorum der gibi büktüğümde konuşmasına devam etti.

"Seansa yine girmemişsin Tiffany."  

Yine kelimesindeki vurguya gözlerimi devirmemek için kendimi tutmuştum. Bir kere bile Doktor Humphries ile konuşmamış biri için kaçmamı sorgulamak saçmaydı. Sorunlarım ve kullandığım ilaçlar dışında konuşmamış biri için.

"Ama-" diye itiraza geçeceğim sırada bıkkınlıkla konuştu ve ses tonunda olumlu bir şeyler kesinlikle yoktu.

"Tamam, gitmek istemiyor olabilirsin ama evden çıkma o zaman. Gidiyorum deyip gitmemezlik etme. Sana ulaşamıyorum ve korkuyorum. Sahi, bu saate kadar ne yaptın?"

Ceketimi asarken kafeye gittiğimi söyleyip söylememek arasında kararsız kalmıştım.

"Bu defa cidden gidecektim Dani ama, bir arkadaşımla karşılaştım yolda ve oturup bir şeyler içtik." Diye mırıldandım suçlulukla.  

Yanaklarımda dolaşan gözlerini görünce, hızla ona arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Yalan söylerken hafifçe kızarıyor olmak, en büyük dezavantajımdı. Ve evet, Danielle çoktan bir yerde yalan söylediğimi anlamıştı.

İçeri girmemesi için kapıyı kapatacağım sırada, eşiğe ayağını koyarak hızla içeri girdi.

"Bu kadar mutlu olmanın nedeni de, o arkadaş mı peki?" diye sırıtan bir suratla sordu.

Laughed to Life • Zayn Malik | (UNEDITED)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin