4 O'Clock × 41 "Truths"

4.1K 349 334
                                    

Medya; Seo & BrotherSu - WYWS OST

"Taehyung! Sen nasıl bir salaksın?" sinirle bağırdı Yoongi. "Sana aşk itirafı yapman için izin verdim diye, herkesin ortasında Jisoo'yu öpmek de ne?" sonra aynı sinirle Jisoo'ya dönmüştü. "Hadi Taehyung salak, sen neden durdurmuyorsun ha? Manyak mısınız siz? Teker teker mi gönderiyorlar sizi bana?"

"Ama abarttın hyung," dedi Taehyung umursamaz bir şekilde. "Biz de sizi şuradaki odada Jennie'yle basmıştık. Ne var yani?"

Jennie arkada utançtan kıpkırmızı olurken, birçok bakışın hedefi olmuştu. Bu yüzden Yoongi de konuyu kapatmak zorunda kalmıştı. Sahneden indiklerinden beri, yani yaklaşık on beş dakikadır, onları azarlıyordu. Ama Taehyung hiçbir şekilde umursamıyor, sadece gülümseyerek Jisoo'ya bakıyordu. Bu da, Yoongi'yi daha fazla kızdırıyordu. İkisi de birbirinden aptaldı.

"Vay be," dedi Hoseok oturduğu koltuğa iyice yayılırken. Hemen yanında Jin ve Namjoon oturuyordu. "Biri el ele tutuşarak sahneye çıkar, diğeri sahnenin ortasında öper. Aşk itirafları havada uçuşuyor. Okul, okul değil sevgi bahçesi." Sonra kafasını iki yana onaylamaz bir şekilde salladı. "Bir biz kaldık, hyunglarım."

"Kendi adına konuş." dedi Namjoon gülümserken.

"Sevgili mi yaptın?" Jin coşkuyla yerinden doğrulup yanında oturan adama bakmıştı. "Ve bana söylemedin öyle mi? Velet misin be sen? Ne diye söylemiyorsun, bana?"

Namjoon, Jin'in ani tepkisine karşı ağzı açık bakakalırken Hoseok tekrar konuştu.

"Aman, hyung. Bakma sen ona. Tabiki sevgilisi yok. Nasıl olsun ki? Son çıktığı kızın arabasının dikiz aynasını kırmıştı, o günden beri kimseyle görüşmedi.."

***

"Bu çok garipti," dedi Jisoo yerinde kıpraşırken. İçi içine sığmıyordu.

"Neymiş garip olan?"

"Senden böyle bir şeyi beklemiyordum."

"Güzel bir sürpriz oldu, o zaman." dedi Taehyung gülümseyerek. Jisoo'yu yanına çekti ve kollarını beline dolayarak, boynuna minik bir öpücük bıraktı. "Yoongi Hyung şimdi konuşma yapacakmış, ama gerekli dosyaları okulda unutmuş. Buraya çok uzak değil, hemen alıp geleceğim. Burada beni bekle tamam mı?"

"Neden sen gidiyorsun?" diyerek dudaklarını büzdü Jisoo.

Taehyung bu sefer genç kızın yanağına bir öpücük bıraktı ve gülümsedi.

"Hemen gidip geleceğim, Jisoo."

Jisoo başıyla onayladı ve Taehyung da oturduğu koltuktan kalkıp, çıkışa yöneldi. Jisoo iç çekmiş ve etrafta koşuşturan görevlileri izlemeye başlamıştı. Taehyung çıktıktan sadece birkaç dakika sonra, Yoongi endişeyle yanına gelmişti.

"Ne oldu?" diyerek ayağa kalktı Jisoo. Yoongi, gerçekten korkmuş görünüyordu.

"Biri kapıları kitlemiş Jisoo," dedi Yoongi etrafı süzerken. "Kapıları açamıyoruz."

"Ne? Ne diyorsun, sen?"

Birçok güvenlik görevlisi gelmişti ve kapıyı kırmaya çalışıyorlardı. Ama kapılar çelikten yapılmaydı, ve belli ki güçlü birer zincirle kilitlenmişlerdi.

"Dışarıdan birilerine ulaşmayı deniyoruz." dedi Yoongi sinirle elini saçlarının arasından geçirerek. "Taehyung nerede?"

"İstediğin dosyaları okuldan almaya gitti."

"Neyden bahsediyorsun?" dedi Yoongi şaşkınca. "Ben ondan dosya falan istemedim."

Jisoo şaşkınlıkla dudaklarını aralayıp bir şeyler söyleyecekti ki, Jennie koşarak, panikle, yanlarına gelmiş ve Jisoo'nun konuşmasını engellemişti.

4 o'Clock ❅ bts•bp ✓Where stories live. Discover now