4 O'Clock × 1 "Love"

19.2K 701 373
                                    

Medya; Taehyung & Namjoon - 4 O'Clock

| Uyarı!! Lütfen bu kısmı okumadan geçmeyiniz! 💜 |

Arkadaşlar şimdi şöyle ki ben bu kitabı blackpink çıkış yaptıktan yaklaşık bir yıl sonra yazmaya başladım. Yani o zamanlar sadece boombayah ve whistle vardı pwf daha çıkmamıştı, kızlar doğru düzgün bir talkshow'a da katılmamışlardı. Üstelik ben de henüz 10. sınıfa giden bir yavrucaktım (şimdi üni okuyoz hey gidi günler) dolayısıyla ben Rose'nin ismini 'roze' şeklinde değil de 'roz' şeklinde okunduğunu sanıyordum :'(
Yani e'nin üzerindeki çizgiyi yok saymıştım 😔 Tabii ki sonradan öğrendim ama ben öğrendiğimde bu kitap bitmişti... Hızlı bitti bu kitap baya ben günde üçer dörder bölüm attım (hızlı zamanlarımızdı şimdi nerdeeee) ve tahmin edersiniz ki sonrasında düzenlemeye de çok üşendim.... Bu uyarıyı yapmak istedim çünkü arkadaşlar biliyorum yani Rose 'roze' şeklinde okunuyor ama bu kitabı yazarken bilmiyodum 😔 yaptık bir cahillik 😔 umarım bu sizi çok fazla rahatsız etmezzz ve yine umuyorum ki kitaptan çokça keyif alırsınız. kendinize iyi bakın, iyi okumalar 💜💜

××××××××

Sıraya koyduğu kafasını iyice koluna gömdü. Canı yanıyordu. Hasta olduğu için miydi? Yoksa Taehyung'un yanındaki sevgilisi olabilecek o kızı gördüğü için mi? İkincisi olmamalıydı, değil mi? Eğer ikincisiyse gerçekten büyük bir bataklığa girmişti.

Oflayıp gözlerini kapattı. Uyumak istiyordu. Bu şekilde kafası çalışmıyordu ve sağlıklı düşünemiyordu. Bu şekilde Taehyung'un ve yanında kızın sırasına gidip kızı saçlarından tuttuğu gibi pencereden fırlatabilirdi. Kendisinde o potansiyeli hissediyordu. Teneffüsün bitmesine henüz beş dakika vardı. Müzik öğretmeni gelmeden veya kızlardan biri onu dürtüklemeye başlamadan uyuyabildiği kadar uyumalıydı.

***

"Bakın çocuklar, burada minik bir uzaylı uyuyakalmış!"

Sınıfta yayılan kahkahaların kafasının içinde yankılandığını hissediyordu. 'Ne oluyor be gece gece' diye düşünerek araladı gözlerini. Baygın gözleri ve her an sıraya tekrar düşebilecek kafasıyla etrafı süzdü. Karşısında kıkırdayan sınıf arkadaşları ve diş etlerini göstererek sırıtan müzik öğretmeni Min Yoongi vardı.

"Ne oluyor hocam?" dedi uykulu bir vaziyette.

"Bir şey olduğu yok Jisoo, kalk da yerine yat diye uyandırdım."

Sınıftan tekrar kahkaha sesleri yükseldiğinde Jisoo sinirle kaşlarını çatıp öğretmenine baktı. Aslında kendisinden sadece bir kaç yaş büyük olan öğretmenine uyuz oluyordu. Sanki kendisi uykuyu sevmeyen biriydi! Kaç kere onu öğretmenler odasında uyuklarken görmüştü. Sadece bu da değil, Min Yoongi bir panda gibi her yerde uyuyabilme özelliğine sahipti. Sınıftaki kızlar onu neden bu kadar seviyorlardı bir türlü anlam veremiyordu.

"Hocam yine çok komiksiniz gerçekten."

Jisoo'nun laf sokma çabasına karşılık Yoongi sırıtmaya devam etmiş sonra da arkasını dönerek tahtaya ilerlemişti. Sınıftaki gülüşmeler de yavaş yavaş azaldığında Jisoo utançla kendisine gülerek bakan Taehyung'a çevirdi bakışlarını.

"Bugün de başkasının yerine utandık,"

Ön sıradan kafasını geriye atarak fısıldayan Lisa'ya öldürücü bakışlarını yolladı ve öğretmenine fark ettirmeden kafasına vurdu kızın. Lisa ise umursamadan kıkırdamış daha sonra da müzik öğretmeninin söylediklerini dinlemeye başlamıştı.

"Bugün daha farklı bir konuya değineceğiz birlikte. Rap dinlemeyi seven var mı?"

Sınıftaki birçok kişi elini havaya kaldırdığında Yoongi memnun olarak gülümsemiş ve diğer sorusuna geçmişti.

"Peki ya, rap yapabilen var mı?"

Bu sefer farklı olarak sadece Lisa'nın yanında oturan Jennie kaldırmıştı elini. Yoongi şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı ve karşısındaki kıza baktı. Gözlerini kısarak Jennie'nin sırasına yaklaştı.

"Gerçekten rap yapabiliyor musun?"

"Evet."

"Pekala dinleyebiliriz o zaman."

Karşısındaki kız derslerine fazla katılmayan ve dışarıdan bakıldığında soğuk görünen birisiydi. Bu yüzden onun rap yapabiliyor olmasına bu denli şaşırmıştı. Jennie utangaç bir tavırla ayağa kalktı ve tahtanın önüne geçti.

Y.N/ Rap kısmını Loser şarkısında Jennie'nin yaptığı rap olarak düşünün 💙

Jennie gergin olmasını umursamadan Bigbang - Loser şarkısın rap kısmını yapmaya başladığında sınıftaki çoğu kişi hayranlıkla onu izlemeye başlamışlardı. Yoongi de onun rap yeteneğini hayranlıkla izlemiş ve bunu geliştirmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Jennie rap yapmayı bitirip hızlıca sınıfın önünde eğildi ve sırasına geçti.

Müzikle ilgili birkaç konu daha konuşulduğunda zil çalmıştı. Yoongi sınıftan tüm asilliğiyle çıkarken sınıftaki birkaç öğrenci onun ardından hayranlıkla bakmış, bu da Jisoo'nun gözlerini devirmesine neden olmuştu. Yoongi her zaman müziği herkese sevdirebilen, oldukça mantıklı ve eğlenceli biri olduğundan en sevilen öğretmendi.

Lisa arkasına döndü ve gülümseyerek koluna vurdu Jisoo'nun.

"Bana küsmedin öyle değil mi Chiu Chiu?"

Sevimli bir şekilde gülümsemiş ve ellerini çenesinde birleştirmişti Lisa.

"Ölmek mi istiyorsun sen?"

Jisoo yüzünü buruşturup cevap verdi. Şuan ona göre her şey katlanılmaz bir hale gelmişti ve bilincini sabit tutamıyordu.

"Moralin bozuk gibi,"

"İyiyim."

Dudaklarını büzdü Lisa, ona göre Jisoo bugün hiç eğlenceli değildi ve negatif bir enerji yayıyordu. Bu yüzden onu takmayıp Jennie ile konuşmaya devam etti.

Jisoo da onlara bir şey deme gereği duymadan kantine gitmek için ayaklanmıştı. Birkaç gündür çok hastaydı ve halsiz hissediyordu. Okula bile kendini zorlayarak gelmişti. Bir de kantine gidip bir şeyler yiyerek karnını doyurmazsa, hastalığının iyice artacağının farkındaydı. Canı ne kadar bir şeyler yemek istemese de yemek zorundaydı ve bu durumdan nefret ediyordu.

İç çekip yürümeye devam etti. Öğle arası olduğu için boş olan koridorun ilerisinde iki insan silüeti görebiliyordu sadece. Adımlarını hızlandırdı ve halsizlikten kırılmış gibi ağrıyan bacaklarına ofladı bu sefer de. Galiba Lisa haklıydı, bugün gerçekten de iyi değildi.

İlerlemeye devam ettikçe kulaklarını dolduran o tanıdık gülüşü duyuyordu. Hasta hissettiği için bunun sadece bir hayal olduğunu da düşünüyordu ister istemez. Ama adımları koridorun sonundaki merdivene yaklaştıkça hayal olmadığını anlamıştı. Taehyung yanındaki kıza sarılıyor ve ona bakarak gülüyordu. Hem de öyle mutlu bir şekilde gülüyordu ki, gözlerinin içi parıldıyordu. Evet, iki saniye bakabilmiş olsa da bunu anlayabilmişti Jisoo.

İlk önce, hayal kırıklığına uğradı tamamen. Biri kalbini sıkıştırıyormuş gibiydi. Sonra hissettiği tek şey ise kararan gözleriyle birlikte buluştuğu soğuk zemindi.

Y.N/

Herkese merhabaa, böyle bir hikayeyle karşınızdayım. Bu shipler aslında benim shiplerim değil. Ama beni gerçekten destekleyen bir arkadaşımın shipleri, tamamen onun için yazıyorum.

Çok uzun bir hikaye olmayacağı için direk konuya girecek ve sizi sıkmayacağım. Umarım beğenirsiniz 💙

4 o'Clock ❅ bts•bp ✓Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu