fifty

3.1K 251 14
                                    

Abimin birkaç gürültülü bağırışından başka kimse bir şey söylememişti bile. Sadece iki kez annemle göz göze gelmiştik. Ve bana gülümsemişti.

Neler oluyordu?

Onları gururlandırmak istemiştim. Sadece bunun için oynadım. Kazandım. Ama onlar hiçbir tepki vermiyor. Neden?


Arabaya bindiğimizde daha da sessiz bir ortam oluşmuştu ve ben sıkılıyordum.

Yanlış olan neydi?


Eve giden sapağa sapmadan düz ilerlemeye devam ettik. Babamın ifadesinde herhangi bir değişiklik yoktu. Meraklanmıştım ama bir şey demedim.

Araba parlayan ışıklı tablonun önünde durduğunda yüzüm cama yapışmıştı. Arabadan indik. Tabloya bakmaya devam ediyordum.

Ardından babamın sesi ile başımı arkaya çevirdim. Çoktan yanıma gelmişti bile.

Yüzüme baktı ve gülümsedi. Ardından elini omzuma koydu.

"İyi iş çıkardın Jungkook. Beni gururlandırdın."

Alev alıyor gibiydim. Duruşum dikleşmiş ve havam müthiş derecede parlamaya başlamıştı.

Yönümüzü büyülenmiş şekilde baktığım tabloya doğru çevirdi. Eli hala omzumdaydı.

"İstediğin kadar ye oğlum."

Güldü ve omzumu sıktı.

"Bunu hak ettin."

Bu sırada abim sırtıma vurdu ve gülerek yanımızdan geçti.

"Amma şanslısın be ufaklık. Bundan ben de yararlandığım sürece devam et.''

Göz kırptı ve restorana girdi. Donmuş gözlerle oraya odaklanmıştım. Annem kıkırdadı.

"Git hadi. Arkandayız."

Minnettar gözlerle onlara baktım.


Gülümsüyorlardı.

Memnundular.

Başarmıştım.








sorun değil ; jjkWhere stories live. Discover now