56-GİZLİ ŞEYLER

Start from the beginning
                                    

Müdürler sonunda gittiklerinde Barışla birbirimize baktık ve arkamızda oturan diğerlerine döndük. Arasla beraber oturan Aslı, onların yanındaki Kerem, Kerem'in yanındaki Kaan, Kaan'ın yanındaki Elçin ve Hakan. Hepsi bize bakıyordu.

"Daha fazla prova alırsanız Melis'in sesi kısılacak," dedi Kaan. "Bu kadar yeter."

Aslı da onu onayladı ve herkes ayaklandı. Hepimizin kulübeleri yakın olduğu için beraber yürüdük. Son birkaç akşamdır alışılan bir görüntü olduğu için bizi gören iki okulun öğrencileri öküzün trene baktığı gibi bakmak yerine kaçamak bakışlar atmakla yetindiler.

"Yarın görüşürüz," dedim kulübelere geldiğimizde Barış'a.

"İyi uyu," diye cevap verdi.

Hakan ve Elçin' e de gülümseyerek el salladım. Onlar da bana gülümsedikten sonra Barış bizim gruba döndü.

"İyi geceler," dedi herkese topluca.

Bizimkiler de iyi geceler diye mırıldanırken gülümseyerek Aslı'nın koluna girdim. Barışlar gittikten sonra bizimkilerle ayaküstü sohbet ettik ve sonra kulübelerimize dağıldık.

Kızlarla kulübeye geçtikten sonra telefonumu alıp Barış'a mesaj attım.

'Yarın büyük gün.'

Büyük gün iki farklı anlama geliyordu. Ve bu büyük gün nedeniyle mutluluk, heyecan gibi pozitif duyguların yanında endişe ve korku da hissediyordum. Yarın yarışmadan sonra bizim çocuklara Barışla ilişkimi açıklayacaktım ve bu beni topluluğun karşısında şarkı söylemekten çok daha fazla heyecanlandırıyor, endişelendiriyordu. Ayrıca son birkaç gündür şu gizli sapığımızdan da ses çıkmıyordu ve diğerleri artık bizimle uğraşmaktan vazgeçtiğini düşünse de beni hala huzursuz ediyordu. Barış'ın mesajıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

'Her şey güzel olacak. Şimdi çok geç olmadan uyu.'

Haklıydı. Zaten düşünmeye devam edersem uykum kaçardı.

Kızlarla günün dedikodusunu yaptıktan sonra hep beraber yüzümüze maske yaptık ve temizledikten sonra yataklarımıza geçtik.

Düşünmemeye çalışsam da heyecandan bir süre yatakta dönüp durdum. Gece boyunca kesik kesik süren bir uykudan sonra sabaha karşı kesintisiz bir uykuya daldım.

-----------

"Melis Barış geliyor uyan artık," dedi Ezgi.

"Bu numaraları yemiyorum artık," diye söylendim gözlerimi açma zahmetine girmeden.

"Bırak Ezgi bırak," dedi Aslı. "Barış uyandırsın da görsün gününü."

Zeynep'in sesi duyuldu.

"Bu Barış nerede kaldı ya?"

"Yirmi dakikadır yok. O da mı uyudu acaba?"

Seslerini duymamak için yatakta diğer tarafa döndüm. Beni uyandırabilmek için defalarca bu yönteme başvurmuşlardı ama artık etkili olmuyordu. İsmi geçince karnımda hafif bir kelebeklenme olsa da hala uykum vardı.

Kulübenin kapısı tıklatılınca kızlar gülüştü ve bir hareketlenme oldu.

"Kapıya sizin vurduğunuzu biliyorum," diye mırıldandım.

Kızlar bana cevap vermedi. Birkaç saniye sonra burnuma gelen kokular zaten açılmaya başlayan uykumu daha da açtı. Bu koku beynimin bana bir oyunu muydu, rüyada mıydım yoksa gerçekten patatesli omlet mi kokuyordu?

Yatağımın kenarında biriken kızlara doğru döndüm ve gözlerimi kırpıştırarak açtım.

"Günaydın," dedi Barış gülümseyerek.

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Where stories live. Discover now