43-AİLE YEMEĞİ

70.1K 4.5K 1.1K
                                    

Kısa bir bölüm fakat Barış'ın ağzından bölüm yazmak hatırladığımdan daha zordu. Ayrıca geçiş bölümü gibi bir şey oldu. Bugün itibarı ile on beş tatilin sonunda kadar haftada iki bölüm yazmayı düşünüyorum. Tabi arada aksamalar olabilir ama düzenli yazmaya çalışacağım.✋

İyi okumalar!

"Artık gidelim," dedim saçlarımı toplarken.

Aslınur ile basketbol sahasında buluşacaktım. Daha doğrusu Kerem yerine ben gidecektim. Ne olacağı belli olmadığı için olası bir kavga ihtimaline karşı saçlarımı topluyordum.

"Gözünün altına göz kalemi sürmek sana çok tehlikeli bir hava katıyor," dedi Ezgi gülümseyerek onaylarken.

"Ve seksi," dedi tablosunu inceleyen bir ressam gibi beni inceleyen Aslı. "Tabi süren güzel sürünce."

"Göz kalemi ve rimel, Aslı, " dedim. "Bunları tek başıma da sürebiliyorum."

Sadece daha hızlı ve dikkatli olduğu için Aslı'ya sürdürmek güvende hissettiriyordu. Bir kirpiğime daha az, bir kirpiğime daha çok rimel sürmesi gibi bir ihtimal yoktu.

"Makyaj tartışmanız bittiyse gidelim," dedi Kaan. "Şimdi YouTube'den makyaj videosu açacaksınız diye korkuyorum."

"Bizim sizin oyun videosu açmanızdan korktuğumuz gibi yani," dedi Zeynep.

Yumruklarımızı zaferle birbirine çarparken Kaan başını iki yana salladı.

"Dua edin başka videolar açmıyoruz."

İlk önce hiçbirimiz anlamasak da anlayınca Kerem'in kahkahası, Aras'ın Kaan'a ettiği küfür kulübemizin içini doldurdu. Kaşlarını çatan Ezgi sinirlenmişti.

"Kardeşim küfürsüz konuşun rahatsız olanlar var," dedi Hasan Ezgi'nin omzuna kolunu atarken.

Ezgi Hasan'a gülümserken aralarında muhtemelen romantik, ve iğrenç, olan bakışmayı Kaan böldü.

"Siktir deli sanki sen Ezgi yokken küfür etmiyorsun."

Ezgi kaşlarını tekrar çatarken aramızdaki atışmalarda olan kısır döngünün devam etmeye başladı. Daha fazla uzamaması için araya daldım.

"Hadi ama, Aslınur'u bekletmeyelim isterseniz."

Birkaç söyleniş ve bağırışla grubun susmasını sağlarken beraber dışarı çıktık. Kalabalık grup olmanın zor yanlarından biri de buydu, atışma çıktığında herkesi susturabilmek için ilkokul birinci sınıftaki sınıf başkanına bağlamanız gerekiyordu. En azından bizimkiler susuyordu. İlkokulda başkan yardımcısı olduğumda sınıfı susturabilmek için bağırmaktan sesimin kısıldığı günleri hatırlıyordum. Bu işi gerçekten de ciddiye almış olmalıydım.

Basketbol sahasına yürürken konuştum.

"Buradan sonra tek gitsem iyi olur. Siz görünmeden bir yerlerden bizi izlersiniz."

"Tamam," dedi Kerem ve Aslı omzuna dokundu.

"Sakin ol tamam mı, akıllıca davran."

Başımı sallayıp Aslı'ya gülümsedim. Aslında bayağı gergindim, hatta ellerim biraz titriyordu. Bunun nedeni kesinlikle korkmam değildi. Geçen günlerdeki kavgamız, aramızdaki diyalog aklıma geliyordu. Sinirlerime hakim olmamı isteyen beynim titreme, hızlı kalp atışları gibi yan etkiler yapıyordu.

Sahaya gelince tahmin ettiğim gibi Aslınur'un tek olduğunu gördüm. Giyinmiş, süslenmiş Kerem'i bekliyordu. Hadi ama, bu kadar da aptallık olmaz ki...

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Where stories live. Discover now