30-ALAY

97.7K 5.1K 2.5K
                                    

Uzun bir aradan sonra nihayet döndüm. Artık bölümler sık gelecek.

İyi okumalar!

Yemekhaneye girip yemeklerimizi aldık ve masamıza oturduk. Barış'ın bakışları hala aklımdan çıkmıyordu. Ona mesaj atmalı mıydım? Son mesajı benim attığımı ve onun görüldü yaptığını göz önüne alırsak, hayır atmamalıydım. Bunun nedenini yüz yüze de sorabilirdim.

Ya benden soğuduysa, daha da kötüsü o da Deniz gibi düşünüyorsa?

Saçmalama Melis. O çocuk senin için Denizle kavga etti. Ayrıca etüt vakti köşede karşılaştığınızda da fazlasıyla samimi davrandı. Fazla samimi.

O anlar aklıma gelince kızarmamı engellemek için elimin tersini yanağıma bastırdım. Kızlara henüz anlatmamıştım çünkü anlatmaya utanıyordum. Akşam ilk iş olarak anlatmaya karar verdim.

Yemeğime mercimek çorbasıyla başlarken yemekhaneden içeri Barış girdi. Bana bakmadan yemeğini aldı ve masasına oturdu. Gözlerimi devirdim, bu çocuk aşırı derecede dengesizdi.Bende yemek boyunca ona bakmamaya çalıştım ve doyduğum sırada Barış'ın da kalktığını gördüm. Fırsat bu fırsat, diye düşünüp bende kalktım. Tabldotlarımızı bırakırken denk gelirsek kimse çakmadan birkaç kelime de konuşabilirdik. Tabldotumu bırakmak için yürürken kızların erkeklere bu ani kalkışımı açıklamaya çalıştıklarını duyabiliyordum. Artık bu ani hareketlerime alışmışlardı.

Barışla yan yana gelirken konuştum.

"Yemekhaneye girmeden önceki bakış da neydi öyle?"

Bana kısa bir bakış attı.

"Bir şey yok."

Fazla ısrar etmenin bir anlamı olmazdı, söylemek isteseydi söylerdi zaten.

"Peki," diye mırıldandım ve o çıkışa yönelirken bende bizimkilerin yanına gittim.

Onlar yemeklerini yerken bende Barış'ın ne kadar dengesiz olduğu hakkında düşündüm ve bozulan moralimi düzeltmek için sohbete katılmaya çalıştım. Bir an önce kulübeye geçip dizi izleyerek sabahlamak istiyordum.

Yemeklerini bitiren bizimkiler ayaklanınca bende kalktım ve beraber kulübelerimize yürüdük. Ne kadar katılmaya çalışsam da bir türlü ne konuşulduğunu anlayamıyordum. Çünkü kafam başka yerdeydi.

Aras'ın,

"Kulübelerinize gidip hazırlanın, beş dakikanız var,"demesiyle kafeteryaya gideceğimiz aklıma geldi.

"Ben gelmesem olur mu ya?"dedim.

"Neden?"dedi Kerem.

'Barış bana durduk yerde soğuk davranmaya başladı ve moralim bozuk. Sabaha kadar dizi izlemek istiyorum,'demek istesem de diyemedim ve Hayalet'i öne sürdüm.

"Hayalet bugün hiç dışarı çıkmadı çok enerjik, enerjisini atması için koşuya çıkacağız."

Aras kolundaki koyu renk saate baktı. Bu saati ona doğum gününde Aslı'nın aldığını hatırlıyordum, beraber seçmiştik.

"Bu saatte mi?"

Başımı evet anlamında salladıktan sonra konuştum.

"Evet, saatte ne var ki?"

Omuz silkti.

"Bir şey yok. Ama yine de bizimle takıl. Hayalet de gelsin,"dedi.

Diğerleri de onu onayladı.

"Kafeteryaya hayvan kabul etmezler, kampa bile zor kabul ettiler," dedim.

"Kafeteryaya gitmek zorunda değiliz. İçeceklerimizi alıp parka falan da gidebiliriz,"diye bir öneri sundu Kaan.

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin