48-İLK

84.9K 4.5K 1.4K
                                    

Merhaba,

Bu bölümü Doyk WhatsApp grubuna, Doyk sayfasını yöneten adminlere, Beyzanurakar6, buse2379, shrcskn02, ftmbtlaksy,blum612, _ikarus_, MorbidAngelTr2 ve GlbediAkpnar 'a ithaf ediyorum.

İyi okumalar!


Tutku... Hissettiğim şeyin adı buydu sanırım. Bir öpücük insana bu kadar çok duyguyu bir arada hissettirebilir miydi?

Anlık gelen bir cesaret patlamasıyla dudaklarına uzandığım Barış, beni tutkuyla öpmeye başlamıştı. Beklediğimden sıcak, sandığımdan güzel ve fazlasıyla duygusaldı. Barış'ın bir eli belimde, diğeri saçımdaydı. Öpüşü beni sevdiğini hissettiriyordu. Daha önce hiç hissetmediğim bu duygularla kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor, ona acemi bir şekilde karşılık vermeye çalışıyordum.

Ayrıldığımızda ellerimi Barış'ın yumuşak saçlarından çektim ve tek elimle saçımı geriye attım. Çok utanıyordum. Nefes alış verişim düzene binerken göz ucuyla Barış'a baktım, şaşkın görünüyordu. O an o kadar tatlıydı ki, yanaklarını sıkmak istedim. Göz göze gelince yine bakışlarımı kaçırdım.

"Sonsuza dek utanacak mısın," dedi.

Omuz silktim ve cevap vermeden puflardan birine oturdum. Sonsuza kadar utanabilirdim. Hatta şu anda beyaz ışık yanmadığı için memnundum. Çünkü yanan tenim muhtemelen hiç olmadığı kadar kızarmıştı, domates gibi olduğumu hissediyordum.

O da gelip yanımdaki pufu bana biraz daha yaklaştırdı ve bana bakmaya başladı. Ona bakmadığım için yere bakıyordum, hasırın desenlerini ezberlemeye başlamıştım.

Barış'ın sorduğu soruyla başımı kaldırıp ona baktım.

"Pişman mısın?"

"Hayır," dedim şüphe duymadan.

Pişman değildim çünkü bu anı olduğundan daha güzel hayal edemezdim. Ortamın mükemmelliğini ve Barış'tan beklenmeyecek romantikliği geçtim, ilk öptüğüm kişi Barış olduğu için pişman değildim.

Derin bir nefes alıp elini gergince bacağıma koyduğum elimin üzerine koydu.

"Neden bu kadar utanıyorsun?"

Dürüst olmaktan zarar gelmezdi herhalde. Derin bir nefes alıp konuştum.

"Utanıyorum çünkü, seni öpen bendim. Ve bir nedeni daha var."

"Söylemek ister misin," dedi.

Barış'a ne olmuştu böyle çok anlayışlı davranıyordu. Normalde de öyleydi ama şu anda neredeyse Hasan kadar kibardı. Neredeyse.

Kararsızca gözlerine bakıp 'evet' anlamında başımı salladım. Dinlediğini göstererek bana bakınca bunu yüksek sesle söyleyemeyeceğimi anladım. Barış'ın kulağına doğru eğilip fısıldadım.

"Bende seni seviyorum."

"Anlamadım," dedi tekrar söylememi isteyerek.

"Bende seni seviyorum," dedim fısıldamaya devam ederek.

"Gerçekten anlamıyorum Melis... Sesli söyler misin şunu?"

"Ya seviyorum işte, aşığım diyorum," dedim sesli bir şekilde.

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Where stories live. Discover now