4- KOŞU YARIŞI

134K 6.4K 3.3K
                                    

Kolumdaki sızıyla uyandım.

Sağ bileğim sızlıyordu ama sızlamakta haklıydı. Doktorun verdiği güçlü ağrı kesici işe yaradığı için deve güreşi bile oynamıştım.

Şimdi ise ağrı kesicinin etkisi geçmişti ve bileğim sızlamaya başlamıştı.

Yatakta doğruldum.

Sırtımı yatak başlığına yaslayıp görüşümün düzelmesi için gözlerimi kırpıştırdım.

Dün ne olmuştu?

Ah. Doğru ya, Aslı ile Aras öpüşmüştü.

Görüşüm düzelince etrafa baktım.

Kızların hepsi yataklarına dizilmiş uyuyorlardı.

Gözüm birkaç saniye Aslı'da takılı kalırken yatakta kıpırdamasıyla hemen bakışlarımı ondan çektim.

Dün kulübeye gizlice girdiğimde içerde kimse yoktu.

Uzun bir duş alıp çıktığımda ise hepsi sandalyelere, yataklara kurulmuş bana bakıyordu.

Aslı ve Aras hariç.

Arada kaçamak bakışlar atsalar da benimle göz göze gelince hemen bakışlarını kaçırıyorlardı.

Onları umursamıyormuş gibi yapıp bizimkilere sadece hava almaya çıktığımı söyledim.

Pek inanmasalar da iyi olduğum için üstelemeyip dağılmışlardı.

Telefonumu alıp saate baktım.

07.26

Bu kadar erken uyanmış olmama lanet ederek yataktan doğruldum.

Banyoya girip rutin işlerimi hallettim ve dün duştan sonra kurutmadığım saçlarımı hafif nemli kalacak şekilde kuruttum.

Banyodan çıkıp bileğime doktorun verdiği jeli özenle sürdüm ve bandajı sıkıca sardım.

Sabah sahilde bir yürüyüş fena olmazdı. Dün olanları daha sakin bir kafayla düşünebilirdim.

Kahvaltı hafta içinde olduğumuz için 09.00 'da yapılıyordu.

Saat şu anda 08.00 olduğu için kahvaltıya kadar biraz hava alabilirdim.

Artık şort giymekten sıkılıyordum.

Şort yerine elbise giymeye karar verdim.

İçimdeki kasvetli dünyanın aksine askılı, beyaz ve üzerinde yazılar yazan, dizimin biraz üzerinde biten bol ve hoş elbiseyi giydim.

Saçlarımı her zamanki gibi açık bıraktım.

Beyaz sporlarımı giydim. Elbise biraz spor olduğu için kötü durmuyordu.

Kirpiklerime çok hafif rimel sürüp deodorant sıktım ve telefonumu elime alıp dışarı çıktım.

Telefonumu koyacak bir cebimin olmamasından nefret ediyorum.

Sahile doğru yürüdüm.

Sahilde yüzen kişiler bir elin beş parmağını geçmiyordu.

Kahvaltıdan önce yüzmenin mantığı neydi ki?

Şahsen ben aç aç hiç yüzemem. Midemde en azından bir iki lokma yemek olmalı.

Deniz havasını içime çekerek yürürken aklıma ailem geldi.

Özlemiştim.

Annem birkaç kere aramıştı ama hiçbirine cevap vermemiştim.

Muhtemelen endişeden gözüne uyku girmiyordu.

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin