Bölüm 60: Tek Bir Tercih ve Kalp Kırıklıkları

44.2K 4.1K 1.5K
                                    

Genç kız üşüyen ellerini montunun cebine koydu. Hava bahar ayı olmasına rağmen oldukça soğuktu. Sokak lambasının altında durmadan ileri geri yürürken genç adamın gelip gelmeyeceğinden emin değildi. Bu akşam aklında ki düşünceler ile evde tıkılı kalmak istememişti ama ona haber vererek iyi bir şey yapmıştı emin değildi. Kaçıp gitme isteği yüzünden her an koşarak bulunduğu yerden uzaklaşabilirdi. Ama artık yaşadıkları karmaşanın sonunu getirmeliydi. Yaşadığı sorunlar onu sanki ikiye bölüyormuş gibi hissediyordu. Bu kararı vermeden önce çok düşünmüş ve sonunda yapması gerekeni anlamıştı. 

Başını montunun şapkası içinde çevirdiğinde bomboş olan sokağın girişinde insan silueti görünce onun geldiğini anladı. Sislerin içinden ona doğru yürüyordu. Genç adam yakınlaşınca kıza eliyle selam verdi.

"Seni bu saatte buraya çağırdığım için özür dilerim." dedi genç kız gerçekten kendini mahcup hissediyordu. Ama kararını verdikten sonra bir saniye bile beklemek istememişti. Kalbi sanki gittikçe durduğu yerde şişiyordu ve vicdanı nefes almasına bile izin vermiyordu. 

Orkun kocaman gülümseyerek önemli değil dercesine başını salladı. Sarı saçları havada ki nemden dolayı ıslanmış ve alnına yapışmıştı. Kıza doğru bir adım attı ve gülümsedi.  "İlk defa beni bir yere çağırıyorsun."

Kız başını sallayarak yürümeye başladı. Orkun da ona eşlik etti. Seren konuya nasıl gireceğini bir türlü bilemiyordu. Belki de hayatını tamamen değiştirecek bir karar vermek üzereydi.  Evet hala ona gıcıktı ama ondan başka dertleşeceği herkes ona yardım etmek adına bir şeyler karıştıracaktı. Bundan emindi. En azından Orkun'un yanında rahat olabiliyordu.

"Evet, ben bile seni çağırdığıma şaşırdım." Gülerek bakışlarını gökyüzüne çevirdi. "Biriyle konuşmak istediğimde tuhaf bir şekilde aklıma ilk sen geldin. Fazla bencilim öyle değil mi? Daha birkaç önce senden nefret ettiğimi dile getirmiştim oysa. " Kendi haline alayla gülüp başını ayaklarına çevirdi. Bazen kendinden gerçekten nefret ediyordu. Özellikle biraz sonra yapacağı konuşmadan sonra olacaklara neden olduğu için. 

Orkun bir süre konuşmadı. Kızın ne düşündüğünü ne hissettiğini az çok tahmin ediyordu. Ayrıca kim derdi ki ona bir kız çağırdığında koşarak yanına gideceğini? Seren onu ne hale çevirmişti. Orkun istemese de değiştiğini hissediyordu. Üstelik Asel'den sonra Seren'e ısınması daha kolay olmuştu. Ona gerçekten aşık mıydı? Bilmiyordu ama genç kız onun için değerliydi. 

"Sadece anlatacaklarını yorum yapmadan dinleyecek ve seni alaylarıyla gıcık edip, acıklı durumundan uzaklaştıracak birini yanında istedin. "

Seren başını ağır ağır salladı. Kutlu'yu düşünmekten kafayı yiyecekti. Kendinden, olanlardan biraz olsun uzaklaşmaya ihtiyacı vardı. "Hep haklı olmak yorucu değil mi?" Seren gülümserken gözlerinden akan yaşlar ona ihanet etmişti. Neden ağlamasını durduramıyordu. Kalbi artık patlayacakmış gibiydi. Özlemle yanıp tutuşurken ondan uzak durmaya çalışmak aklını kaçırmasına neden olacaktı. "Ben üzgünüm." Titreyen sesini duyduğunda hıçkırıkları daha kolay çıktı dudaklarından. Orkun hemen kızın omuzlarından kendine çekip Seren'i göğsüne yasladı. Genç kız öyle çok hıçkırıklarla sarsılıyordu ki onun ne yaptığının farkında değildi.

Uzun bir süre ağladı. Burnu akmıştı, gözleri normalinin iki katı haline gelmişti ama rahatladığını hissediyordu. O an Orkun'un kollarının bedeninde sımsıkı sarılı olduğunu fark etti. Genç adamı göğsünden iterek uzaklaştırmaya çalıştı ama yapamadı. Hala onu sımsıkı tutuyordu.

"Orkun..." Ne diyecekti? Adamı buraya kadar çağırmış, yanında hıçkırarak ağlamıştı. Çok utanıyordu. Ona bu kadar zayıf halini göstermemeliydi. Seren ne zaman böyle güçsüz birine dönüşmüştü ki?

Misafir Ruh -2- MuammaWhere stories live. Discover now