Bölüm 49: İki Hayatın Çarpışması

42.1K 4.6K 357
                                    

"Asel, Seren uyandı."

Genç kız duydukları karşısında yattığı yerden doğruldu. Gülümsemesi tüm yüzüne yayılmıştı. Kalbi ise aldığı sevinçli haber sayesinde hızla atıyordu.

"Hemen geliyorum." Dedi yatağında hızla bakmaya çalışırken annesi koltukta uyuyordu. Bu yüzden dikkatli olması gerekecekti.

"Hayır, gelme. Şuan gelsende onu göremezsin." Sedat'ın neşeli sesi Asel'in de enerji ile dolmasına neden olmuştu. Odaya giremeyecek olsa dahi arkadaşını görmek istiyordu. Onun uyanmasını beklerken gerçek anlamda yıpranmıştı. Genç kızın hak ettiği hayatı kendisi yaşamak istemiyordu. Odadan sessizce çıkıp aksak adımlarla ilerledi. Kutlu yanında durmasada an azından çevresinde olurdu. Şimdi ise ortalıkta görünmüyordu. Aptal herif hala gerçeği görmemişti.

Asel, koridora döndüğünde Çağrı ailesinin erkeklerini gördü. Hepsi toplanmış, ölü gibi sessiz olan hastane de neşeyle sohbet ediyorlar ve birbirlerinin omuzlarına vuruyorlardı. Genç kız bu dört erkeğin arasında aşık olduğu adama baktı. Onun böyle neşeli olduğu bir ana şahit olmamıştı. Sanki daha da genç görünüyordu. Genç kız bir an oradan uzaklaşıp aileyi yalnız bırakmayı düşündü. Gerçi bu sadece birkaç saniye sürmüştü, ardından onlara doğru ilerlemeye başladı. O ailenin bir üyesi olmak için yanıp tutuşuyordu. Birkaç adım attıktan sonra Serhat onu görmüş sonra da yüzünde alaycı bir ifade ile Sedat'ı dirseğiyle dürterek başıyla Asel'in olduğu noktayı göstermişti.

Sedat ona baktığında iç çekmeden yapamadı. Bir adam bu kadar güzel ve sevgi dolu bakabilir miydi?

Asel gülümsedi ama ilerlemedi. "Merhaba" dedi çekingen bir tavırla. Sedat'ın gülümsemesi daha da yüzüne yayıldı ve hızlı adımlarla kıza yürüyüp ona sımsıkı sarıldı. Asel'in ayakları yerle temasını Kaybettiğinde adam onu etrafında döndürdü. Asel kahkaha atmamak için dudaklarını bastırsa da dayanamadı. Kahkahası koridorda yankılanırken kendini gerçekten mutlu hissediyordu.

Mutlu ve özgür.

Sedat onu yere indirdiğinde Seren'in yattığı odaya doğru ilerlemek istedi ama Sedat kolundan tutarak buna engel oldu.

"Şimdi göremeyeceğiz. Doktorlar dinlenmesi için yeniden ilaç verdi. Uyuyor ama yarın sabah ziyaret edebiliriz." Asel kaşlarını çattığında adam kızın alnının ortasına parmağıyla dokunup gülümsedi. Kız onun gözlerinin gülümsediğinde ne kadar da güzel göründüğünü şimdi fark ediyordu. Öyle genç ve tasasız görünüyordu ki farkında olmadan elini kaldırıp avucunu genç adamın yanağına dayadı. Bu onun için şaşırtıcı bir hareketti.

Fakat onu daha da şaşırtan ise adamın başını kızın eline doğru yaslaması ve huzur içinde gülümserken gözlerini kapamasıydı. Genç kız inadına da olsa arkadaşının odasına girebilirdi ama bunun bir anlamı yoktu. Zaten onunla konuşamayacaktı. Bu yüzden Sedat'ın kolları arasına girip gözlerini kapadı. 

Sonunda Seren uyanmıştı.

*********

Seren göz kapaklarını yeniden araladığında gündüz vaktiydi. 

Odanın pürüzlü, beyaz duvarı tuhaf bir şekilde tanıdık geliyordu. Odasında olabilir miydi? Belki de antrenmanına geç kalmıştı. Ne de olsa maç sezonu yaklaşıyordu. Bir an önce takımını hazır etmeliydi. 

Tüm bunları düşünüp yaşadığı o kötü anları yok etmek isterdi. Hiç hatırlamamak. Hatta hafızasını kaybettiğine sevinebilirdi bile. Üstelik diğerlerine hafızasını kaybettiğini söyleyebilir, yüzleşmesi gereken her şeyden kendini koruyabilirdi. 

Yine de tüm bunlar ne işine yarayacaktı?

Gece uyandığında Kutlu'nun bakışlarını çok açık bir şekilde görmüştü. Peki, o öyle bir yabancıya bakar gibi bakarken daha ne yapabilirdi ki? 

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin