Bölüm 34: Geçmişteki Kötü Adam

41.2K 4K 309
                                    

Asel, Kerem'in kapının dışına itmeye çalıştı. Adam kalıplı olsa da Seren'in fiziksel gücü de yok sayılmayacak kadar fazlaydı. Bu yüzden adam geriye doğru adım atmak zorunda kalmıştı. Yüzünde ise şaşkın bir ifade vardı. "Şuan konuşmak için doğru zaman değil." dedi genç kız bir yandan. Adamı itmek için kullandığı güç yüzünden nefes nefese kalmıştı. Genç kız adamı kapının dışına sürüklerken Kerem'de konuşmak için fırsat kolluyordu.

"Seren bir dakika ama..." Kerem konuşmaya başlamadan Asel onu dışarıya çıkarmayı başararak kapıyı genç adamın suratına kapattı. Başarısından dolayı kendi kendini kutlarken kapalı kapının arkasına bitkin bir halde yaslandı. Verdiği mücadeleden dolayı nefes nefese kalmıştı. Ciğerlerinden yükselen çığlığı yok sayarak temkinli bir halde Sedat'a baktı. Etraf birden sessizleşince Asel zorlukla yutkundu. Fırtına öncesi sessizlikti bu.

Genç adamın kolları göğsünde bağlı, ciddi bir yüz ifadesiyle kıza bakıyordu. İfadesi duvar kadar boştu. Asel onun bu hali karşısında konuşup konuşmamak konusunda kararsız kalmıştı. Hatta içinde ki sesi dinlerse arkasını dönüp kaçması gerekecekti. "Senin sevgilin mi?" Sedat soruyu resmen dişlerinin arasından tıslayarak sormuştu. Gözlerinde ki öfke öyle belirgindi ki sanki genç kızın ruhuna işliyordu. Asel biraz daha kapıya dayandı. Sanki aniden açılmasından korkuyordu. Genç adamın çok sinirlendiğinin farkındaydı. Gözleri alev alev parlıyordu ve alnında bir damar durmadan atmaktaydı. Sedat sınırındaydı.

"Aslında..." diye söze başladı kız. Gerçi ne diyeceğini tam olarak o da bilmiyordu. Kırk yıllık oyunculara taş çıkartan performanslar sergileyen Asel şimdi bir cümleyi kurmaktan acizdi. Seren'in bedeninde olmak onu ne kadar değiştirmişti?

Sedat elini kaldırarak kıza susmasını işaret etti. Gözlerini bir an kapatmış sonra da hırsla açmıştı. "Asel olan sana karışmaya hakkım yok." dedi öfkeli bir tavırla. "Ama şuan kız kardeşimin bedeninde olduğun için kimseyle sevgili olmana izin veremem." Parmağını uyarırcasına kıza sallıyordu. Gözlerinde ki öfke sanki kalıcı olarak oraya yerleşmiş gibiydi.

Asel, genç adamın söyledikleri ile ruhunun bin parçaya ayrıldığını hissetti. Başını, genç adamı anladığını gösterircesine salladı. Neden bu kadar canı acımıştı ki? Sadece Asel'e karışmayacağını söylemişti. Anlaşılan onun için herhangi bir anlam ifade etmiyordu. Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı ama siniri geçmek yerine daha da artıyordu. Varlığından bu yana ikinci defa birine karşı duygularını ifade etmişti ve ikinci defa duyguları ayaklar altına alınıyordu. İlkinde susarak saklanmıştı ama şimdi aynısını yapmayacaktı. Bu yüzden öfkesini kusmayı tercih ederek adama döndü.

"Sorunlarımı da kendim hallederim o halde." Asel hızlı adımlarla adamın yanından geçerek odasına gitti. İçeri girdiğinde dış kapının orada dikilen Sedat'ın sırtına baktı ve odanın kapısını öfkeyle kapattı. Kapıyı sert bir şekilde kapatmak bile hırsını almasına yetmemişti. Duvar yumruklamak istiyordu ama onun yerine yatağının üstünde ki yastıkları yumruklamayı tercih etti. Seren'in elleri yerine kendi elleri olsa da duvara yumruk atmayacak kadar canına düşkündü.

Yine haşatı çıkan yastıkla da siniri geçmemişti. Sinirle doğruldu. "Salak herif." diye bağırdı kapalı oda kapısına doğru.

"Bunu duydum." Sedat'ın sesi kapalı kapının ardından boğuk gelse de kıza ulaşmıştı.

"Lanet olsun." diye mırıldanarak elinde ki yastığı kapıya fırlattı. "Her şeyi de duyuyor herif ya." Kollarını göğsünde bağlayarak kendini yatağa attı. Ortalığı dağıtmamak için kendini zor tutuyordu. Evde durmaya tahammül edecek durumda değildi. Aklına gelen ani kararla hemen üstünü değiştirdi. Bir an önce evden çıkmak istiyordu. Üşümekten nefret ediyordu ama temiz hava ile düşüncelerini düzenleyebilirdi. Çantasını alarak odasından çıktı.

Misafir Ruh -2- MuammaWhere stories live. Discover now