VI.

11.7K 798 69
                                    

21

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


21.01.2018'de yayınlanmıştır.

VI. Bölüm

Yanlış olduğunu biliyordum. Ah bir kere de lanet olası iç sesimi dinlesem keşke. Hep başımın dikine gidiyorum, hep. Serkan tek başına gelmişti ve beni de yalnız beklediğini birçok kez ima etmekten çekinmedi. Bunun üzerine Hatice de ona sapık muamelesi yaparak bir sürü laf soktu. Eh kız avukat benim gibi, tabi ki bizi savunacak. Sonra bir süreden sonra Sadece ikisi atışmaya başladı ve bende Haticeyi alarak kafeden ayrıldım. Yani heyecan yapıp kelimeleri karıştıracak vaktim bile olmamıştı!

"Olmaz bu çocuk Gülsüm! Öküz gibi bir şey bu!" Hatice söylenerek yürümeye devam ediyordu. Sinirden hızlı yürüyordu birde, ayaklarım ağrımıştı. İnsanlar da bize garip garip bakıyordu. "Hatta ona öküz diyerek, garibim öküzlere ayıp ediyorum. Onlar da bir işe yarıyor sonuçta!"

"Haklısın. Bir daha görüşmeyiz. Furkan abimin arkadaşı böyle olur işte, yani standart çok yüksekte olmamalı tatlım," diyerek göz kırptım. Gülsüm sonunda sakinleşti ve yavaşladı. Hayır kolumu kolundan çekse de ben kendim yürüsem. Yangından mal kaçırır gibi götürüyor beni. "Artık sessiz olur musun? Beni azarlıyorsun sanıyorlar."

Evimin önüne geldiğimizde nefes nefeseydim ve çok yorgun hissediyordum. "Şimdi güzel bir duş alıp uyuyorsun. Bu saçma randevuyu unut. Sana çok yakışıklı bir adam bulacağım. Öküz olmayanından!"

"Tamam şef. Yarın baroya başvurmaya gideceğiz unutma."

Teknik olarak hala avukat değilim. O kadar hava attım ama henüz baroya kayıtlı değilim. Bu yüzden yarın başvurmamız gerek. Ben olmasam da Irmak Yaren başvurmalı. Ah! Ona imzamı öğretmem gerek. Sıkıntıyla eve çıktım. Üzerimden koyun sürüsü geçmiş gibi hissediyorum. Kötü bir fikir olduğunu biliyordum. Bir erkek bana ilgi gösterince hemen inanıyorum, hevesleniyorum ve heyecanlanıyorum. Azgın mıyım ben?!

Hemen duş aldım ve en sevdiğim pijamalarımı giydim. Irmak Yaren'in bunları sevdiğini sanmıyorum. İpek iç çamaşırlarını gördükten sonra, iç çamaşırlarımı sevdiğini de sanmıyorum. Büyük ihtimalle bana dair sevdiği tek şey Hakan ağabeyim. "Bana ne. Bende onun otlarını sevmiyorum." Aklıma yarın et yiyemeyeceğim geldi ve hemen mutfağa gittim. Herkes salonda oturmuş ve televizyon izliyordu. Hakan ağabeyim uzun zaman sonra saat dokuzda evdeydi. Biraz dalgın duruyordu, sabahki ateşli teklifi düşünüyor düşünüyor sanırım.

Ablam ile Furkan ağabeyim, çocuk gibi cips kavgası yapıyordu. "Gençler ben acıktım. Sucuk yemek isteyen var mı?" Kimseden ses çıkmayınca kendime sucuk pişirdim ve afiyetle yedim. Oh! Mis gibi dana eti. Afiyet olsun güzel midem.

"Furkan dedi ki." sesiyle yerimde sıçradım ve hemen arkamı döndüm. Hakan ağabeyim yemek masasına yaslanmış bana bakıyordu. "Sabah gelen kadın seni tanıyormuş."

Furkan ağabeyim de dedikoducu teyzeler gibi, ağzında bakla ıslanmıyor. Furkaniye. Dudağımı büzdüm ve pratik zekam çalışsın diye kafamı dolaba vurdum. "Ah," sesi hem buldum hem acıdı anlamında ağzımdan çıkıverdi. "Staj yaptığım yerde tanışmıştık. Seni tanıdığını bilmiyordum yoksa abi. Çok ünlü biri o biliyorsun değil mi? Üstelik şu an sevgilisi var."

Kusursuz İllüzyonWhere stories live. Discover now