Ertesi Gün
Jackson duşunu alıp kahvaltısını yaptıktan sonra ancak kendine gelebilmiş , hazırlanarak şirkete gitmişti.
Gedecen beri en az 10 kere Mark'ı aramış ama hiç cevap alamamıştı.
Odaya girdiğinde Mark dans ediyordu ve onun geldiğini bile farketmemişti.
"Mark niye açmıyorsun telefonlarımı?"
Mark cevap vermeden göz devirmiş , yüzüne bile bakmadan koltuktaki telefonunu alarak kapıya gidecekken Jackson önüne geçerek kapıyı kilitledi.
"Aç şu kapıyı ve gözümün önünden kaybol."
Kapıda duran Jacksonı ittirmeye çalışsada başarısız olmuştu.
"Ya dinlemedin ki.?"
"Neyi dinlicem? Bana sözün olduğu halde bara gitmeni mi? Beni ekmeni mi? Yoksa Beni ekerek O nefret ettiğim piçle bara gitmeni mi? Hangi birini dinliyim?"
"Nİ ANLATSAM ANLICAKSIN AMA DİNLESENE!"
"Hiç sanmıyorum.Gerek y-"
Jackson sözünü keserek koltuğa oturması için ittirdi ve yanına oturdu.
"Dinlemeden çıkaramam seni burdan."
Mark derin nefes alarak kagasını sallamıştı.
"İyi neymiş sebebin? Anlat!"
"Ya reklam çekimi bitti.Dediler ki setle beraber içelim.Bende dedim tamam ama 2 saat vaktim var.Sonra işte sarhoş olmuşum saati unuttum."
"Eee bumu? O herifin senin evinde ne işi vardı?!"
"Ya içeri girmedi ki! Girecekti ama ben sokmadım? Ya bunun için aramızın bozulması saçma değil mi?"
"Değil! Anlattıığına göre artık gidebilirim.Şuan seni duymak istemiyorum."
Jacksonın elinden anahtarı kaptığı gibi odadan çıkmıştı.
Şirketin önünde Jungkook'u görmek isteyeceği son şeydi.Kendisine doğru gülümseyerek yürüyen bedene ölümcül bakışlarını yolluyordu.
"Oo Mark meraba.Seni görd-"
Mark konuşmasını bitiremeden sinirle suratına yumruğu geçirdiğinde Jungkook sendelemiş, ikinci yumrukla kendini yerde bulmuştu.
Kanayan dudağının kenarını tutarak şaşkın bakışlarıyla Mark'ı süzüyordu.
"Napıyorsun lan sen?."
Mark sinirle sırıtarak yerdeki bedene ard arda tekmelerini geçirmiş, ardından üstüne çıkarak atabileceği en sert yumrukları atmaya başlamıştı.
Küfürler savurmayı da ihmal etmiyordu.
"Senin! Yüzünü dağıtırım! Seni orospu çocuğu! Ne istiyorsun lan bizden NE!"
Jackson koşarak koltuk altlarından tutmuş ve yerdeki bedenin üzerinden ayırmıştı.
"YA BIRAK YA! BIRAK DAHA RAHATLAYAMADIM!"
Jackson gülerek yanaklarını sıktı ve içeriye soktu.
"Ya bırakta geberteyim şunu Jackson çekil! "
"Şşhhh yürüü.Nasılda haşin ya! Çok tatlı oluyosun adam döverken."
Mark'ı zorla da olsa odaya çıkarıp koltuğa oturtmuştu.
"Öldürecektin çocuğu o nasıl vurmaydı öyle "
Kahkaha attığında Mark çatık kaşlarıyla sert bir bakış atmış ,homurdanmıştı.
"Seninde ağzını yüzünü dağıtmak istiyorum ama.."
Jackson yere onun hizasında eğilmiş, sevimli yüzünü sergileyerek gülümsemişti.
BINABASA MO ANG
~~Watashi O Shinjite ~~||MARKSON (BİTTİ)
Short StoryJackson tekrar sırıtara sert bir şekilde ar arda beline vurdu kırbacı. Mark artık acıdan bayılacaktı.Tek yaptığı sessizce yorganı ısırmak olmuştu. Jackson sırıtarak kulağına eğildi. "Öldün mü Mak-kııı~"
