Mark en ilerdeki masada , salıncağa oturmuş sinirden küfürler ediyor sakinleşmeye çalışıyordu.
Jackson yanına oturup çenesini tuttuğunda elini itti.
"Çekil şurdan be.Ne var???"
Jackson iyice yaklaşıp dudağına masum bir öpücük kondurmuş , elindeki kalpli hediye kutusunu uzattı.
"Şşh biraz sakin ol.Bak b-"
Mark kutuyu yere iterek ayağa kalktığında Jackson yüzünü astı ve oda ayağa kalktı.
"Napıyorsun hediyen o senin!"
"Al hediyeni bi tarafına sok! DOPUM GÜNÜMÜ KARŞIMDA O PİÇLE OYNAŞARAK MI KUTLUYORSUN SEN HA?! GİT BUNUDA ONA VER!"
Mark üyelerin yanına gittiğinde Jackson arkasından yere eğildi ve kutudan düşenleri içine geri koydu, aldı.
Kook ne olduğunu merak etmiş Jackson'ı izliyordu.
"Jack? Ne oldu öyle ya?"
"Bırkasana yaa! Hediyesini bile fırlattı.Ne bok yerse yesin! Ulan okadar uğraştım ben be!"
"Neyse ben gideyim , zaten ortam müsait değil.."
Jackson da kafasını sallayarak masadan telefonunu aldı.
"Bende otele geçicem zaten.Beraber gidelim."
Mark birlikte ordan çıktıklarını gördüğü gibi fırlamış peşinden gitmeye başlamıştı.
"Jackson nereye!!!"
"Cehennemin dibine Mark! Gelcen mi! "
Mark kaşlarını çatarak yaklaşsada ikili yürümeye devam ediyordu.
"Hediyemi vermedin lanet olası!!"
Jackson sinirle döndü.
"Verdim ama sen kabul etmedin.Nah sana hediye! Mutlusundur şimdi!"
"Ya nedemek nah sana hediye! Yaa dursanaa...."
10 dakika kadar yürüdüklerinde Kook'un evinin önüne gelmişlerdi.
"Ah içeri gelsene? Bi kahvemi iç?"
Mark araya atladı.
"HAYIR İÇMEYECEK!"
"Olur tabii içeyim."
Jackson içeri girecekken sertçe kolundan tuttu ve çekiştirmeye başladı.
"Bırak be kolumu."
"Ne o! Beni böylemi cezalandıracaksın! Doğumgünümü böyle mi geçireceğim ha!! BENİ MUTLU ETMEN GEREKİRDİ!"
"EHH yeter be! Sabahtan beri kıçımı yırtıyorum ben! Sen ise hediyeyi fırlatıyorsun!! All bak! "
Kutudan kolyeyi çıkarıp Mark'ın yüzünü tek eliyle tuttu.
"Bak! NAPTIN! KIRDINN! DEĞERSİZ BİR ÇÖP GİBİ FIRLATTIN! HAKEDİYOR MUSUN SEN BUNLARI?"
Mark birşey söyleyememiş , içindeki fotoğrafı görmüştü.
Jackson kutudaki notları, ve diğer şeyleride gösterdi.
"GÖRDÜN MÜ! SABAHTAN BERİ BUNLARLA UĞRAŞIYORUM! SEN MUTLU OL DİYE! HİÇ KIYMET BİLMEZ MİSİN SEN?! "
"T-tamam...bağırma! Özür dilerim ama o piçi getirmeseydin sende! Siz karşımda öyleyken nasıl mutlu olabilirim ha!"
Jackson derin nefes alarak saçlarını karıştırdı.
BINABASA MO ANG
~~Watashi O Shinjite ~~||MARKSON (BİTTİ)
Short StoryJackson tekrar sırıtara sert bir şekilde ar arda beline vurdu kırbacı. Mark artık acıdan bayılacaktı.Tek yaptığı sessizce yorganı ısırmak olmuştu. Jackson sırıtarak kulağına eğildi. "Öldün mü Mak-kııı~"
