Başımı salladım ve bir şey sormalarına izin vermeden dışarı çıktım. Benle eş zamanlı olarak erkeklere ait lavabodan da Çağrı çıkmıştı.

Görünmek istemesem de o beni çoktan görmüştü.

"Bade?" ses tonu heyecanlıydı ve ela gözleri pırıl pırıldı.

"Çağrı?"

Çağrı'yı sahilden ayrıldıktan sonra ne aramıştım nede mesaj atmıştım. Onu bir daha görmeyeceğimi düşünürken o burada karşıma çıkmıştı.

Geldi ve bana sarıldı. Bu samimiyet nereden geliyordu anlamamıştım. Alt tarafı sahilde 1-2 saat takılmıştık. Bozulmaması adına bende sarıldım. Yaşına tezat düşen ağır parfüm kokusu burnuma doldu. Hoş koku olsa da Çağrı'da beğenememiştim.

"Bütün hafta aramanı bekledim, Niye aramadın?"

Şimdi işin içinden çık çıkabilirsen. Yalan uydurma zamanıydı. Kolaylıkla yalan söyleyebilirdim. Bu alışkanlığımı sevmiyordum ama çoğu zaman başımı dertten kurtarıyordu.

"Telefonumun ekranı kırıldı, o yüzden arayamadım."

Suratı düştü ama kendini kısa sürede toparladı.

"Kulübe mi geldin?"

Ne kulüpmüş be, görende dünyanın gece merkezlerinden birisi sanacaktı.

"Hayır ailecek restoranda yemeğe geldik."

Anladım dercesine başını salladı. Yeterince oyalanmıştım ve annem birazdan buraya damlardı.

"Neyse benim gitmem lazım, görüşürüz."

"Telefon numaranı versen olur mu? Senin arayacağını sanmıyorum."

Yalan uydurduğumu anlamış mıydı? Oysaki güzel yalan söylediğimi düşünüyordum.

O sırada sert bir ses ismimi söyledi.

"Bade!"

Gözlerimi Çağrı'dan çekip alev alev olmuş gözlerle bize bakan Tolgay'a çevirdim. Sinirden yüz hatları gerilmişti.

Neye sinirlendiyse durduk yere?

Çağrı Tolgayı göstererek "O kim?" dedi. Tolgay cevap vermeden ben konuştum.

"Önemsiz biri, boşver sen."

Bu lafımdan sonra Tolgay iyice kasıldı. Üstüme atlayıp beni şuracıkta öldürebilirdi.

Çağrı Tolgay'ı süzdü ve bir şey demedi. Ortam yeterince gerilmişti ve benim buradan sıvışmam gerekiyordu.

"Tamam söylüyorum numarayı kaydet."

Çağrı gülümsedi ve titreyen elleriyle telefonunu çıkardı. Heyecanlı olması çok tatlıydı. Numarayı titreyen elleriyle kaydetmesi zor olacağı için telefonu elinden aldım ve hızlı bir şekilde numaramı kaydedip geri verdim.

Çağrı neşeli bir sesle "Te-teşekkür ederim." dedi.

Bir adımla Çağrı'ya yaklaştım ve kollarımı boynuna doladım. Çağrı temasımla titredi. Gerçekten benden hoşlanıyordu.

Geri çekildim ve "Görüşürüz" dedim. Çağrı cevap veremezken Tolgay'ın yanından geçtim ve restoranda geri dönmek için karanlık koridorda yürümeye başladım.

Bir iki adım attıktan sonra geri çekildim ve kırmızı ışığın aydınlattığı duvara yapıştırıldım. Sırtım bu ani hareketle sızlamıştı.

Tolgay kararmış gözlerle karşımdaydı. Gördüğüm kadarıyla fazla sinirliydi ve bu hoşuma gitmemişti.

Elini başımın hizasında duvara yasladı ve kolu kaçmam için engel oldu. Kolu sinirden kasılmıştı ve damarlarını bu karanlıkta bile görebiliyordum.

Zindanजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें