Saçlarına perma yaptırmış olan sarışın aşırı ince sesiyle ''Ne dedin?''dedi.

Kayla baygın bakışlarını ona yolladı.

''Herhangi bir engelin mi var?''

Elinde birkaç saç telimin kaldığına emin olduğum kız, ayaklanıp benden iki adım uzaklaştı. Elinin benim sarmaşığımın içinden bu kadar kolay çıktığına şaşırmıştım açıkçası.

''Sen ciddi misin?''dedi bana tuhaf bakışlar atarak.

Kayla derin bir nefes aldı.

''Evet,evet.''diye homurdandı.

''Şimdi kaybolun.''dedi elini savuşturarak. Kayla? Benim için? Çakma bebeklerine?

Kızlar yüzünü buruşturdu ve bana küçümseyici bakışlar atarak uzaklaştılar. Bunun yarın tüm okula yayılacağından eminim.

''Sen...''

Onsuz da halletmiştim aslında.

''Artık borçlusun, çirkin.''dedi ve beklemeden ağır adımlarla esmer bir çocuğun yanına gitti.

Dudaklarına yapıştığında olduğum yerde donmuş bir şekilde onu izlemeye devam ettim. Gitmeden önce bana attığı sinsi bakışlar diğerlerine hiç benzemiyordu. Bunun altında bir şey olduğu hakkında midem bile benimle hemfikirdi.

Lanet olsun.

Hayatım sadece olduğu gibi kalamaz mıydı?

&

''Lütfen, baba!''diye inledim.

''Hayır, Lily. Bunu hakettin.''dedi bakışlarını bana çevirmeden.

Yardım ister gibi anneme baktım. Hiç de yardım edecekmiş gibi durmuyordu. Kaşlarını kaldırdı ve bardağını ağzına götürdü.

Babama döndüm ve çatalındaki bifteği yemesini bekledim.

''En azından araba.''dedim çaresizce.

Yemek boyunca cezamı hafifletmeye çabalamıştım.

Alt dudağımı sarkıttım. Babam bana döndüğünde bakışları yumuşamıştı. Evet! İşe yarıyordu.

Annem boğazını temizledi.

Sadece babamda...

''Olmaz.''dedi azarlar bir tonda.

''Onlarla görüşmeni istemiyoruz, Lily.''dedi annem.

Sakince bana bakıyordu. Ama sesindeki endişe bariz bir şekilde ortadaydı.

İkisi de ellerindekileri tabaklarının kenarına bıraktı. Yarım kalmış yemeklerine bakınca ciddi bir konuşmaya başlanacağını anladım.

Gergince onlarını taklit ettim ve ellerimi kucağımda birleştirdim. Zaten iştahım yoktu ve yemekle oynamaktan başka bir şey yapmamıştım.

Bakışlarımı annemin kararlı ve babamın düşünceli yüzünde gezdirdim.

''Ama buna engel olamayız, Serena.''dedi babam yavaşça.

İkimiz de şaşkınca ona döndük. Annemin kaşları çatıldı.

''Bunu nasıl söylersin? Ne hakkında konuştuğumuzun bilincindesin değil mi , William?''dedi.

İsmini kısaltmaması kötü şeylerin habercisiydi.

''Bunun bir gün olacağını biliyorduk.''dedi usulca.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now