''Hii! Defne..Kuzum ne oldu yüzüne böyle? Kuzuluktan çıkıp panda ayılarına benzemişsin'' derken yanıma gelmiş eliyle çenemi tutmuş çenemi hareket ettirerek yüzümü inceliyordu.Panda ayıları demesine sesli bir şekilde gülmüştüm.

''Panda ayıları tatlı olur'' diyerek gülümsedim.

''Kız dalga geçmeyi bırak ne oldu sana böyle?''

''Dalga geçen sensin,panda ayısı dedin ya'' diyerek gülümsedim daha sonra da ''Ufak bir trafik kazası'' diyerek ekledim.

''Nee? Trafik kazası mı? Otobüs,taksi ya da dolmuşta mı oldu?'' 

''Ayla abla tramvayı atladın'' dediğimde gözleri şaşkınlıktan büyümüş''Yoksa tramvay mı kaza yaptı?'' dediğinde yine kahkahamı engelleyememiştim.Ben gülümseyip kahkaha attıkça dudağım sızlıyordu..

''Ulaşım araçlarını saydın ben de tramvayı unuttun diye eklemek istedim.Hiçbiri değil..'' dediğimde hüf'leyip ''Çatlatma insanı meraktan.Nasıl oldu ya?He birde bu pansumanı doktora mı yaptırdın?Yara bandını yamuk yapıştırmış sanki'' dediğinde sızlayan dudağımın izin verdiği kadarıyla gülümsedim.Yine simetri hastalığı tutmuştu anlaşılan..

''Pansumanı şey yaptı..Arkadaşım.Evet sanırım arkadaşım sayılıyor..Imm..Şey..Arkadaşım beni arabasıyla şirkete getiriyordu gelirken son anda kazadan döndük'' dediğimde gözleri merakla açılmış ''Hangi arkadaşmış bu?'' diye sormuştu.Annesi tarafından sorguya çekilmiş bir kız çocuğu gibi hissediyordum kendimi..Şuanda bana bu soruları soran Ayla abla değilde annem olsaydı keşke diye geçirdim içimden.Bugün neden hep konuyu aileme getiriyordum? 

''Bilmiyorum tanır mısın? Cenker..Cenker Güneyli'' dediğimde bu sefer gözleri hiç açılmadığı kadar açılmış''Kuzgun Cenker mi?'' diye sormuştu.Ayla abla nereden tanıyordu acaba? Tamam Cenker'in İstanbulda büyük bir tanınmışlığı vardı ama Ayla ablanın tanıyor olmasına şaşırmıştım nedense.

''E..vet.'' dedim.

''Onunla arkadaş mısınız? Ne zamandan beri?'' dediğinde çığlık atıp uzaklaşmak istemiştim.Resmen beni sorguya çekiyordu...Ne olur ne olmaz diye Cenker'in küçük yalanını bozmamak için''Uzun bir zamandır tanışıyoruz'' dedim ve başka soru sormasına izin vermeden kahvemi aldığım gibi''İyi günler Ayla abla işime dönmem gerek'' diyip uzaklaşmıştım.

Asansöre doğru ilerlerken bir anda olduğum yerde kalmış gözümü ilerideki kumral olan adama dikmiştim...Bu? O izbandutlardan birine çok benziyordu..Yan durduğu için o mu değil mi emin olamıyordum.İyice görebilmek için gözümü kısıp baktığımda o sırada yüzünü bu tarafa doğru çeviriyordu ve..Hemen geriye dönerek merdivenlere yönelmiş ayağımdaki topuklu ayakkabıların izin verdiği kadarıyla hızlı gidiyordum..Yanlış görmüş olmalıydım..Buraya gelmiş olamazdı..Olamazdı değil mi? Karnıma bir anda korku ağrıları girmişti..Hızlıca odama girip kendimi sandalyenin üzerini resmen atmıştım.Hayır yanlış görmüştüm..Başımın zonklaması artmış ve karnımdaki korku ağrılarıyla birleşince kendimi fazlasıyla kötü hissetmiştim.Öğle arasına bir saat vardı ve içimdeki korkuyu uzaklaştırmak amacıyla Yusuf Bey'in verdiği dosyaları incelemeye koyulmuştum.Beynimin zonklaması ve az önceki kişinin o izbandut olup olmaması sorusunun izin verdiği kadarıyla dosyalara adapte olmaya çalışıyordum.

 Kapının tıklatılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirip 'girebilirsiniz' dediğimde kapı açılmış Cenker karşıma dikilmişti.

''Haydi bakalım çalışkan rapunzel.Öğle molası'' dediğinde gülümsüyordu.

''Bir saat geçti mi?'' dediğimde masadaki saate çevirmiştim bakışlarımı.

''İşe kendini kaptırmış olmalısın'' dediğinde ne ara beynimin zonklaması ve kafamdaki sorular silinip işe odaklandığımı düşünmeye başlamıştım.Sonuç olarak hatırlayamamış ve masadan kalkmıştım.

PAPATYAWhere stories live. Discover now