KAL

44.3K 1.5K 102
                                    

-------------------CENKER-----------------

''Bende uzun zamandır bugünün hayalini kuruyordum koçum''  diyerek silahı kafasına dayadım.Konuşmalarını daha fazla kaldıracak gücüm yoktu ve artık dayanamayıp kendimi gösterdim.Otelin önüne geldiğimizde korumalar baygın bir şekilde yerde yatıyordu ve Sarplar'ın arabası kapıdaydı.Hemen,her ihtimale karşı yakınımızda olan tüm korumaları çağırmıştık.Sonra da yukarı çıkmak yerine böyle bir sürpriz hazırlamıştık.Anlaşılan sürprizimiz pek beğenilmemişti.Sinsi sırıtmamı engelleyememiştim.Ben Sarp'ın kafasına silahı dayayınca direksiyonda olan, arabayı ani frenle durdurdu.Sarp kafasını oynatmıyordu.Çünkü hiç acımadan sıkardım,biliyordu..

Sarp'ın yanındaki tam silahını çıkartmış bana yöneltecekti ki Emre ondan önce davrandı..

''Cık cık cık yakışıyor mu hiç sana koçum?Ver lan o silahı bana'' dedi Emre yerinden çıkıp silahını adamın kafasına dayarken...

''Kusura bakmayın konuşmanızı yarıda böldük.Buyrun devam edin..Sinir oluruz,bir şey yaparız falan diye korkmayın kafanıza sıkmayacağız.'' dedim buz gibi bir sesle.

''Sıkmayacak mısınız?'' dedi Sarp meraklı bir şekilde..

''Sence canını her saniye yakmak varken bir anlık acıyla yollar mıyım seni karşı tarafa?Söyle Sarp..Akıl var mantık var...Gerçi sende ikiside yok ama olsun idare edeceğiz''

''Çabuk salona sür arabayı Gürkan'' dedi Sarp.Şuan rehinemizlerdi ve hala salona sür diyordu..Şoför koltuğundaki hızla arabayı çalıştırdı..Sola dönmüşlerdi ki yeni çağırdığımız korumalar yollarını kesmişti..Hızla geriye doğru sürdü arabayı..Bu seferde Doğuş sıkıştırmıştı arkadan..Dayanamayıp kahkaha atmaya başlamıştım.Emre ve Ulaşta bana eşlik ediyordu..

''Lan oğlum siz nasıl bir gerizekalısınız ? Kafanıza silah dayıyoruz bizi salonunuza götürmeye çalışıyorsunuz'' diyerek kahkahalarıma devam ettim.

''Kaç şişe içtiniz lan doğru söyleyin'' dedi Emre de kahkahalarına devam ederken..

Doğuş çoktan arabadan inip yanımıza gelmiş şoför koltuğundakini çıkartmış adamın kafasını arabaya vuruyordu.Ulaşla Emre'de çoktan Sarp ve diğerinin yanındaydılar..Ulaş Sarp'ın kucağından Defneyi almış bizim arabaya doğru gidiyordu..Sarp kaçmak için hamle yaptığında ayağına bir kurşun sıktım..İnleyerek yere düştü.

''Nereye gittiğini sanıyorsun lan? Hani telefonda oyun bitti demiştinya..Oyun bitmedi koçum oyun henüz yeni başlıyor'' diyerek bir yumruk geçirdim ve onların arabaya sürükledim.Emre ve Doğuş adamları paketleyip çoktan arka koltuklara oturtmuştu ve ikisi o arabaya bindiler.Biz Ulaşla benim arabaya ilerliyorduk..Ulaş''abi sen arkaya Defnenin yanına geç.Arabayı ben kullanacağım'' dedi ve hemen şoför koltuğuna atladı.İtiraz etmek istememiştim.Yaklaşık yarım saat öncesine kadar telefonda ''ne olur yetiş'' diyen bu masum rapunzelin yanında olmak istiyordum..İki gündür fazlasıyla stres yaşıyordu.Başını dizime koydum ve ayaklarını uzatmasını sağladım.''Abi eski fabrikaya gidiyoruz değil mi?'' dedi Ulaş.''Evet'' dedim yine sinirlerim bedenime hakim olmaya çalışıyorlardı..Sakin olmaya çalışıyordum nede olsa elimizdelerdi ve bu gece işlerini bitirecektik..Defne'nin telefondaki ağlaması,konuşması,korkusu hala kulaklarımı çınlatıyordu ama şuan yanımdaydı ve ona bir daha bir şey olmasına asla izin vermeyecektim..Kaşının üzerinde bir çizik açılmış  kan akıyordu..Ben sana bu birazcık kanın hesabını öyle bir soracağım ki Sarp..Cinler yine zıplaya zıplaya kafama gelmişler bu sefer horon tepiyorlardı..

''Cen..Cenker..Kurtar beni..Korkuyorum'' diye sayıklıyordu Defne.Bir şey dememiştim sanki dilime kilit vurulmuştu ve konuşamıyordum.. Yavaşca saçlarını okşuyordum.

PAPATYAWhere stories live. Discover now