21. Bölüm: Fırtına Öncesi Sessizlik

En başından başla
                                    

"Efendim Kaan?"
"..."
"Telefonda konuşulacak birşey değil."
"..."
"Tamam olur. Görüşürüz." Meraktan içim içimi yesemde sormaya cesaretim yoktu.
"Eve mi bırakayım?"
"Evet." Normalde bitmeyen yol şimdi göz açıp kapayıncaya kadar bitti. Neyse ki iple çektiğim yarınlarım var.

Asel'in Ağzından:
Bugün ki yaptığımız ödevi elma eşliğinde kontrol ederken kapı çaldı. Elimdekileri bırakıp kapıya yönelirken telefonumu sessize aldım. Aralanan kapının arkasında Kaan sırıtarak selam verdi.
"Bahçe de oturalım."
"Asel sen kafayı yedin herhâlde bu soğukta bahçede mi oturacağız?"
"Evde tekim Kaan."
"Merak etme yemem seni."

Birşey dememi beklemeden eve girdi. Ben bu adamla nasıl sevgili oldum hâlâ inanmakta güçlük çekiyorum.
"Şimdi anlat ne Londrası?"
"İki haftalığına Londra6'ya gidiyorum."
"Neden?"
"Babamın işleri için ve giderken seni de götürmek istiyorum Asel."

Bu teklif çok ani olmuştu.
"Saçmalama Kaan niye seninle  geleyim ki?"
"Yeni başlangıçlar için. Kim bilir belki de Londra bizim şehrimiz olur."
"Öyle birşey olmayacak, şimdi gider misin evimden?"
"Daha 3 gün süremiz var ve ben bu süre zarfında seni iknâ edeceğim."

Pişkin bir ifadeyle evi terk ederken bende sinirden küplere binmeye başladım. Onun bu küstâhça davranışları beni çileden çıkarmaya yetiyordu.

Sabah uykusuzluğumun üstüne bir de Almila'nın dedikoduları eklenince okul iyice çekilmez bir hâl alıyordu.
"Almila biraz sussak mı? Ne dersin?"
"Ay aman tamam sustum. Peki birşey soracağım sen ödevi ne yaptın?"
"Hallettim."
"Ne çabuk? Tek mi?" Ben pis pis sırıtmaya başlayınca Almila hemen olayı çaktı.
"Yoksa Yekta mı?"
"Acaba olabilir mi?"
"Asel korkulur senden hiç birşey anlatmıyorsun."
"Dedikodularından fırsat gelmiyor olabilir mi?"

Biz kendi aramızda şakalaşırken koridorda çığlık sesleri yükseldi.
"Ne oluyor ya?" Almila'nın sorusuna olumsuz şekilde kafamı sallayarak cevap verdim.
"Gel bakalım." Merdivenlerin başındaki topluluğu incelemeye başlarken Yekta ve Ayaz'ın kavga ettiklerini gördüm. Sanki o an kaynar sular başımdan aşağı dökülmüş gibi oldu.

Almila ile koşar adımlarla yanlarına giderken Beril'in çığlıkları kulaklarımı doldurdu. Yekta yüzü kanlı bir şekilde yerdeki yatan çocuğa nefret kusarak ardı arkası kesilmeyen yumruklar savuruyordu. Engel olmak istercesine önüne geçtim ve yüzünü avuçlarımın içine aldım.
"Yekta bana bak!" Dediğimi aldırmadan yumruklamaya devam etti. Etraftakilere hocaları çağırmaları için bağırırken bir taraftan da Yekta'yı engellemeye çalışıyordum.

Hocaların gelmesiyle kavgayı ayırdık fakat bunun sonucunu Yekta ağır ödeyecekti bundan eminim. Yüzündeki yaralara ufak ufak dokunurken hiç bir tepki vermedi.

"Canın yanıyor mu?"
"İyiyim ben."
"Revire gidelim yaralarına baksınlar."
"İyiyim dedim ya Asel uzatma!" Kolumdan tutup itekleyince donup kaldım. Sanki okulun ilk gününe dönmüş gibiydim.
"Peki Yekta." Geri adımlarla ondan uzaklaşıp sınıfa gittim böylelikle yanında olmadığım için rahatlayabilirdi.

"Asel uyan hadi zilin çalmasına 5 dakika var toparlan." Almila'nın seslenmesiyle kafamı sıradan kaldırdım. Yaklaşık dört derstir kesintisiz uyuyordum. En son Yekta müdür odasından gelmişti ve ben o zaman uykuya dalmıştım.

"Almila sen Emre'ye teklif etsen de Ayça'yı beraber alsanız."
"Sen nereye gideceksin ki?"
"Annemi ziyarete." İkimizde duraksayıp yutkunduk. Almila annemi kısa bir zaman içinde tanıdı ama sanki yıllardır tanıyormuşcasına çok seviyordu.
"Tamam Ayça'yı oradan da ödevimi yaparız. Sende bize gel direkt."

Zil çalınca sınıf boşalmaya başladı bende o sırada çantamı topladım. Askıda ki kabanımı giyinip sınıftan çıkmak için hareket ederken Yekta kolumdan tutup durdurdu.
"Afedersin."
"Ne için?"
"Sabah ki davranışım için."
"Umrumda değil."
"Asel sabahtan beri bozuksun."
"Kendini bu kadar önemseme Yekta komik oluyor çünkü."
Umursamaz bir tavırla sınıftan çıkarken arkamda öfkeli bir yaratık bıraktım.

YENİ BAŞLANGIÇLARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin