13. Bölüm: Çırpınışlar

1.4K 100 113
                                    

Sürekli bayılmalarımdan ben bile sıkılmıştım artık. Ama bu son çırpınışlar. Annemin ölümü ile ben güçlü olmayı öğrendim. İnsanlar birtakım
sorunlar ile karşı karşıya gelince büyüyordu onu anladım. Tıpkı ben gibi...

Annemin ölümü, cenaze derken okulu iyice boşlamıştım. Bugün kendimi daha iyi hissediyordum o yüzden gitmemek için önümde bir engel yoktu sanırım. Yatağın üzerinde duran telefonumu alıp Almila'yı aradım. Uzun süre çaldı ama açan kimse olmadı. Acaba daha uyanmadı mı diye kendi kendime düşünürken telefonum çaldı.

"Kusura bakma canım duştaydım yetişemedim."
"Önemli değil. Okula bende geliyorum seni alırım."
"Emin misin canım? Dinlenseydin keşke."
"Kendi kendimi yerim eğer gelmezsem."
"Peki madem. Ben hazırlanmaya başlayım. Bir saat sonra görüşürüz. Öptüm."
"Öptüm."

Telefonu kapatır kapatmaz dolabımı açıp okul kıyafetlerimi aldım. Okula makyajsız gitmezdim normal de. Ama artık hiç bir şeyden tat almaz hâle gelmiştim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp siyah spor ayakkabılarımı giydim. Çantamı da alıp odadan çıktım. Parmak uçlarımda yürüyerek ses çıkarmamaya çalıştım. Sabah sabah sevgili(!) babacığımla karşılaşmak istemem.

Otoparka indiğimde duraksadım. Annem canlandı yine gözlerimin önünde. Arabalarımızı yan yana park ederdik. Şimdi ise park yerini koca bir boşluk doldurmuştu. Arabaya binip hızla otoparktan çıktım. Sabahın erken saatlerinde yollar boş olurdu genellikle. Bugün de bu kural bozulmamıştı anlaşılan.

Almilagilin evine yaklaştığımda telefon çalmaya başladı. Arabayı yavaşlatıp telefonun ekranına baktım. Ekranda "İlk İnsan" yazısını görünce meşgule attım. Almila İstanbul'a geldiğimde edindiğim ilk arkadaş olunca öyle kaydetmiştim. Kahretsin yine çok zekiyim.

Evlerinin önünde arabayı durdurdum ve aşağı indim. Almila'yı aramak için telefonumu çıkarıyordum ki Yekta'nın arabası sokağın başında belirdi. Ne arıyordu ki burada? Arabayı durdurmasını beklemeden koşarak Almilagilin eve gittim. Zile alacaklı gibi arka arkaya basınca duraksadım. Ev halkını korkutmaya gerek yoktu değil mi? Hadi ama Almila o gelmeden kapıyı açman gerek.

"Geldim. Patlama."
"Patlıyorum aç çabuk."
Cümlem üzerine Almila kâhkaha patlatarak kapıyı açtı. Acele ile Almila'yı içeri iterek bende onunla beraber girdim ve kapıyı kapattım. Tabi bu duruma şaşırdı. Ama bana da hak verin Yekta geldi bende onun için şaşırdım.
"Deli arkadaşım benim ne yapıyorsun sen?"
"Almila, burada."
"Kim?"
"O."
"O kim?"
"Yekta."
"Ha Yekta mı? Evet beni almaya gelmiştir."
"Sebep?"
"Ya senin geleceğininden haberi yoktu o yüzden. Hem ben seni aradım açsaydın."
Tam oldu aferin sana Asel. Hayır yani ben niye bu kadar heyecan yaptım ki? Kaç gündür yanımda olan bir insan kalp ritimlerimi bir anda değiştirmeyi nasıl beceriyor?

Kapı çalınca hemen kenara çekildim. Almila hâlâ sinir bozucu bir şekilde sırıtarak kapıyı açtı.
"Hoşgeldin Yekta."
"Hoşbuldum. Hazırsan çıkalım daha Ayaz'ı alacağız."
Kafamı kapıya doğru uzatıp Yekta'nın beni görmesini sağladım. Başarılı da olmuştum. Beni görünce şaşırmıştı. Haksız da sayılmazdı. Elimi kaldırıp sallayınca o da kafasıyla selamladı beni. Ne bu tatlılık. Ne diyorum ben ya?

"Beklemiyordum seni."
"Evde duracağımdan emin değildim."
"Çıkalım o hâlde."
Bir insan bu kadar soğuk kanlı olmak zorunda mı? Biraz tebessüm ne çok yakışıyor hâlbuki. Almila benim arabaya yerleşti. Yekta'da kendi arabasına yönelince arkasından seslendim.
"Biz direk okula geçelim mi?"
"Gün geçtikçe iyice zekileşiyorsun sen Pinokyo."
Sinir bozucu şey. Bugün herkes sırıtıyordu. Yekta da buna dahil.

Sınıfa girdiğimizde birkaç kişi vardı sadece. Çantalarımızı sıraya bırakıp lavaboya çıktık. Almila saçlarını düzeltiyordu ben ise torbalanmış göz kapaklarıma bakıyordum. Tam o sırada içeriye Beril girdi. Yine ukâla tavırlarına bürünmüş şekilde yanıma geldi.
"Duydum ki annen ölmüş. Üzücü."
Tavırları normal değildi. Her ne kadar birbirimizi sevmesekte bir baş sağlığı dilemesini beklemiştim.
"Bir başına kalmışsın zavallı."
Bir insanın değişmesini asla beklememeliyim anlaşılan. Bu kızdan nefret ediyorum sürekli gözlerimin dolmasına neden oluyor.
"Kapa çeneni Beril."
Ben kendimi savunamayınca Almila devreye giriyor.
"Biliyor musun Asel bende bir organizasyon düzenlemek istiyordum. Aylar öncesinden 'Anneler Günü' ile ilgili bir program. Ama sen o programda yer almayacaksın."
Lanet olsun yine zayıf düşüyorum. Kulağıma eğildi.
"Çünkü senin annen öldü."

YENİ BAŞLANGIÇLARAOnde as histórias ganham vida. Descobre agora