16. Bölüm: İlk İtiraf

1.4K 93 218
                                    

Cenk'i karşımda görünce çok şaşırmıştım. Ayça'da şaşırmış olacak ki benimle aynı tepkiyi verdi. Hemen ayağı kalkıp yanına gittim.
"Ne arıyorsun burada?"
"Arkadaşlarla geziye geldim. Asıl sen ne arıyorsun?"
"İstanbul'a taşındık biz."
"Hadi ya hiç haberim yok."
"Araya mesafeler girdi. Nasıl olsun ki?"
"Haklısın valla."

Biz ayak üstü sohbet ederken masada ki herkes bakışlarını bize dikti.
"Bizi tanıştırmayacak mısın kanki?"
"Tabii."
Cenk'i masaya yaklaştırdım.
"Bu Almila en yakın arkadaşım. Bu da Cenk. Ayaz şebeğin teki."
"Aşk olsun kanki."

Sırayla herkesi tanıştırdıktan sonra Yekta'ya geldik.
"Sınıf arkadaşım Yekta. Bu da Cenk çocukluk arkadaşım."
"Çocukluk arkadaşı değil de çocukluk aşkı diyelim. Merhaba Yekta."

Yekta'ya elini uzatınca ben yine öksürmeye başladım.
"O za...zamanlar çocuktuk. Yaptık bir delilik."
"Güzeldi ama."
Cenk konuştukça iyice kızarıyordum.

"Belki yeniden alevlendirirsiniz aşkınızı."
Sen herşeye atlamasan ölürsün. Boşuna uyuz olmuyorum bu Beril'e.
"Fazla ümitlenme Berilcim olmaz o iş."
Bozulmak en çokta Beril'ee yakışıyordu.

"Neyse ben gideyim. Sonra mutlaka görüşelim."
"Tabbii ki görüşelim. Kendine iyi bak."
"Sende."
Sonunda. Derin bir nefes aldım. Ayaz benim yerimi kapınca bende onun yerine oturdum.

Yekta ters ters bakıyordu bana. Acaba yanına oturduğum için mi kızdı bana? Kulağıma eğilerek fısıldamaya başladı.
"Eski sevgilini görünce karşında kızarmaya başladın bakıyorumda."
"Alakası bile yok. Ben sadece sen..."
Sus Asel sus. Konuşma.
"Ben ne?"
"Yok birşey."

Israr etme işte çocuk. Söyleyemem birşey.
"Söyle."
"Emir verme bana."
"Asel sınırları zorluyorsun."
Sanane be. Zorluyorsam zorluyorum. Delinin zoruna bak.

"Ne fısıldaşıyorsunuz siz?"
"Biz mi? Yekta ne kadar iyi olduğumu söylüyordu bowlingte."
"Kimin kankisi?"
"Yektacım artık kalkalım mı?"

Nefret ediyorum ya. Sevgilisi sanki. Yoksa? Hayır olmaz öyle şey.
"Kızlar bizde kalkalım."
"Hep beraber kalkalım o zaman."

Almila'nın Ağzından:
Asel, Yektagili öyle görünce üzülüyordu. Bundan eminim. Asel inkâr etse de Yekta'yı kesin seviyor. Madem o kendine bile itiraf edemiyor o zaman benim planlarım sayesinde ortaya çıkar. Ama önce şu Beril'i uzak tutalım Yekta'dan.

"Pişt Ayaz."
Ayaz kısa süre etrafına bakındıktan sonra benim seslendiğimi anladı.
"Ne var?"
"Öküz ne var mı denir?"
"Tamam susta söyle."

Onlardan biraz uzaklaştırdım.
"Bu Beril ile Yekta'nın arasında bir şey yok demi?"
"Yok yok. Yekta ona bakar mı?"
"Niye her yerde yanınızda o zaman?"
"Uzun mesele."

Şimdi bunu kurcalamanın zamanı değildi.
"Bu akşam Yekta'yı alıp bize geliyorsun."
"Size mi? Niye?"
"Of Ayaz çok soru soruyorsun."
"Ha anladım bizi eve atacaksın."

Deli miydi bu çocuk? Veya da beni delirtmeye mi çalışıyordu?
"Eve atacak olsam seni mi atarım?
"Bu lafını yedirtirim sana."
"Kolaydı sanki."

Biz kendi aramızda atışırken bizimkiler çoktan uzaklaşmıştı.
"Ayaz, Almila ne yapıyorsunuz siz?"
Ayaz kekelemeye başlayınca hemen ağzını kapattım.
"Yine Ayaz beni delirtme peşinde. Ona haddini bildiriyordum. Ama hemen geldik."

Asel'in Ağzından:
Arabayı çok dalgın sürüyordum. Beril ve Yekta'nın bu şekilde yakınlaşması canımı yakıyordu. Yekta'yı sevmek istemiyorum. Sevdiğim zaman karşılık alamamaktan korkuyorum. Eğer sevmezse. Uçuruma sürüklenirdim.

YENİ BAŞLANGIÇLARAWhere stories live. Discover now