19. Bölüm: Maç Motivasyonu

1.4K 115 138
                                    

Yekta'nın Ağzından:
Ayaz'a ölümcül bakışlar atarken bir taraftanda Asel'i kontrol etmeye çalışıyordum. Her an Beril'in üzerine saldırabilirdi. Ben bugün spor yapmaya gelmiştim fakat tüm planlarım alt üst olmuştu."
"Ulan Ayaz elbet seninle baş başa kalacağız."
"Sana da iyilik yaramıyor. Fena mı ettim?"
"Lan böyle deyip beni iyice sinirlendirme. Asel ile Beril'i görmüyorsun sanki."

Ayaz oflayıp etrafına bakınmaya başladı.
"Asel kankama ihanet edemezdim."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Beril'e kaptıracak değiliz seni."
"Değiliz? Kim ile?"

Yutkunmaya başlayınca Ayaz'ın birşeyler karıştırdığını anlamamak mümkün değildi.
"Şey.. Ben bir Almila'nın yanına gideyim de biraz uğraşayım. Özlemiştir beni."
"Git sen git sonra alırım ben senin ifadeni."

Ayaz gidince yanımdaki koşu bandı boşaldı. Birkaç dakika geçtikten sonra Asel boşluğu doldurdu.
"Selam."
"Selam." Bandı çalıştırıp koşmaya başladı.
"Neden geldin Asel?"
"Ayaz çağırdığı için."
"Onu biliyorum da tek neden bu mu?"
"Ne olmasını isterdin?"

Öyle deyince birşey diyemedim. Sporuma devam etmekten başka.
"Ayaz nereye çağırırsa gidecek misin?"
"Sadece ilgi alanıma giren yerlere."
"Beril olduğu için mi ilgini çekiyor burası?" Bandı durdurup bana döndü.
"O kadar aptalsın ki hiç birşeyin farkında değilsin."

Havlusunu alıp sinirle uzaklaştı. Dediği gibi aptal mıydım ben? Etrafımda olan ne vardı ki dikkatimi çekmesi gereken? İyice kafam karıştı. Öyle bir noktadayım ki bir hamlem de herşey düğümlenebilirdi.

"Ayaz yürü gidiyoruz."
"Nereye? Eve mi?"
"Evet."
"Sonunda ya sonunda. Çok daralmıştım."
"Aselgil nerede?"
"Onlar gitti. Sana diyecektim de kızarsın diye sustum."

Bugün sinirlenmek yok bana. Tüm kinimi, öfkemi, nefretimi maçta yaşayacağım. Asel'in gözlerine her bakışımda hırslanıp Kaan denilen herifi sahaya gömeceğim. Bu da benim en büyük keyfim olacak.

"Yarın bizim sınıfın hepsi geliyor mu maça?" Ayaz telefonuyla oynarken başını hiç kaldırmadan cevap verdi.
"Asıl öğrenmek istediğin kişi kim?"
"Saçmalamasana kimi öğrenmek isteyeceğim. Hem bırak artık şu telefonu. Eve gelmek üzereyiz."
"Telefonu bırakmadığım zaman eve gidemiyor muyum?"

Sende Asel gibi laf yap sadece Ayaz. Bir dakika ya ben niye Asel'i örnek veriyorum ki? Beynime kazındı ve kurtulamıyor veya da kurtulmak istemiyorum kim bilir?

•~•~•

"Ayaz arabanın anahtarını gördün mü?"
"Görmedim de sen benim çorabımın tekini gördün mü?"
"Görmez olur muyum? Yatağının içindeydi. Pislik herif."
"Ne var belki ben onun kokusuyla uyuyorum."
"İğrençleşme de çıkalım hadi."

Bugün büyük gündü. Her ne kadar Kaan kaptan olduğu için sinirlensem de söz konusu basketboldu. O yüzden herşeyi bir kenara bırakıp o sahada ki tüm oyuncuları parçalama zamanıydı.
"Maçınız bugün değil mi Yektacım?"
"Evet Filiz?"
"Başarılar canım. Baban erken gelirse belki izlemeye..."
"Gerek yok. Bugün oldukça kalabalık zaten. Ayaz hadi çıkıyoruz."

Cüzdanımı ve telefonumu kontrol ettikten sonra okula gitmek üzere arabaya bindik.
"Almila'yı bir arasana okuldalar mı sor."
"Ne arayacağım o maydanozu. Asel kankamı ararım."
"O da olur."

Müziğin sesini kısıp dikkatimi Ayaz'a verdim. Telefonu uzun süre kulağına tutup öylece bekledi.
"Meşgule mi attı?"
"Yok hiç cevap vermedi."
Sessizliğimin duyulmaması için müziğin ses seviyesini yükselttim.

Arabayı park edince servislerin yanına gittim ve etrafı süzmeye başladım. Almila ve Ayça'yı görünce Asel'in de burada olduğu ihtimalini düşünerek gülümsemeye başladım.
"Gel kızların yanına gidiyoruz." Ayaz yüzüme şaşkın şaşkın bakarken çoktan Almilagilin yanına gelmiştik.

YENİ BAŞLANGIÇLARAWhere stories live. Discover now