23

1.3K 108 44
                                    

Calum: Gerçekten tüm gün Brandon'ın yanında dolaşmak zorunda mıydın?

Riley: Bilmem, demek ki zorundaymışım.

Calum: Fazla gıcıksın.

Riley: Evet, okul hayatım başladığından beri bana nasıl gıcık olunacağını sen öğrettin.

Calum: Ama benim kadar gıcık değilsin Ri.

Calum: Boynuz kulağı geçemedi, tüh.

Riley: Bununla gurur duy o zaman hayattaki tek vasfın sonuçta.

Calum: Sen hiç Brandon ile o kadar yakın olmamıştın

Calum: Onunla aynı okulda geçirdiğin dördüncü sene ve siz hiç konuşmuyordunuz bile

Calum: Ve dün sadece tüm arkadaşlarıma yapacağım gibi Bethany ile ilgilendiğim için

Calum: Bunca zamandır Brandon bana gelsin, ben gitmeyeyim felsefenden vazgeçtin

Calum: Öyle, değil mi?

Riley: Sen beni sorguluyor musun?

Riley: Hayır Calum, değil.

Calum: Tabii canım

Calum: Zaten olsa saçmalık olurdu

Calum: Neden böyle bir oyuna giresin ki?

Calum: Bethany'i kıskandığın için mi?

Calum: Yoksa benim seni kıskanacağımı düşündüğün için mi?

Calum: Komik, ne alakası var ki öyle değil mi?

Calum: Kıskandırma oyununa girmeni gerektirecek bir durum yok sonuçta ortada.

Riley: Calum

Riley: Hiç değişmeyeceksin, değil mi?

Riley: Her zaman aynı kalacaksın sen.

Riley: Aynı kal Calum, eğer bir değişim arıyorsan da onu burada, bende arama.

Riley: Sen bu halde olduğun sürece ben de farklı olmayacağım çünkü.

Riley: Yazık, ben de yanıldığımı düşünmeye başlamıştım.

Riley: Cidden çok yazık.

In the Blink of An Eye || HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin