9. Bölüm

3.8K 350 163
                                    

Y/N: Hatalarım affola.

Genel olarak mutlu olmayı tercih eden bir yapım vardı. En ufak şeyde gülümsemeyi, küçük sorunları kafama takmamayı bilirdim.

En mantıklı şekilde hareket etmeye özen gösterirdim çünkü hayata böyle anlam kazandırdığımı düşünüyordum.

İşte bu düşüncemin yıkıldığı bir anın içerisindeydim. Ne yapmam gerektiğini veyahut nasıl sakinleşeceğimi bilmiyordum.

Öğlen Namjoon'un iş yerinde ki olaydan sonra kendimi hiç iyi hissetmiyordum.

Bay Jeon şaşkınlığını üzerinden attığı vakit, güzel gülümsemesi ile teklifimi onaylamıştı ama aynı şey eşim için geçerli değildi.

Namjoon sadece eve gitmem gerektiğini söylemişti. Evet! Bu kadardı.

Eve gitmeliymişim.

Bunun ne demek olduğunu sadece ben bilebilirdim. 'Evde görüşürüz' mantığının ufak bir tanıtım bölümüydü.

Koltuğun köşesine sinmiş, olmayan tırnaklarımı yemek için ufak bir direniş içerisine girmiştim.

Yok, sakin falan olacağım yoktu. Olmayacaktı. Katiyen içimi kemiren bu korku beni terk etmeyecekti.

Bakın kavga etmekten gerçekten nefret ediyorumdum. Sonuçta eşime aşıktım ve en ufak tartışmamız beni yerle bir ederdi.

Namjoon'un sinirli olduğu zamanlar gözü dönüyor olduğu için ağzına gelen her şeyi şak diye yüzeme söyleyebilirdi.

Beni en ufak kelimesiyle, bir hareketiyle veyahut bakışıyla öldürürdü. Biliyorum, kesin yapardı.

Dakikalar, diğer dakikaları kovalarken bende düşüncelerimin peşinden koşturmaya devam ediyordum.

Hani elimden gelse şu düşüncelere tasma takar, yanı başımdan ayırmazdım.

Evin sessizliğini bozan kilit sesi ile ilk olarak derin bir nefes almış, ardından geri vermiştim.

Beni ne bekliyordu? Hiçbir fikrim yoktu. Sadece iyi şeyler olmadığını hisseder gibiydim.

Hemen sonra anahtarların sertçe girişteki dolaba atılmasıyla önce kendime sonra da hayata lanet etmiştim.

"Kim Seok Jin."

Hayır yani ben akşam olur da öpüşüp koklaşırız diyordum. Ama bu ses tonu hiç iyi olmamıştı.

Şimdiden oturup gözlerimi kusana kadar ağlamak istiyordum.

"Hoş geldin."

Sert adımları kararlı sesler çıkararak tam önümde dururken, endişeli gözlerimi kocamın yüzüne sabitlemiştim.

"Bana ne yaptığını söyleyebilir misin?" Dedi, hemen arkasındaki alçak sehpaya otururken.

Bacaklarını aralamış, ellerini dizlerine yaslamıştı. Aramızda çok az bir mesafe vardı ve dizlerimiz neredeyse çarpışmak üzereydi. İlk defa karşı karşıya otururken bu kadar rahatsız olmuştum.

"Neden böyle davrandığını anlamıyorum, Namjoon. Bir sorun mu var?"

Neden çalışmam onun için bu kadar sorun barındırıyordu? Buna asla anlam katamayacaktım. Kendi hür irademle para kazanmak için çalışmak istiyordum.

Fake Baby//Namjin//जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें