Rain elini saçlarının arasından geçirdi ve ağır hareketlerle gömleğinin kollarını sıyırdı.

O gülen ağzını bir güzel yamultacaktı.

''Benim canımı ne sıkıyor biliyor musun?''dedi hala gömleğini katlarken.

Kurt kısa bir kahkaha attı. İstediği şeyin sırasının geldiğini anlamıştı.

''İki dünyada da bir haltlar karıştırmanız.''dedi ve bakışlarını esmere dikti.

Geldiklerinden beri ses çıkarmayıp oturan çocuk bir anda yerinden fırladı ve ''Siktir!'' diyip kaçmaya çalıştı.

Kavga isteyen sıradan tipler olmadıklarını ilk kavrayan O olmuştu.

Rain, sigarası dudaklarının arasında bitip sarkan çocuktan gözlerini ayırmadan solundakini yakasından tuttu ve koltuğuna geri çekti.

Parmaklarının arasından kaçmasına izin vermeden Kurt'e hitap etti. Zira esmer çocukla göz temasını bozmak istemiyordu.

''Bunu da ister misin, Kurt?''

Kolunu sarışının omzuna yaslamış kendince eğlenen Kurt'ün gözleri heyecanla parladı.

Rain, onu böyle görünce onun için endişeleniyordu. Tam bir sadistti. Ancak bugün morali bozuktu. Bir iyilik yapabilirdi.

''Bunlar senin olabilir. Ben şu piçi istiyorum.''dedi, Rain.

Çocuk yutkundu ve etrafı taradı. Sonra gözleri daha da açıldı.

Dudaklarının arasından birkaç küfür mırıldandı ve sigarası kucağına düştü.

Rain arkasına dönmese de Ace'ın adam yerleştirdiğine emindi. O tam bir yılandı. Esmer, kaçabileceklerini düşündüyse yanılıyordu.

Elinin altındaki sıska şeyi Kurt'e fırlattı.

Kurt ona ulaştığında diğer kolunu omzuna attı.

Mutlu olduğunu belli eden bir ses çıkardıktan sonra ikisini de kapıya yönlendirdi.

"Lütfen,bu taraftan. Önden,lütfen."

Rain, esmere yaklaşmadan arkadaşının ağzı kulaklarında uzaklaşmasını izledi.

Çocuğun üstüne eğildi ve tek eliyle kaldırırken konuşmaya tenezzül etmedi.

Rain onu sürüklerken hiç tepki vermedi. Neil ve Ace çoktan arka kapıya varmış olmalıydılar.

Kapıyı itip açtığında hepsi oradaydı.

Ace, duvara yaslanmış sıkıntıyla alt dudağını dişliyordu.

Rain'i görünce topuğunu ayağının altında yatan yeşil saçlı çocuğun karnına bastırdı. Bekletilmesinin acısını ondan çıkarıyordu.

Çocuk inleyip kanlı yüzünü buruşturdu.

Neil, yeşil kafalardan birinin üstünde bağdaş kurmuş otururken Kurt'ün oyuncaklarından birinin boynuna kaçmasın diye arkadan kolunu dolamıştı. Sıska çocuğun elleri yerden destek almaya çalışmaktan başka bir işe yaramıyordu.

Kurt, sarışını duvara dayamış ayağıyla karın boşluğuna baskı yapıyordu. Çocuk inlerken ayağını iyice itip ona biraz daha yaklaştı.

''Ne içiyordunuz? Tadı fena değildi. Birer tane daha ısmarlar mısın?''dedi.

Onu biraz daha bağırttıktan sonra çenesine yumruğunu geçirdi ve yere yatırdı.

Belki Rain de elinin altındakine bir imza bırakmalıydı. Ama önce bir şeyler öğrenmeliydi.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now