QOA~10

263 19 25
                                    

Clean Bandit & Zara Larsson - Symphony

Alarmın acımasız sesiyle kalktım. Üç defa ertelemiştim, ki Shawn'a sürpriz yapacaksam bu kadar uyku yeterli olmalıydı.

Gözlerimi ovalayarak yataktan indim ve tekrardan saati kontrol ettim. Sabahın köründe kalkmıştım. Saat daha altıydı!

Ama Shawn'ın öğrenilmiş çaresizlik olayı yüzünden çok da iyi uyuyabildiğini sanmıyordum.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü değiştirdim ve mutfağa indim.

Buraya alışmıştım, buradaki her şeye. Ailemi özlesem dahi, üstesinden gelemeyeceğim bir şey değildi. Biz hep birbirimizin yanındaydık. Hazel ise beni Cameron hakkında taciz etmeye devam ediyordu. Aslında ben de Cameron'la tanışmak istiyordum. Ne de olsa bir zamanlar sıkı bir şekilde MagCon takip ederdik.

Gerekli malzemeleri çıkardıktan sonra krep yapmaya başladım. Buraya geldiğimden beri hep benim evimde kahvaltı etmiştik.

Aslında benim evim demek acayipti. İçindeki bütün eşyaları Shawn almıştı ve para olayı yine önceden konuşulmuştu. Annemler her ne kadar burayı kendileri almak isteseler de Shawn izin vermemiş.

Tabiki ben dış kapının dış mandalı olduğum için her şeyi sonradan öğreniyordum. Fakat bugün hiçbir şey benim modumu düşüremeyecekti.

Krepleri bir tabağın üstüne koyduktan sonra telefonumu ve anahtarımı alıp Shawn'ın evine yürümeye başladım.

Dünkü ehliyet olayını hala atlatamamış olacaktım ki, arkamı dönüp garaja bakmadan edemedim.

Shawn'ın kapısına ulaştığımda ise saat tam yedi buçuğu gösteriyordu. Zili çaldım ve dudağımı ısırarak Shawn'ın kapıyı açmasını bekledim.

İçerden paldır küldür sesler geldiğinde hafiften bir endişelendim.

"Siktir. O ne lan?" İçerden gelen boğuk ama anlaşılabilir sesini duyunca kahkaha attım. Şu anda yüzünü hayal edebiliyordum. Hafif kaşları çatık ve sinirli.

On saniye sonra kapı açıldığında Shawn'ın saçlarının bir kısmı havada bir kısmı alnındaydı. Mavi tişörtü sağa doğru kaymış, omzuna kadar açılmıştı.

"Güüü-naydın Mendes! Ne yaptın sabahın köründe?" Sırıtarak suratına baktım.

O ise herhangi bir tepki vermedi.

"İyi misin?" Hızlıca ellerini alnıma koydu, ben ise ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"İyiyim, bak krep yaptım bize!" Tabağı gözüne soktum neredeyse. Hala kaşları çatıktı. "Shawn bir sorun mu var?" Gülüşüm yavaştan silinmeye başlamıştı.

"Sorun, sabahın körü olup senin bunu bilip yine de krep yapmak için uyanmış olman. Queen cidden iyi misin? Nasıl bu kadar erken uyandın?"

Şimdi çakmıştım işte olayı. Erken uyanmam onda şok etkisi yaratmıştı. Gözlerimi devirdim ve gülüşümü yerine getirdim.

"Ben de insanım Shawn, biraz uğraştan sonra erken kalkabilecek bir bünyeye sahibim." Göz kırptım. "Ay çekilsene ya! O kadar saat altıda kalktım ben sana sürpriz yapabilmek için, misafirperverliğine bak!"

Gıcıklık olsun diye mutfağa geçmeden öpücük gönderdim Shawn'a. Arkamdan o da geldi.

"Ee, ne oldu kapıyı açmaya gelirken?" Dolaptan kahvaltılıkları çıkarmaya başladım.

"Halının orada olduğunu görmemişim ve sonra bum! Galiba mükemmel popom hasar aldı." Kollarını 'işte ben' dercesine iki yana açtı.

Ben bir diğer kahvaltılığı almak için önüme dönerken boğazını temizledi. "O, sevgili Queen, bir 'işte ben' kol açışı değildi."

Queen of Atlantis || Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin