Hoş geldim İstanbul

4.3K 413 190
                                    


Merhaba;
 Öncelikle    cumartesi yayınlamam gereken bölümü unutkanlığımdan bugün yayınlıyorum. Kusura bakmayın Biraz kısa oldu... Önümüdeki bölüm telafi edeceğim.

Bu bölüm çok sevdiğim Fatma Ablama gelsin... Ablacığım doğum günün kutlu olsun iyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki yollarımız kesişti. İlham perilerin eksilmesin... Sevgiler


                                                   

Burak'tan;

2 Ay önce

Dubai - 05.30

Zırrrrr...

Zırrrrr...

Zırrrrr...

"Ulan saat kaç, kim bu münasebetsiz..." diye söylenerek telefonu elime aldığımda yazan ismi görünce tüm sinirim uçtu gitti.

Telefonu açıp, "Hayırdır Birader sabah namazına mı kalktın?" diye sordum.

"Evet, kardeşim dedim senide uyandırayım."

"Hayırdır Tolga. Sen bu saatte aramazdın?"

"Nesi varmış saatin."

"Lan oğlum saat sabah 05.30 tabii Türkiye'de 4.30. Sen bu saatte ayaktaysan ya birini dünyaya getiriyorsundur ya da birisini s*kiyorsundur."

"Kes lan zevzekliği. Şimdi sakin ol falan demeyeceğim. Sonra haber vermedim diye kızma bana. Babam kalp krizi geçirdi. Kalbe giden 3 damar tıkalıymış."

"Ne zaman oldu, şimdi ne durumda, doktor ne diyor?"

"Oğlum sus anlatıyorum. Savaş abi nöbetçiymiş Allah'tan apar topar anjioya aldı. Biz de bekliyoruz... Sonra duyduğunda neden haber vermedin kavgası yapmayalım diye aradım."

"Tamam, ilk uçakla geliyorum kapat telefonu."

"Oğlum telaş yapma. Hay seni arayan elimi s*kim."

"İstediğini s*kebilirsin abicim."

"Ameliyattan çıksınlar ben seni ararım şimdi sakin ol ve rüyana kaldığın yerden devam et."

"Ne uyuması be mal mıdır nedir? Annem nasıl telefonu versene sesini duyayım."

"Annem Güneş ile kantine indi. Gelsinler ararız seni."

"Tamam, abi haber bekliyorum." Tolga'ya sadece üzgün olduğumda abi derdim o benim için birader veya Tolga'dır.

***

3 saat sonra...

08.30...

Zırrrrr...

Görüntülü arama mı? "Efendim Tolga,"

"Ulan eşek sıpası abine Tolga mı diyorsun?" diye azarlayan babamı görünce derin bir nefes aldım.

"Yakışıklım hayırdır, iyi misin?"

"İyiyim oğlum... Bu zevzek abin seni boşuna telaşlandırmış bir şeyim yok."

"Biliyordum kesin mavi hapı fazla kaçırmışsındır sen."

"Henüz ona ihtiyacım yok Allah'a şükür. Ama senin ihtiyacın varsa yazdırayım Savaş amcana," deyip kahkaha attı. Bir süre sessizlikte karşıya bakıp "hanım gel şu edepsizle konuş," diyerek telefonu anneme uzattı.

Biraz annem, biraz babam, abim ve tekne kazıntımız Güneş ile konuşup teli kapattım. Ardından abime mesaj atıp yalnız kalınca beni aramasını yazdım.

20 dakika sonra Tolga arayıp 2 damarın açıldığı bir damara da stent takıldığını durumunun sağlıklı beslenme ve düzenli yürüyüş ile kontrol altında tutulacağını söyleyince derin bir nefes alıp uyudum.

***

Öğlen ofise gittiğimde yoğun bir şekilde çalışırken yardımcım Ali geldi ve Emirlerden birinin (11 taneydi en son) ailesi için bir çiftlik evi çizmemi istediğini söyleyince kendi kendime düşüncelere daldım. 'Ah be Burak... Para, para, para daha ne kadar para için ailenden sevdiklerinden uzak kalacaksın. Ya babama bir şey olsaydı onu son kez göremeseydim. E kefeninde cebi yok.'

"Ali red edebilirsek edelim."

"Abi bu işi alırsak kazanacağımız parayı bir düşün. Ününü düşün Dubai'nin prensi olursun."

Dün sabah bu teklif gelseydi işi hemen kabul ederdim. Ama sevdiklerimden uzak olmak istemiyorum artık. "Ali'ciğim ben işleri en kısa sürede teslim edip Türkiye'ye dönüyorum. Projeyi sen çiz bende desteklerim seni buraların prensi olursun," dedim gülerek.

"Abi gitmek nereden çıktı daha dün öyle bir planın yoktu?"

"Hayat kısa Ali'ciğim. Sevdiklerimize vakit ayırmak gerek... Dün babam kalp krizi geçirdi şu an iyi ama ya bir dahaki krizde yanında olamazsam?"

"Çok geçmiş olsun abi... Zafer amca şimdi nasıl, yapabileceğim bir şey var mı?"

"Sağ ol koçum. Sabah görüntülü konuştuk iyi... Ama bugün varız yarın yok ben dönmeye karar verdim. Dediğimde ciddiyim sen çiz ben sana destek olurum."

"Sağ ol abim ben bir düşüneyim. Bir diyeceğin yoksa çıkayım." Diyerek beni planlarımla baş başa bıraktı.

***

Bugün

İki ay önce babamın kalp krizi sonucu aldığım kararı uygulamış. Bütün işlerimi teslim etmiş ve 11.20 uçağı ile İstanbul'uma dönmüştüm. Bizimkiler haftaya geleceğim sanıyorlar bu sürede abimde kalıp evimin tadilatı için çalışmalara başlayayım. Abimin mesaisi bitmeden hastaneye yetişeyim. Bakalım bizim vajina doktoru ne yapıyor düşünceleri ile taksiye binip gideceğim yeri söyledim.
***

Hastaneye gelip Kadın doğum katına çıktığımda ateş parçası bir asistan karşıladı beni. Uzun ve sütun gibi bacaklar, siyah kısacık saçlar "Buyurun, hoş geldiniz nasıl yardımcı olabilirim." Ben onu süzerken sorduğu bu soruya ne desem bilemedim.

"Uzatmayı düşün bence."

"Pardon anlamadım."

"Uzatmayı düşün bence dedim."

"Onu anladım beyefendi neyi uzatmayı düşüneyim onu anlamadım."

"Bıyıklarını değil tatlı kız tabii ki saçlarını," dediğimde karşımdaki kız gülmemek için kendini zor tutuyordu. Derin bir nefes alıp, "Çattık! Beyefendi psikiyatri kliniğimiz 2 alt katta. Burası kadın doğum," diyerek sustu.

Söylediklerini ona yuttururdum ama neyse. "Tolga Durmaz ile görüşeceğim. Ben kardeşi Burak Durmaz," deyip kimliğimi uzattığımda yüzü beklediğimin aksine umurunda olmadı.

"Haber vereyim," deyip ahizeyi eline aldığında, "Ateş parçası izninle sürpriz yapacağım." Diyerek yanağından makas alıp abimin odasına doğru ilerledim. Ateş parçası söylenmeye devam ediyordu, "Allah'ım tamam ben küçükken mallık yapıp mıknatıs yutmuş olabilirim. Ama bütün demir yutan gerizekalılar benim etrafımda gezmek zorunda mı?"

Biz bu afet ile iyi anlaşacağız kesin düşünceleri ile abimin kapısını açtım. Ben abimle muhabbet ederken adının Eda olduğunu öğrendiğim ateş parçası geldi ve çıkmak için izin istedi. Abimden aldığım ASİSTANIMDAN UZAK DUR ültimatomundan sonra mecbur uzak duracaktım Ama eğer o benden uzak durmazsa yapabileceğim bir şey yoktu. 

www.askiariyorum.comWhere stories live. Discover now