3. Episode: "Innocent"

2K 186 53
                                    

From  You Another No!

3. Bölüm: "Masum"

_

Okulların kapanmasıyla Jongin artık hapihanesine dönecekti. Bu son senesiydi. Üniversite sınavlarına girmek istiyordu ama üvey ağabeyi onu üniversiteye göndermemekte kararlıydı. Jongin'i aracı yapmak istiyordu.

Uyuşturucu satmayacaktı. Hayır bunu yapmayacaktı!

Ağabeyi Kim Jung Woo, Güney Kore'nin madde satıcılığında aranan kişisiydi. Onu da kendisi gibi yapmak istiyordu. Ama Jongin'in hayali doktor olmaktı. Küçüklüğünden beri bu mesleği yapmak istiyordu. Güzel bir hayatı, kocası ve çocukları olsun istiyordu.

Evet, eşcinseldi. Bunu kendisinden başka kimse bilmiyordu. Ağabeyi bunu duyarsa onu işkence yaparak öldürürdü. Ağabeyi eve kız attığında Jongin köşe bucak saklanıyordu. Jongin'i sürekli kızlarla cinsel ilişkiye girmesi için zorluyordu. Jongin ise midesi bulanarak kızlarla birlikte oluyordu. Henüz bir erkekle tanışmamıştı. Erkek arkadaşı olsun istiyordu. Onu koruyacak, herkesten çok sevecek bir erkek arkadaş...

Bekliyordu. Sadece bir ümit bekliyordu. Lakin kimse gelmiyordu. Geleceği yavaşça kararıyordu. Üvey ağabeyine en fazla ne kadar dayanabilirdi? Jongin sadece ondokuz yaşına girecek biriydi. Ağabeyi ise otuz yaşındaydı. Ondan güçlü olması ise bu sebeptendi.

Jongin kırılgan ve utangaçtı. Asla gençliğini doyasıya yaşamadı. Gezmedi tozmadı, sevmedi sevilmedi. Eğer annesi babasının ölümünden sonra başka bir adamla evlenmesiydi bu durumda olmayacaktı. Annesi ve üvey babası ise iki sene önce trafik kazasında hayatlarını kaybetmişti. Jongin yapayalnızdı. Kurtarıcısını bekliyordu.

Artık okulu da yoktu. O kasvetli evde ne yapacağını bilmiyordu. Bu sefer kesin uyuşturucunun içine girecekti. İstemiyordu. İnsanları zehirlemek istemiyordu.

Afyon, morfin, eroin, kodein, kokain...

Ve adını bilmediği binlerce uyuşturucu çeşidi. Bu isimler hayatının her anında vardı. Ağabeyi Jongin'e de içirmek istiyordu. Ama Jongin içmek istemiyordu. Hatta ağabeyinin şeytani aklı yüzünden evde su bile içmiyordu. Ağabeyi aklını kullanarak yediği ya da içtiği şeylere uyuşturucu koyabilirdi. Bu ihtimalin gerçekleşmemesi için ise evde bir şey yemiyor içmiyordu. Eğer yanlışlıkla bile olsa uyuşturucu tükettiğinde bağımlı olabilirdi. Bunun olmaması için yemeğini suyunu dışarda içiyordu.

Bu eve, vicdansız adama dayabileceğini sanmıyordu. Korkuyordu. Annesi ve babası yoktu. Kaçıp gidemezdi de ağabeyi onu hemen bulurdu.

Okuldan eve giderken zihninde dolanıp duran düşünceleri reset çekip etrafına bakındı. Arkasından gelen polis aracını görmesiyle içine korku tohumları yerleşmişti. Bundan korkuyordu işte. Üvey ağabeyi yüzünden suçsuz yere hüküm yemek istemiyordu. Hızını arttırdığında polis arabası durdu. İçinden birinin çıktığını hissettiğinde koşar adımlar atmaya başladı.

"Dur! Dur, yoksa ateş ederim." diye bağırdı kalın bir ses. Jongin korkuyla durdu. Vücudu zelzeleye uğramış gibi tir tir titriyordu.

"Arkanı dön ve ellerini kaldır." diye bağırdı aynı ses. Jongin ellerini yukarı kaldırıp gözlerini kapatıp arkasını döndü.

Kyungsoo temkinli adımlarla Jongin denen çocuğun yanına gidip vücudunu aradı. Hızlıca çocuğun ellerini yakalayıp kelepçeledi. Jongin korkuyla gözlerini açtı.

"S-siz...memur bey lütfen ben suçsuzum. Bir şey yapmadım." dedi Jongin titreyen sesiyle.

"Kes sesini, pislik! Ağabeyinin nerede olduğunu söyle!" diye bağırdı Kyungsoo.

"B-bilmiyorum. B-ben bilmiyorum." dedi şaşkınca.

"Bilmiyorsun ha seni ucube. Seni hapise atamam ama benim hapisaneme girmende sakınca yok. Yürü!" deyip çocuğu kolundan tutup arabaya bindirdi. Jongin çırpındıkça çırpınıyordu. Lakin polis Kyungsoo onu duymuyordu.

"Her şeyi benim hapishanemde anlatacaksın! Ağabeyinin şeytani planlarını, gizli mekanlarını, bu işten elde ettiği paraların miktarını, kimlerle satış yaptığı, her şeyi o sikik ağzınla anlatacaksın. Yoksa seni öldürürüm. Kimsenin ruhu bile duymaz!" Kyungsoo bağırmaya devam ettikçe Jongin arka koltukta korkuyla küçülüyordu. Bilmiyordu ki, bunların hiçbirinin cevabını bilmiyordu.

"Ağabeyinin üç yıldır peşindeyim, üç yıldır! Bana her şeyi anlatacaksın! Bende o orospu çocuğunu memnuniyetle hapise tıkacağım. Anlıyor musun?! Sende onun gibisin. Seni de hapise atacağım!" diye bağırdı arabayı hızla sürereken. Jongin korkuyla gözlerini açtı. Suçsuzdu.

"Siz...Bay Do lütfen ben suçsuzum yemin ederim ki bilmiyorum. Ben bilmiyorum." dedi Jongin kısık sesiyle. Kyungsoo onu duymuyordu.

"B-ben masumum."

Gözlerin sözlerini örtecek kadar masum, düşüncelerin duygularını bastıracak kadar acımasız, ellerinde ellerimi tutamayacak kadar uzaksa benim suçum ne?


Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz. ♡

From You Another No! DoKai [MiniFic] (√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin