13. Bölüm

6.1K 225 16
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR :)

YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM :) BU BÖLÜMÜ SON BÖLÜMDE VE HER BÖLÜMÜMDE BANA YORUMLARIYLA DESTEK OLAN TÜM OKUYUCULARIMA ARMAĞAN EDİYORUM :) 

SİZİ SEVİYORUM, İYİ OKUMALAR :)




Melis Deniz'i nasıl kendine getireceğini düşünürken bir yandan da yanındaki adamın kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. Deniz ise hala şoktaydı. Ağlaması azalmıştı ama hala tek kelime etmemişti. Oğuz ise hala şaşkındı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bahsettiği kişinin kim olduğunu merak etti. Ama aynı zamanda Deniz'i ev arkadaşıyla yalnız bırakması gerektiğini de anlamıştı. Melis'i kenara çekerek konuştu:

" Ben Deniz'in okuldan hocasıyım. Ne olduğunu anlayamadım ama siz biliyorsunuz muhtemelen. Barın çıkışında bu halde buldum onu ve hemen eve getirdim. Konuşmasını sağlamaya çalıştım ama anlatabilecek durumda değil sanırım. Ya da anlatamayacağı bir şey bilemiyorum. Yalnız kalırsanız size anlatabilir belki diye gidiyorum. Yine de size kartımı bırakıyorum. Yardımcı olabileceğim bir konu olursa ne zaman isterseniz hiç çekinmeden arayabilirsiniz." Dedi ve Melis'e kartvizitini uzattı.

"Hocam kusura bakmayın. Ne diyeceğimi bilemiyorum ama durum biraz karışık tahmin ettiğiniz gibi. Ama iyi ki görmüşsünüz onu. Çok teşekkür ederim hem kendi adıma hem de Deniz'in adına."

"Rica ederim ve tekrar ediyorum bakın 24 saat telefonum açık. Lütfen en küçük ihtiyacınızda arayın beni."

"Tamam hocam, tekrar çok teşekkür ederiz."

Oğuz merhametle başını salladı ve kapıdan çıktı. Melis onu uğurladıktan sonra Deniz'in yanına döndü. Deniz gerçekten perişan durumdaydı. Melis bir iki kere konuşmaya çalışsa da Deniz konuşamıyordu. Sonunda onu omuzlarından tutup sarsarak konuştu:

"Deniz kendine gel artık. Dışarıya çıktığını biliyorduk onun. Ama sana yaklaşamayacağını da biliyorsun. Kendini bu kadar üzdüğüne değmez yapma artık."

"Yaklaştı Melis Allah kahretsin ki yaklaştı! Ve ben onu tanıyamadım. Bir insan hayatını mahfeden adamı nasıl tanıyamaz? Nasıl onun bana dokunmasına izin verdim Melis? O pis ellerinin üzerimde dolaşmasına nasıl izin verebilirim tekrar?" diyen Deniz tekrar çığlıklarla gözyaşlarına boğuldu.

Melis duyduklarıyla şaşkınlık ve korkuyla:

"Deniz ne diyorsun sen? Ne demek dokundu sana? Nasıl yaklaşabilir sana? Nasıl tanımadın? Bir şey mi yaptı sana tekrar? Konuşsana Deniz!"

"Bilmiyorum Melis bilmiyorum. Çok değişmiş tanıyamadım. Caner çıktıktan sonra geldi yanıma. Bilmiyorum çok içmiştim. Tanıyamadım onu. Konuştuk biraz. Sonra tuvalete gittik. Sonra... sonra..."

Deniz tekrar hıçkırıklara boğuldu. Melis ise korkuyla sarıldı arkadaşına. Sonrasında neler olduğunu tahmin edebiliyordu.

"Bir şey yapabildi mi peki sana Deniz? Nasıl tanıdın sonra?"

" Hayır, hayır bir şey yapamadı. Karnındaki lekeyi unutmamışım bir tek. Onu gördüğüm anda geçirip tekmeyi kaçtım. Ya tanıyamasaydım Melis? Ya lekeyi de unutmuş olsaydım. Allah kahretsin Melis ya başladığını bitirseydi bu sefer de?"

Melis tekrar sarıldı ona şefkatle. Biraz sonra Deniz ayağa kalkarak:

"Benim duşa girmem gerek." Dedi ve telaşla odasına, oradan da duşa yöneldi.

TENLERİN SEÇİMİOnde as histórias ganham vida. Descobre agora