7. Bölüm

8.6K 237 1
                                    

VEE YENİ BÖLÜM GELDİ!!

BÖLÜM SONUNDAKİ NOTU OKUMAYI UNUTMAYIN!!

HEPİNİZİ SEVİYORUM, İYİ OKUMALAR :)



Eve çıktıklarında Deniz hala markette ve kapıda yaşananların etkisindeydi. Bu adam onu neden bu kadar etkiliyordu anlayamamıştı. Kabul etmek istemese onu gördüğü an çok garip hisler içinde bulmuştu kendini. Ve ellerinin birbirine değdiği an. Sanki parmaklarından başlayarak tüm vücudunu alevler sarmıştı. Hele kulağına yaklaştığında kalbi çılgınca atmaya başlamış, umarım hissetmiyordur diye geçirmişti içinden. Aşık mı oluyordu ona? "Saçmalama Deniz" dedi içinden. "Aşk diye bir şey yok."

Aşkın nasıl kötü bir şey olduğunu en berbat şekillerde tecrübe ettikten sonra artık hayatında böyle bir hataya yer olmadığına karar vermişti. Artık o da sadece onunla oynandığı gibi oynuyordu erkeklerle. Onları deyim yerindeyse kullanıp atıyordu. Hiçbir beklentisi yoktu onlardan. Cinsel tatmin dışında. Onu da alabildiği erkek sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Ama bugüne kadar bu konuda Oğuz'dan iyisini tanımamıştı. O gece resmen tatminin doruğunu yaşamıştı ve bir anlığına bunu tekrar yaşayabilmek istedi. Bu aklına geldiğinde kasıklarında oluşan karıncalanmayı bastırmaya çalışarak elindeki Rus salatasını dolaba koyup hızlıca tuvalete gitti. Suyu en soğuk ayara getirdikten sonra sertçe yüzüne çarptı. Neler düşünüyordu böyle? Ne olursa olsun hocasıyla ilgili böyle şeyler düşünemezdi. Aynaya bakıp "kendine gel Deniz" diye sinirle söylendi. Ardından mutfağa döndü. Gamze'yle gülüşe gülüşe kalan diğer mezeleri ayarladılar. Masayı da hazırladıktan sonra Melis'i beklerken Gamze eserlerine bakıp gururla konuştu:

"Ne becerikli kızlarız biz be. Şuraya bak bir kuş sütü eksik. Evimizin prensesi geldiğinde gurur duyacak bizimle. "

Deniz'in de ondan kalır yanı yoktu:

"Ya o nerede hakikaten. İşten kaçmak için gelmiyor kesin. Gelsin de başlayalım artık. Şöyle güzelce kafaları çekelim bugün. "

Melis ise çoktan gelmiş salonun kapısında ikisini dinliyordu. Gidip ikisinin de saçlarından tutup

"Demek dedikodum yapılıyor ve evet işten kaçtım. Şimdi beni yargılayacak olan var mı yoksa kafaları mı çekelim?"

Deniz Melis'in elinden saçını kurtarmaya çalışarak söze girdi:

"Yok, prensesim bizim ne haddimize. Hadi bırak bizi de başlayalım sarhoş olmak istiyorum bugün."

Gamze'nin de Deniz'i desteklemesiyle hep beraber sofraya oturdular. Bir süre sonra hepsi kafayı bulmuşlardı.

"Belasını versin ya Allah hepsinin belasını versin."

Gamze'nin bu sözleriyle diğer kızlar dik dik ona baktı. Melis anlamıyormuş gibi bakarak konuştu:

"Sen de böyle konuşacaksan ölelim biz be. Ne oldu senin Anıl? Tertemiz çocuk işte ne arıyorsun daha?"

"Sinirimi bozuyor. Adriana Lima'yı beğendi geçen televizyonda. Neymiş taş gibi kadınmış. Öyle kadın aldatılır mıymış? Sen benim gibi kızı bulmuşsun neyine konuşuyorsun hala? Bulsa yatağına atlayacak şerefsiz."

Deniz de lafa karıştı:

"Yok artık. Anıl seni Adriana'yla mı aldatıyormuş. Oha. Kızım sen o kadınla yarışamazsın vazgeç. Daha bir kere sevişmedin adamla. Anıla bak sen. Malı götürmüş. Helal olsun. Ama kardeşim sen boş ver ben bilirim aldatılmayı. Üzülme geçer. Sen de yedin işte bir darbe. Kulübümüze hoş geldin."

TENLERİN SEÇİMİWhere stories live. Discover now