5. Bölüm

7.6K 254 0
                                    


Merhaba Arkadaşlar, 

Yeni bölümümle karşınızdayım. Bu bölümle beraber olaylar başlıyor ama son iki bölümdür okumaların azaldığını farkettim.  Lütfen okumaya devam edin. Merak etmeyin beklediğinizden de fazlasını göreceksiniz bu hikayede :)  Beğenmeyi ve yorum yapmayı da unutmayın. Bu benim için çok önemli. İyi okumalar :)      



Oğuz okula giderken içinden de babasına saydırıyordu. Akşamdan kalma olması yetmezmiş gibi bir de saçma sapan öğrencilerle uğraşacaktı. Neyse ki yüksek lisansa dersi vardı. "Daha az öğrenci, daha az sorumluluk" diye düşündü. Sınıfa girmek üzereyken arkasından seslenen araştırma görevlisine döndü. Çocuk arabadayken okulu arayıp istediği kitapları ve sınıf listesini getirmişti. Teşekkür edip sınıfa girdi ve kapıyı kapattı.

Öğrencilere arkası dönük şekilde küçük tahtaya yöneldi ve büyük harflerle OĞUZ AREL yazdı. Daha sonra sınıfa dönüp masanın başındaki yerine oturdu ve konuşmaya başladı:

"Benim hakkımda bilmeniz gereken tek şey tahtada yazan şey arkadaşlar. Diğer hiçbir konunun bu sınıfta, hatta okulun genelinde konuşulmasını istemem. Ahmet hocanın özel durumundan dolayı Liderlik Teorileri dersini bu dönem ben anlatıyorum. Bu arada uzmanlığınız ne üzerineydi?"

Oğuz'un sorusuyla Selin üzerinden alamadığı gözlerini Oğuz'un gözlerine kilitledi ve cilveli bir edayla "işletme yönetimi hocam." Dedi. Bu arada Deniz'in diğer yanında oturan Gamze Deniz'e dönerek "buldu yine düşürecek bir hoca kevaşe" deyince Deniz kendini tutamayıp gülmeye başladı. Oğuzsa Deniz'in bulunduğu tarafa doğru baktığı anda küçük bir şaşkınlık geçirse de çabuk toparlamıştı.

"Teşekkür ederim. Şimdi öncelikle ben dersten önce insan ilişkilerine önem veren bir insanımdır. Bu nedenle listeden ismini okuduğum kişi kalkıp kendini tanıtacak. İsim soy isim, nereli olduğunuz, lisansı tamamladığınız okul, buradan sonra kendinizi nerede görmek istediğiniz şeklinde. Bu hafta ders işlemiyorum. Sonraki hafta ikili bir çalışmamız olacak. Beden diliyle alakalı. Bildiğiniz teorik dersleri unutun. Bu derste Lider olmayı öğreneceksiniz. Bunu da ancak benim yöntemlerimle öğrenebileceğinizi düşünüyorum. "

Tek tek isimleri okumaya başladı. Bu sırada Deniz Oğuz'un kendini tanımadığını sanarak prensiplerine dualar ediyordu. O sabah ismini söylemiş olsaydı şimdi bu sınıfta ne halde olacağını tahmin bile edemiyordu. Aynı anda milleti de dinlerken tanımadığı ne çok insan olduğuna şaşırdı. Sınıflarında 15 kişiydiler ve çoğunu isimleri hariç tanımıyordu. Sadece lisansta aynı sınıfta olduğu Akın, Selin, Mine ve sonradan tanıştığı Gamze. Ki zaten Selin ve Mineden nefret ederdi. Akınla aralarındaki yarış zaten herkesin malumuydu. Sınıftaki tek arkadaşı Gamzeydi. Gamze Marmara işletme çıkışlıydı. Diğerleri gibi kasıntı ya da yalaka değildi. Sınıfta olduğu gibi davranan tek insandı. Ayrıca gerçekten samimi bir kızdı. Ne düşünüyorsa pat diye söylerdi. Ağzı da biraz bozuktu ama bu itici olmaktan çok onu daha sempatik yapıyordu. Deniz ona hiçbir zaman kızamıyordu. Bu yüzden de Deniz'le kısa sürede kaynaşmışlardı.

"Deniz, kızım hoca ikinciye ismini söylüyor kalksana ayağa. "

Gamze'nin bu ikazıyla deniz sandalyeden kalktı ve kendini tanıtmaya başladı:

"Deniz Gülercan. İzmirliyim. Lisansı bu okulda tamamladım. Yüksek lisanstan sonra kendimi yine burada doktora yaparken görüyorum. Söyleyeceklerim bu kadar. "

"Peki neler yapmaktan hoşlanırsın Deniz? "

Oğuz'un bu imalı sorusuna şaşıran deniz, şüphelenmeye başlarken biraz da terslercesine cevap verdi:

"Neden sorduğunuzu merak ettim Hocam."

Bu cümleyle beraber Gamze Deniz'i masanın altından dürtmeye başladı.

"Çünkü dediğim gibi insan ilişkilerine önem veririm ve sen bana iletişimi epey güçlü bir insan gibi göründün. Ayrıca ben de bu düşüncelerim olmasa bile senden önceki herkese sorduğum bir soruyu neden özel algıladığını merak ettim."

Deniz bu konuşmadan sonra resmen dumura uğramıştı. Oğuzsa tam tersine düşmana karşı zafer kazanmışcasına gülümseyerek sandalyesine yaslandı.

"Yok özel algılamak değil de şaşırdım hocam, öğrencilerin hayatına olan bu merakınız şaşırttı açıkçası. Ama cevap vermem gerekirse müzik dinlemekten, kitap okumaktan, gece dışarı çıkmaktan ve bilmediğim şeyleri keşfetmekten hoşlanırım. "

"Gece dışarı çıkmak. Güzel bir aktivite. Ben de çok hoşlanırım. Özellikle de ilerleyen saatlerinden. Tabi bunu sınıfta beni tanıyanların çoğu biliyordur."

Bunu söyleyince sınıftakiler gülmeye başladı. Zaten büyük çoğunluk onu magazin dergilerinden tanıyordu. Ama Deniz için bu cümlenin anlamı "Seni Hatırlıyorum" demekti ve resmen başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Oğuzsa bunu farkederek konuyu toparladı.

"Teşekkür ederim Deniz oturabilirsin. Bu arada denizle beraber listemizin sonuna geldik. Bu haftalık bu kadar olsun. Haftaya dediğim gibi ikili bir çalışmamız olacak. Çıkabilirsiniz. "

xxx

Deniz sınıftan yaşananlardan sonra tabii ki Gamze'nin sorgusundan kaçamayacaktı.

"Kızım neydi o tavırlar hocayı dövecek gibi. "

"Boşver Gamze ya. Şu hayatımda tek bir şey doğru dürüst gitse şaşıracağım zaten ben."

"Ne oldu be anlat alacağım şimdi seni ayağımın altına. "

"Bu yeni hoca var ya. Cumartesi gecesi beraberdik kendisiyle."

Gamze bu cümlenin şokuyla elindeki kahveyi yere düşürünce herkes onların bulunduğu tarafa baktı. Deniz Gamze'ye ters ters baksa da bu onun hiç umurunda değildi.

"Ne diyorsun kızım sen bildiğimiz şekilde bir beraberlik değildi inşallah."

"Tam olarak bildiğin gibiydi. Sınıfa geldiğinde hatırlamadığını düşünmüştüm ama kesin hatırlıyor duymadın mı sözlerini?"

"Allah kahretmesin seni Deniz ya hep diyorum sana bu azgınlığın sonu fena diye. Al işte. Ee nasıl bitti bari güzel bitti de abuk subuk bir şey olmadı de. "

"Sence şu konuşmalardan sonra olmamış gibi mi duruyor? Şu kadarını söyleyeyim sabah evdeydi hala."

"Ay sen tersledin kesin adamı ya of Deniz ya."

"Bittim ben Gamze cidden bittim. Yakacak bu adam benim yüksek lisansımı."

"Ben gideyim biraz senin yakınlarında durmam benim pek hayrıma olmayacak belli ki seni tanımak güzeldi kardeşim hakkında hayırlısı olsun inşallaaahhh"

"Git tabi sen de git. Bu kızı burada böylece bırak git. Ben bakarım başımın çaresine."

Gamze bunu duyunca Deniz'i kolundan tutup kendine doğru çekti. Koluna girip yürürken " Yürü hadi başımın belası yürü. Sen çok fena dayak yiyeceksin benden bir gün ya dur bakalım" diyordu.

TENLERİN SEÇİMİWhere stories live. Discover now