"Buna inanmamız için öne süreceğin şey ne?"diye sordu Ace.

Huysuzca boynumu kaşıyıp iç geçirdim. Bu sorgulamalar artık beni sıkıyordu.

Kurt'ün ağır adımlarla gelip sıkıntılı bir halde camekandan dışarıyı kolaçan etmesini izledim.

Cern burnundan soludu. Gülüş daha cok alaycıydı.

Bakışları bu kez ilk defa Camilla'yı buldu.

"Doğru ya, sizin birimin anahtar kelimesi güvendi."

Sonra umursamazca Rain'e geri döndü.

Camilla haklı olarak yerinde huzursuzca kıpırdandı.
Kaşlarım istemsizce çatıldı. Sert adımlarla Camilla'nın yanına geçtim.

"Bunu sorduğu için onu yargılayamazsın."dedi Rain,ancak gözlerine perde gibi inen şüphenin kırıntılarını görebiliyordum.

"Sizin için yaptığımız onca şeyden sonra mı?"diye küçümserce sordu kız.

Halinde bir şeyler var gibiydi.
Canı yanıyor gibiydi.

"Hiç düşünmediniz mi? Arkanızda bıraktığınız o kadar dağınıklığı kim toparlıyor? O kadar adam dışarıdayken ben nasıl buraya elimi kolumu sallayarak girdim? "

Kurt karanlık bir ifadeyle bana döndü. Altdudağımı dişlerken bakışlarına karşılık verdim.

Karar veremiyor gibiydi.

"Ya da o binadan nasıl çıktınız?"

Tek kaşını kaldırarak yerinde biraz döndü.

"Neil nasıl kurtuldu?"

Ace dumura uğramış bir şekilde önce Cern'e sonra Rain'e döndü.

"Sen miydin?"diye sordu şaşkınlıkla.

O zaman içeridekiler onlardı. İşaretleri bırakan onlardı.

Gözlerim farkındalıkla parladı.

"Ben değil,bizdik. Her şeyi planlayansa Jace'ydi."

Vücudunun sarsıldığını görür gibi oldum. Ancak hemen toparlanıp yine çenesini dikleştirdi.

"Anahtarı atan sendin."

Kız bana yarım bir gülümsemeyle baktı.

"Onu nasıl kurtardınız?"diye sordu Ace.

Cern manali bir bakışla Rain'e döndü.

"Onu daha sonra öğreneceksiniz."

Ortam bu kadar gergin olmasa gözlerimi devirirdim.

Daha sonra. Daha sonra.

Rain'in dişi versiyonu gibiydi.
Daha sonraları bu düşüncemde ne kadar haklı olduğumu anlayacaktım.

Rain'in çenesi kasılmıştı. Aklındaki çarkların vidaları oynatarak döndüğüne emindim.

Cern ve birimi,bu odadakilerin hayatını en az bir kere kurtarmıştı.

Şimdi ne olacaktı?

Cern kimseden ses çıkmamasından sıkılmış olacak ki ifadesiz yüzü sıkıntıyla buruştu.

Herkese son bir bakış attığında yine Camilla'da oyalandı.

Ardından geldiği gibi ağır adımlarla kapıya yöneldi.

"Üç gün sonra Washington parktaki göl başında bekliyor olacağım. Oraya gel. Yalnız."

Muhatabı yine Raindi. Kapıyı açtı.

"Nasıl emin olacağım?"

Tüm bunların doğruluğundan nasıl emin olacaktı? Nasıl inanacaktı? Tuzak olmadığından nasıl emin olacaktı?

Cern kapüşonunu tekrar başına geçirdikten sonra yandan son bir bakış attı.

"Çünkü en iyini oynayacaksın."

Ardından salonun ortasına attığı bombayla geldiği gibi karanlıkta kayboldu.

Bunun ne ifade etmesi gerektiğini bilmiyordum. Ancak belli ki Rain için bir şeyler ifade ediyordu.

Çünkü gözlerindeki şüphe bir anda dağılıp gitmişti.

****

Şimdilik 760lık kısa bir bölümle geldim.Evet, benim için oldukça kısa çünkü genelde bölümler 2000 civarı oluyor 😅 Ancak böyle olduğu için haftaiçi bir bölüm daha gelebilir. Ya da kim bilir bu gece de olabilir 😙🤗

İyi okumalar ! Yorumlarınızı bekliyorum 😄

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now