Buraya nasıl girebilmişti? Gören olmuş muydu?

Gözüm bu sefer kapıya kaydı. Birileri gelebilirdi.

Gergince dişlerimi gıcırdattım.

Nedenini bilmediğim bir şekilde görülmesinin benim başıma patlayacağını düşünüyordum. Benimle ilgisi olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordum.

Onu yoksaysam gider miydi?

Sıkıntıyla taş kesmiş belimi rahatlatmak için yerimde kıpırdandım.

Bir süre sustum ve ne yaptığını görememek sırtımdaki tüyleri ürpertse de başımı tekrar sıraya yaslayıp içimden dua ettim.

Git,git,git,git...Gitsin!

Gözlerimi kapatıp sıkıntıyla derin bir nefes aldım ve tekrar açıp doğruldum.

Beklendiği gibi hala oradaydı.

Gidecekmiş gibi bir hali de yoktu. Öylece durmuş dudaklarındaki kendini beğenmiş gülümsemeyle bana bakmaya devam ediyordu.

Omuzlarım düştü. Hissediyordum şimdi gerginlikten midemden sesler çıkacaktı.

Durup gözlerini bana dikmesi sinirlerime dokunsa da bunu belli edecek değildim. Kalbim korkudan çok hızlı atıyordu ve avuç içlerim terlemişti.

Tek kaşını kaldırdı.

Konuşmaya çalışırken dudağımın seğirdiğini fark ettim.

Ve bu hiç hoş bir duygu değildi.

''Neden buradasın?''dedim. Sesim o kadar cılız çıkmıştı ki sınıf boş olmasaydı duyabileceğinden emin değildim.

''Halletmem gereken bir şey var.''dedi sakince.

Ne?!!

Gözlerim kocaman olurken bakışlarım birkaç saniyeliğine dondu. Sonra gözlerimi kırpıştırarak onun göz hapsinden kaçma girişiminde bulundum.

Zihnimin gerisindeki sesler çığlık çığlığa sinyal veriyordu.

Onları gördüğüm için beni halledecekti!

Ne yapacağımı bilemeden öylece kalakaldım. Ne diyeyim şimdi?

Aramızda halledemez miydik?

Polis!

Ellerim titreyince parmaklarımı birbirine kenetleyip çıtlattım. Bu dikkatini ellerime çekmişti. Sonra özgüvenli bakışları tekrar benim titrek bakışlarımla buluştu.

Gözlerim bir anlığına kapıya kaydığında koşarak kaç saniyede ulaşabileceğimi hesaplıyordum.

''Seni öldürmeyeceğim.''dedi,aklımdan geçeni okumuş gibi.''Henüz.''

Yüzümü buruşturdum.

Espri yaptığını mı sanıyordu? Her iki ihtimal de acı vericiydi.

Teşekkürler. Gerçekten! İçimi rahatlatmıştı.

Beni art arda afallatırken bu durumda bile gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Çünkü yüzündeki benimle dalga geçen o ifade çok rahatsız ediciydi.

''Ne istiyorsun?" diye sordum, sesimi kaba çıkarmamaya özen göstererek. Ama gözlerimin kısılmasına engel olamadım.

Hareketlerinden bir şeyler çıkarmaya , onu anlamaya çalışarak süzdüm.

Zeki olmayabilirdim ama gereksiz şeylerle onu tahrik edecek kadar aptal da değildim.
Buna karşılık olarak onun da gözleri anlamını çözemediğim bir parıltı ile kısıldı.

Sıcak KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin