23.Bölüm • Mahkûmun Ölümü

10.5K 786 659
                                    

Merhaba, arkadaşlar. Eğer yazar notu okuma kısmını geçiyorsanız bunu lütfen geçmeyin. Okuyun çünkü önemli şeyler yazdım.  

Şu elçi sahnesinde biraz hatam olabilir çünkü bu ilk savaşlı, siyasal kurgum. (Aslında ilk doğru düzgün bir kurgum Y.P) Ve unutmayın ki bu epik fantastik, tamamen kendi yarattığım dünya. Tarihte olan kuralları yazmak gibi bir zorunluluğum yok (epik fantastikte en çok bunu seviyorum) Tamamen kendim kuruyorum dünyayı, kuralları. 

Ve artık bölümlerin bu kadar hızlı geleceğini pek sanmıyorum. Çünkü savaş konusuna yavaştan yavaştan giriyoruz ve inanın ki savaşı ve siyasal olayları yazmak o kadar da kolay değil. Bol bol araştırma ve bol bol düşünme gerektiriyor. Bunlar da zaman gerektiriyor tabii. 

Yazarken epey beynim yandı, doğrudur. Yorumlarınızla aşk yaşıyorum. İyi okumalar ♥  

Darya kulaklarını çınlatacak bir şekilde gürültülü ve odayı sarsacak bir biçimde hızlı vurulan kapının sesiyle uyandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Darya kulaklarını çınlatacak bir şekilde gürültülü ve odayı sarsacak bir biçimde hızlı vurulan kapının sesiyle uyandı. Uyku mahmurluğu ile ilk önce ne olduğunu anlamadı ancak sonradan kapının çalındığını fark etti. Zihnindeki uyku parçaları göz kapaklarına sertçe çarparken ona uyumasını emretti, ancak o bu emre itaatsizlik etti ve söylene söylene yataktan kalktı. Kapıya bu şekilde heyecanla vuran insanın kim olduğuna bakmak için kilidi açıp kapıyı araladı, kafasını uzattı.

Gelen Sonja'ydı. Yüzünde endişeli bir ifade vardı; çenesi kasılmış, kahverengi gözleri açılmıştı. "Darya," diye mırıldandı yumuşak bir ses tonuyla.

Darya, Sonja'nın bu yüz ifadesini görünce; sersemliği, yerini yavaş yavaş meraka bıraktı. Kaşlarını çatıp ona soru soran gözlerle baktı. "Ne oldu, Sonja?"

Sonja, "Çok kötü bir şey oldu," deyince, Darya'nın içindeki korku denizi, dalgalarını kıyıya vurdu. Korkunun derin ve sıcak ısısı, genzini yakıyordu. "Vera kendini öldürmüş."

Bir an duyduğu şeyi algılamaya çalıştı, hatta bir an rüya falan olduğunu sandı ama Sonja'nın saf ve tamamen gerçek olan sözleriyle karşı karşıyaydı. Bir anlık acı ve suçluluk duygusu tüm sinir uçlarını titretti. Hâlâ dediği şeyin gerçek olduğunu anlamaya çalışıyordu. Az önce uyurken hiç böyle bir havadisle uykusunun çözüneceğini tahmin etmezdi.

Belini saran bej, parlak ipek geceliğini hoyratça büzen elleri gevşedi. Bu hissettiği suçluluk duygusunu dizginleyecek hiçbir şey yoktu. Neden bu kadar kötü hissettiğini, neden dilinin tutulduğunu bilmiyordu.

"Darya?" dedi Sonja.

Darya yutkundu; yüzüne, normal yüz ifadesi olan maskesini giydi. "Nasıl?" diye sordu, ancak sesi bir fısıltıdan ibaret çıkmıştı. Fısıltısı, hissettiği duyguları az çok açığa vuruyordu.

"Zindanda, ona getirilen yemeğin tabağını parçalamış ve kendini kesmiş." Sonja duraksadı. "Gel, eğer bakmak istersen..."

Darya tereddütte kalsa da kafasını salladı ve Sonja'yı bileğinden tutup içeriye çekti. Üzerine dolabından eline ne gelirse özensizce geçirdi: Mavi cüppe, gri pantolon.

ÖLÜMCÜL TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin