🌏4.1 we're not friends

4.3K 289 122
                                    

Bu bölümün diğerlerinden farklı olarak iki şarkısı var ve bunlardan birincisi; Ed Sheeran-Friends ikincisi ise; Lucia-Silence . İkisini de dinlemeniz gereken yeri aşağıya yazacağım,bölümü başka bir şarkıyla okusanız da bunları dinlemenizi öneriyorum *-*  Oy sınırı yine +42 ,öpüldünüz,yorumları bekliyorum :')

-

Dersten çıkmış uyuşuk adımlarımızı büyük akasya ağacının altındaki çimenliklere yönlendirmiş bir yandan da laflıyorduk,Luna'ya Yoongi ile olanları anlatmıştım ama her cümlenin ardından hiç azalmayan bir heyecanla yerinde zıplıyor ardından sanki yeterince hızlı konuşmuyormuşum gibi sonra ne oldu diye çığlık atıp beni utandıracak sesler çıkarıyordu.Etraftaki insanların ona ve dolayısıyla yanında yürüyen bana garip bakışlar atması hiç umurunda değil gibiydi.Ellerimizde kitaplar olmasaydı,iki tımarhane kaçkını olduğumuz düşünülebilirdi.Hala düşünmediklerinden de emin değildim ama,daha az insanın olduğu bir bölgeye gelince serin çimlerde kırmızı çiçekleri olan bir ağacın altına oturduk.

"İnan bana Luna,hiç de sandığın gibi değildi."

"Min Yoongi birisinin hayatında hiç olmayı kabullenecek bir adam değil Arven bunu sen de çok iyi biliyorsun.."

"Yaşadığımız onca şeyden sonra...arkadaş olmayı kabullendiğine göre onu yeterince tanıyamamışım demektir."

Sesimdeki hayal kırıklığını fazlasıyla yansıttığımı düşünüyordum,Luna'nın dudaklarının arasından kocaman bir oflama çıkarmasıyla çimenlerdeki bakışlarımı ona çevirdim.Yoongi'nin sıradan bir arkadaş olmayı kabul edemeyeceğini ve delireceğini düşünüyordum,bunu, bilerek ona acı vermek için yapmıştım ama o sakince kabullenmekten başka bir şey yapmamıştı.

"Gerçekten göremiyor musun yoksa bir başkasının ağzından duymak için mi yapıyorsun bunu?"

Sessiz kaldığımda gerçekten bilmediğimi anlayıp sanki dünya düzdür demişim gibi bana özenle açıklamaya başladı.

"Arven! Çocuk seni partiden omzuna atıp kaçırmış ve bu çocuk SIRADAN bir çocuk değil.Bir idol. O halde görülseydiniz...epey sorun çıkacağına eminim,ama bunları umursamayacak kadar - "

"Hey hey hey..Sen kimin tarafındasın? Geçen zaman boyunca ona ağza alınmayacak küfürler eden sen değil miydin?"

Eliyle yerden aldığı yıpranmış kırmızı bir çiçeği parmaklarının arasında döndürürken omuzlarını silkti ve zıpır sesinden sakin bir sese geçiş yaptı.Onun da benim gibi kafası karışmıştı,birbirimize bazı durumlarda öyle çok benziyorduk ki aynı insanmışız gibi aynı akrmaşayı duyumsayabiliyorduk.

"Öyleydim ama..Biliyorsun Riven insanlar değişir.Görünüşe göre Yoongi de epey değişmiş."

Luna'nın neden sakin sesine geçiş yaptığını şimdi anlamıştım,Riven dediği anda aklıma gelebilecek tek bir kişi vardı.Ve bütün bu olanların içinde Bogum'un nerede durduğunu merak etmiş ve bana onu incitmeden bu işi çözmem gerektiğini anlatmıştı.Rüzgarın ılık bir şekilde tenimi okşayıp saçlarımdan çıkan bir kaç teli yüzüme dolaştırmasına izin verdim.Öylece orada bir süre oturduk,Luna ve ben orada öylece konuşmadan oturduk ve birbirimizin düşüncelerini görebiliyormuşuz gibi içimin karmaşasını hissettiğinde kollarını sorgusuzca bana doladı.Bir şey söylemek zorunda olmadığımı biliyordum,o yanımdayken her şey kolaylaşıyordu.Bana gülümsediğinde,mutlu olmam gerektiği halde içimde kıpırdanan mutluluğa yabancı olduğum için bu mükemmel dostluğu kaybetmekten korkardım.

Farkındaydım,insanlar değişirdi,hem de hiçkimsenin anlayamayacağı kadar hızlı ve kolaylıkla,duygular değişirdi,hatıralar bile değişirdi ve bizi kandırırdı bazen,gerçek değişirdi,düş değişirdi, ve bazen gerçekle düş yer değişirdi,yani bu koca dünya sürekli birbirine dolanan bulutların birbirlerinin içinden geçişi gibi değişkendi.Yalnızca ne kadar hızlı karışıp farklılaştığını görmek için sabit kalıp göğe bakmanız gerekirdi.Çoğu zaman bu değişimi fark edebilen insanlar,bulutların bir an koca bir pamuk şekeri andırırken kıpırdayarak gözyaşına dönüştüğünü görürlerdi,sokak köpeklerinin gözlerindeki hüznü ve onlara uzanan ellere nasıl utanmadan muhtaçlıkla başlarını uzattıklarında o hüzünlü göz kapaklarının umut dolduğunu,aslında bütün hayvanların gülümseyebildiğini,bütün bitkilerin duyguları olduğunu ve ağaçların insanlara sarılabilmeyi eğer yapabilselerdi severek yapacaklarını çok iyi bilirler.

Blue Morn ☁ mygWhere stories live. Discover now