🌏 2.8 sacrifice

3.1K 296 101
                                    

Medya; Davichi-Cry again


"Ariel...Denizkızı Ariel--" 

Elini kocaman bir dünyaya benzeyen karnının üzerine koymuş ve kaşlarını hafifçe çatmış bir şekilde dururken,önüne düşen bakışlarını yüzüme çevirirken canı yanıyor gibiydi,fiziksel olarak. 


"Efendim? Ne dedin?"


Beni gerçekten duymamış mıydı? Yoksa duymamış olmayı dileyecek kadar şaşkın mıydı? Ya da ben kendi sesimi duyamayacak kadar düşünceli miydim? Fısıldamış mıydım? Yoongi'yi geride bırakmış olmama rağmen hala canım onun yüzünden yanıyordu,ve kalp kırıklığının fiziksel bir ağrıya dönüşebildiğini yaşayarak öğrenmiştim.Bu öyle bir ağrıydı ki bedenindeki yerini bile bulamıyordun,içten içe sızlayarak ağlama isteği uyandırıyordu,sesimi titreten de bu ağrının ta kendisiydi.


"Min Yoongi neye aşık olur Arien? Ben...Yoon'a aşık oldum.Ama onu kendime aşık edemiyorum."

Yüzüne yayılan gülümsemenin arkamdaki birisine dikilen bakışların bana anlattığı şey,tam arkamda Min Yoongi'nin olduğuydu,dilimin ucuna kadar gelen binlerce kelimeye rağmen neden bunları söylediğimi bile bilmiyordum.Yapmamam gerektiğini bilmeme rağmen, Arien içinde Hoseok'a ait bir şeyleri,fiziksel olarak,taşıyan bir kadındı,Yoongi'nin onu sadece gördüğünde bile ne çok acı çektiğini düşündüm,ve bir aptal gibi ona sarılıp acısını hafifletebilmeyi diliyordum,evet,hala...O beni bir gün özlerken bir gün sen kimsin ki diyebilirken,bir gün dudaklarımdan öperken bir gün kolumu morartabiliyorken,ben hala onun acısını umursuyordum. 

Yoongi,tam arkamdaydı,dönersem ona sarılabilirdim.Ama hiçbir zaman dokunamayacağım kadar uzakta hissettiriyordu ve bu kabuslarımda kan ter içinde koşup ulaşamadığım yere benziyordu.Ayaklarımın altından bir yürüyüş bandı gibi kayan dünya,olduğum yerde güçsüz düşüp karabasanlara kapılmam için elinden geleni yapıyordu.

Arien,Yoongi'ye gülümsüyordu,gözlerinin içinde ona dair buruk bir hüzün hissettim.Hikayelerini kırık çürük bir şekilde öğrenmiştim ama merak ettiğim tek bir şey vardı.Arien ona hala aşıkken,ve kalbini attıran kişi de Hoseokken kırılma noktasını nasıl yaşamıştı? Yani...Merak ettiğim şey aynı anda kalbinde iki kişiyi taşımanın etik olup olmadığı değildi.Hoseok nasıl onun kalbini tamamen kazanmış ve Yoongi'ye olan hislerini kurutabilmişti? Bunu öğrenmek istiyordum,çünkü,kendimi berbat bir çıkmazda hissediyordum.Öğrenmeliydim ki,Yoongi'nin kalbinden onu çıkarıp kendime yer açabilmeliydim.

Aptal Arven.

Daha bir kaç dakika önce sana yer olsa da Yoongi'nin kalbine birisini almak fikrinde olduğunu anlamamış mıydın? Düşüncelerimde kaybolmama engel olan şey duyduğum boğuk ve tiz çığlık sesi oldu.Ses Yoongi'nin çatı katı dairesinin bulunduğu binanın girişinden geliyordu ve bu sesin kulaklarımdan kalbime dolup,damarlarıma pompalanan kanla birlikte tüm vücuduma yayılış anını,ömrüm boyunca unutamayacaktım.

Yoongi arkamdan bir rüzgar gibi fırlayıp kapıyı açtığında ilk kez fısıldayarak değil de yüksek sesle küfür ettiğini duydum.Arien de benimle birlikte kapıya yönelirken,ağza alınmayacak bir iki küfürü kontrolünü yitirmiş gibi bağıran Yoongi'nin içeri girmesiyle,koşar adım oraya yönelip Arien'i geride bıraktım.

Gördüğüm manzarayla,damarlarımda yankılanan tiz çığlığın beynimin içinde uğuldadığını duydum,asla unutamayacaklarımın arasına bu görüntü de kazınmıştı.Rebekah,gri mermer döşemenin üzerinde bacakları garip bir şekilde kıvrılmış kanlar içinde yatıyordu. Attığı kısık sesli çığlıklar onun canının bağıramayacak kadar yandığını kanıtlıyordu.Suga ise onun daha az acı çekeceği bir konuma gelmesi için yardım etmeye çalışırken büyük ihtimalle ne diyeceğini bilmediğinden bir yandan küfrediyor bir yandan ona her şeyin iyi olacağını söylüyordu.Bütün bedeni bir saniyede terle ve kanla bulanmış gibiydi,dudaklarından çıkan kelimelerse neden bu halde olduğunu açıklıyordu.

Blue Morn ☁ mygWhere stories live. Discover now