Zorlu Hayat|4.Bölüm🌹

4K 405 190
                                    

Selamûn Aleyküm ve Rahmetûlllahi ve Berekâtuhu. (Allah'ın selamı , rahmeti ve bereketi üzerimize olsun.)
Güzel kardeşlerim umarım iyisinizdir. Tozlu Ayna isimli kitabımda Müslümanlara yapılan zulmü yazmaya çalışıyorum ona da destek olursanız sevinirim. Kitabım çıksın diye bir şeyler yazan biri değilim, amacım öğrenmek ve öğretmektir. Hayalim öğretmen olabilmekti fakat olmadı, hayal kurmayı nasip edene şükürler olsun. Bu hikâyeyi kafamda tasarlamamda hafızlara  gıpta duymam neden oldu. Bu hikâyenin benim hayatımı değiştirdiğine şahit olduğum günden beri hayata bakış açım değişti, her şeyde var bir hayır. Rabbim, bizlere temiz akıl düşünen bir kalp nasip etsin. Arkadaşlar aslında içimden  bölüm yazmak pek gelmiyor , nedeni ise suçsuz, günahsız bedenlerin yok edilişi. Kardeşlerimiz gözümüzün önünde katledilirken nasıl mutlu olabiliriz ki ? Ahirette herkes yaptığının karşılığını şüphe yok ki görecek. Siz, zulmün olduğu yerde susarsanız onu yapan vahşi zihniyetten hiçbir farkı kalmayanlardan olursunuz. Lütfen, gözünüzün önünde olan ailenize ve evinize birkaç dakika dikkatle bakın. Sonra bir densizin evinizi , ailenizi bombalara kurban edişini çığlıklar içinde seyredin. Peki ya sonra ? Şaşkınlığın ardından ailenizin tek tek gözlerinizin önünde ölüme gidişi. Ya hayatta tek başınıza kalıp yaşamanız gerekirse ? İmtihanın böylesine dayanabilecek misin? Gece eve gelmek isteyeceksin fakat harabeden başka bir şeyi göremeyeceksin. Mutfaktan gelen yemek kokularını anımsamak isterken bomba ve kimyasal kokuları düşünüp defalarca kez ölümü isteyeceksin. En acısı da seni dokuz ay karnında taşıyıp gecesini gündüzünü sana adayan annenin gözlerinin önünde ölmesine seyirci kalışın, babanın evin yükünü gidermek için sabahtan akşamlara kadar işte çalıştığı zor şartları da anımsa. Ama onlar için hiçbir şey yapamıyorsun. Mezarını  bile bulamayan bir evlat olmuşsun bir düşünsene, nasıl bir hayata meydan okuyacağını?

Allah rızası için Suriye'deki , Arakan'daki , Filistin ve zulüm gören tüm müslüman ülkelerine dua et. Allah'ım sen kimseye bu acıları yaşatma. Amin. :(

*15/04/2016*

####

HİLAL'İN AĞZINDAN ;

Yerin en dibini acılı çığlıklarım kaplarken etrafımda duran her insan parçası sağırdı, bana kayıtsız bir duvardı. Ağladım, içimi büyüten sızılara aldırmaksızın hayallerini idam eden küçük kızın uslanmaz yaşları geceyi soluk rengiyle boyadı. Kalbimin en sağlam bölgesi hissizleşirken üzerimde ağırlık yapan yorganın zulmüyle baş başa ağlar vaziyete bürünüp bir mutluluk daha ıskalamanın hüznüyle gözlerimi yumdum. Karanlığın tam orta yerinde can çekişen hücrelerim umarsızca takılıp durdu, yüreğimden çıkan üzüntülerin birer damlayı büyütmesini defalarca kez öylece izledim. Ellerim dua etmek için harekete geçerken aklımdaki kişi beni idam masasında bırakarak gitmiş, terk etmişti. Sevgisi olmayan birinin dualarımda da yeri yoktu. Düşlerini resmeden kızın katili bir zamanlar yüreğindeydi ama şimdi can verdi.

Günlüğüme bulanan acı sözlerim, giderek artsa da kendimi sakinleştirmek için tek yol buydu. Viraja girmeye az kaldı. Hayatım boyunca insanlara pek yalan söylememiş, kimsenin ahını alacak şeyler yapmamıştım. Fakat kendimi kocaman bir öfke çukuruna doğru ilerlerken bulduğum gün bildiğim tüm doğruların üzerini çizdim! Karanlığımın gidişatından yalnızca ben değil ; etrafımda bulunan her şey nasipleniyordu. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başlarken zihnim olup biteni didik didik ediyor önüme yaşananları seriyordu.

"Ayşe sana bir şey anlatacağım. "

"Olur, anlat."

Mahalleden samimi olduğum iki kız kendi aralarında konuşurken arkada duran masaya geçip döner ve ayran istedim. Benim gelişimi bile fark etmeyen dostlarım, muhabbetlerine hız kesmeden devam etti. Garson siparişimi önüme getirince kanserin de etkisiyle hayli acıkan midemi doyurmak için döneri  iştahla yemeye başladım.

"Aaa kanka sen olayı hâlâ bilmiyor musun ? "

"Hani şu aşkı yüzünden kanser olan Hilal var ya o ailesini kandırmış."

"O nasıl oluyor ?"

"Geçen birinden duydum, Hilal intihar etmek istiyormuş, Berat onu bırakıp gittiğinde kanser rolü falan yapmış sonra da gerçekten kanser olmuş muş muş. Aman biz çocuk muyuz canım, yedik mi? "

"Hayıııııır!"

Masaya kuvvetli bir darbe vurduktan sonra gözü dönmüş bir halde hain dostlarımın üzerine yürümeye başladım.

"Hilal, senin ne işin var burada? Bakırköy'de yatak kalmadı herhalde."

Daha fazla sabredecek  gücüm yoktu. Elime masadan hızla aldığım ayranı iki saçaklının da kafasına bir güzel boşalttım. Alın size ayran çorbası, mis.

"Sen kim oluyorsun da bana iftira atıyorsun ? Ben kanser falan değilim tamam mı?"

"Hah güleyim bari. Bu ayranla bizi korkutacağını mı sanıyorsun kız peruklu çirkin seni!"

Ayşe ve Burcu hiç beklemediğim anda masadan kalkıp beni bir güzel dövmeye kalktı. Biri karnıma vururken diğeri de kolumu acıtıp durdu. Gücümü yalnızca yardım istemeye harcamaya çalışırken bir anda başıma aldığım darbe ile yere bir altmış serildim. Baş dönmesiyle baygınlık geçirdiğimi aileme haber veren lokanta yetkilileri, beni en yakın hastaneye götürdü. Doktorlar hayatta kalmamın giderek zor olacağını söylerken anne ve babam hâlâ kanserin gerçek oluşuyla sarsıntı geçiriyordu. Ben yarı baygın halde onlara bakarken kendi içlerinde bir şeylerin muhasebesini yaptıklarını gördüm, dikkatimi çeken şeyi çok merak ediyordum. Geceyi tüm yorgunluğu ile atlatmayı başarmışken annemin masanın üzerine bıraktığı Kur'ân meâline baktım. Onu okumayı öyle çok isterdim ki kolumu kıpırdatacak takatim olsaydı. Bu esnada babamın dışarıdan gelen sesine kulak kesildim.

"Semih  Bey kızınızın Dna sonuçları neden sizinkiyle uyuşmuyor?"

"Daha sonra size gerekli bilgileri versem olur mu?"

"Tabii olur. Yalnız kızınız giderek ecel terleri döküyor. Geçen arkadaşlarından aldığı darbe vücuduna reaksiyon olarak gelmiş, durumu kötüye gidiyor. "

Babam sessizliğine bürünüp yine sesi duyulmaz şekilde ağlamaya başladı. Ve ben o cesur adamın göz yaşlarını narince siliyordum hayalen.

Beynimin uç noktalarına dek ulaşan sorunum cevabını oldukça merak ediyordum.

"Semih Bey kızınızın Dna sonuçları neden sizinkiyle uyuşmuyor ?"

NEDEN?

İşte şimdi işler sandığımdan daha kötü gidiyordu, dilim sus pus iken hayatın düğüm ettiği bu kalbi zor bela ayakta tutuyordum. Adımlarımın eğri şekilde oluşunda düzgün olmayan bir karakterimin izlerini görmek hiç zor olmamalı.

****

Sınıf üyeleri kıs kıs gülerken sessizliği hoca tekrardan bozdu.

"Malum önümüzde güzel bir Kutlu Doğum Haftası var. Sizden bir gruplaşma yapıp bu hafta için özgün fikirler sunmanızı program yapmanızı istiyorum. Kazanan kişiyi aileden bir üye ile Umre'ye göndermeyi düşündük. Kabul ediyor musunuz?"

Gözlerinin içinde tebessümle hareket eden mutluluk dalgaları eşliğinde sınıf koro halinde 'evet' diyordu.

"Eveeeeeet."

"Anlaşılan Peygamber Efendimiz (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) 'in ümmeti olabilmek için elimizden geleni fazlasıyla yapacağız. Rabbim bizi ona komşu eylesin, Allah hepimizden razı olsun. Şimdilik benden bu kadar. Öğlen namazı okumadan abdestlerinizi tazeleyin ,hadi siz geleceğin parıl parıl gençleri olacaksınız!"

Bölüm Sonu.

Medreseli Geliyor Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt