8. Bölüm: İntikam

Começar do início
                                    

Yekta ne kadar huysuzsa bir o kadar da inatçı. Eve bırakma konusunda yarışa girmeye çekiniyordum onunla. "Yekta taksi ile gidebiliriz." Yine o çatık kaşlar. "Asel bir daha demeyeceğim binin şu arabaya." Hayır yani sen kızlara karşı hani sinirliydin şimdi niye beni eve bırakmak için zorluyorsun. Aynı şekilde Almila ve ben arkaya Ayaz ise öne oturdu. Onlar indikten sonra ben yine öne geçtim. Emniyet kemerimi çekince parmağım sıkıştı. Canım çok yandığı için bağırdım. "Ne oldu?" Yekta'nın sorusuyla parmağımı gösterdim. Eğildi torpidodan peçete ve yara bandı çıkardı. Elimi tutarak kendine yaklaştırdı. Peçeteyle temizledi ilk önce. Pek fazla kanamıyordu zaten. Sonra yara bandı ile yara olan yeri sardı. "Dikkat et. Ufak bir sıyrık." Teşekkür beklememeliydi benden sanırım. Sadece kafamı salladım ve ufak bir tebessüm ile durumu hallettim. Döndüm tam kemeri çekiyordum bir anda üzerime eğildi. "Ben hallederim." Dinlemedi beni. Sol elini kemere uzattı. Kendine doğru çekerken kafasını çevirdi. Nefeslerimiz birbiriyle dans ederken gözlerimiz kenetlendi. Yüzüne şiddetli bir şekilde hapşurdum. Tüm anın büyüsü o saniyeden sonra bozuldu.

Bilgisayarımı alıp odama geçtim. Önce slaytı hazırlayıp daha sonra özet çıkarmayı düşünüyordum. İki üç kez okuyunca da hazır hissederdim. Bir kaç siteden araştırma yaptım. Slaytın geçişlerini sürelerini ayarladım. Flaşa yükleyip video indirdim. Görsellere önem veriyorlardı hocalar. Gözlüklerimi taktım saçımı dağınık topuz yaptım. Beş sayfalık yazıda bir sayfalık özet çıkardım. Her şeyi tam vaktinde bitirince instagram hesabımımda dolaşmaya başladım. Güncel resimlere bakınırken kendimin uzun zamandır resim atmadığımı gördüm. Gözlüğümü çıkardım. Ön kamerayı açıp tipimi düzelttim. İşte hazırım. Ufak tebessümler güzelleştirir.

"Kalbim sevinçle dolu..." diye açıklama kısmına ekleme yaptım. Gülümsemelerimdeki toz pembe yalanı burada da sürdürebilirdim. Hesabım herkese açıktı. Dakika da tam tamına 150 beğeni geldi. Hiç fena değildi 😉. Telefonu yanıma koyup elime özetleri aldım ve okumaya başladım. Telefonuma arka arkaya bildirim yağınca rahatsız oldum. "Yekta_arass gönderini beğendi" Pardon? Bizim Yekta mı? Şu Bay Ego. Hemen yeniledim ve bildirim geri gitti. Ne oluyordu?

Yekta'nın Ağzından:
Akşam üzeri Ayaz bize geldi. Evde pes attık. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali Ayaz da bana yenilmeye doyamıyordu. Her seferinde taktik değiştirsede olmuyordu. Lanet olsun dostum bu işte harikaydım 😎. İddiaya girerdik sürekli. Ya yemeğine ya da bütçeyi zorlayacak şekilde alışverişine. Bu sefer her ikisini de seçmedim. Yeri ve zamanı gelince söyleyecektim. Ayaz evine gidince bende odama çıktım. Telefonu alıp yatağıma oturduğumda sosyal medya hesaplarımda gezindim. Ayaz ile pes atarken çekindiğimiz resmi attım ve onu etiketledim. Benim takip ettiğim hiçbir kız yoktu. Aklıma bir anda bugün arabada Asel ile yaşadıklarımız geldi. Değişikti o an. Farklıydı. Ona yaklaştığımda kalp ritimlerinin değişmesi benim endişelenmeme yol açtı. Acaba sosyal medya hesabı var mıydı? Arama butonundan "Asel Ceran" yazdım. Üstten üçüncü sırada resmini görünce hemen tıkladım. İlk resmine girdiğimde "5 DAKİKA ÖNCE" yazıyordu. Şimdi ki hâli böyleydi demek. Resmi yakınlaştırırken yanlışlıkla beğendim. "Has..." Umarım görmemiştir diyerek hemen beğeniyi geri çektim. Çok güzeldi gözleri. Kimi kızlar kendini şekilden şekile sokup bin resim çekinip bir tanesini koyar kimisi de anlık bir fotoğrafı çekip koyar. Tıpkı Asel gibi. Aralarında ki fark bu işte. Farklı olabilir miydi? Belkide de diğerlerinden farklı. Hayır bunu düşünmek benim için çok saçma olurdu. En değer verdiğim kişi bile hayal kırıklarıma neden olduysa.

Asel'in Ağzından:
Eğer biraz daha acele etmezsem ne kahvaltı yapabilecektim ne de okula yetişebilecektim. Saçımı at kuyruğu yapıp aşağı indim. Babam işleri nedeniyle İzmir'e gitmişti. Yani benim kavgamdan haberi yoktu. Olmasın da. "Anne bana sandviç hazırlar mısın? Yolda yerim. Ha bu arada arabanı ben alıyım. Sanayiden arabam saat 14.00'da gelecek." Ses çıkarmayınca salondan mutfağa geçtim. Kulaklığı takıp yengemle konuşuyordu. Dürttüm. Kulaklığının tekini çıkardı. Bana sandviç yapmasını ve arabasını istedim. Onaylayınca çantamın içine okuma kitabımı almak için geri odama çıktım. Geri mutfağa döndüğümde sandviçim hazırdı. Elime aldım annemi öpüp evden çıktım. Arabaya binip telefonumu çıkardım. Almila'yı ararken ekmeğimden bir ısırık aldım. Annemin sandviçi bile harikaydı. Almila'yı evinden aldım. Elimdeki ekmeği alıp yemeğe başladı. "Dün instagrama attığım resmi kim beğendi tahmin et." Ağzına tüm ekmeği attı. Konuşmaya çalışınca ağzını kapattım. "Sakın konuşma pislik seni. Yani tam beğendi sayılmaz ama sonuçta beğendi. Yekta." Gözleri koskocaman açıldı. Bir şey demeden devam ettim. "Bir baktım Yekta beğenmiş. Tabi ben ilk inanmadım. Yeniledim. Sonra beğeni kayboldu. 😑" Saçlarını karıştırdı. "Kızım seni takip ediyor. Kesin yanlışlıkla beğendi. Farkına varınca da beğeniyi geri çekti. İşte buraya yazıyorum. Yakında kokusu çıkar." Doğru söylüyor olabilirdi. Yoksa niye geri çeksin ki beğeniyi?

YENİ BAŞLANGIÇLARAOnde histórias criam vida. Descubra agora