~24~

4.2K 237 54
                                    


3 hafta sonra♧

Jeon Jungkook

Bu aralar Minhyuk bizi rahat bırakmıştı artık pes ettiğini felan düşünüyordum ama ailemizi öldüren bir pislik olduğu aklıma gelince o düşünceyi kafamdan atıyordum.

Hwayoung şu son bir buçuk haftadır tuhaf davranıyordu. Sürekli yoruluyor ve yatıyordu hasta olduğunu düşünüyordum ama o iyi olduğunu söylüyordu artı olarak yemek bile yemiyordu.

Onun için çok endişeleniyordum. Bu halleri bana tuhaf geliyordu.

Kapı gıcırtısıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Yanakları kızarmış, uyumaktan şişmiş gözleri ve kırmızı'nın en güzel tonu dudaklarla hayatımda ki en güzel şey yanıma doğru geliyordu.

Yanıma oturmasını beklerken kucağıma oturmuştu. Tamam bunu bende beklemiyordum hemde hiç.

"H-hayatım i-iyi misin?" Tahrik oluyordum lanet olsun. Vücudunu defalarca görmüş ve tadına bakmıştım ama her seferinde bir öncekinden daha fazla etkileniyordum. Tanrım...

"Seni istiyorum kocacım" kulağıma fısıldayınca şiştiğimi hissetim bu bile beni o kadar etkiliyordu ki. Dudağımı dişliyordum hatta baya delinecek raddeye gelmişti ama umursamıyordum.

Hwayoung birden elini malum yerime getirip okşadığında gözlerimi artık açık tutmakta bile zorlanıyordum.

"Siktir bebeğim...ahhh" konuşamıyordum. Hwayoung elini hala malum yerimden çekmemişti ben ise derin derin nefes alıyordum. Beni çok çabuk kıvama getiriyordu.

Biraz daha okşayıp sıkınca dayanamayıp boşaldım. Daha ilişkiye girmeden boşalmak... ben Jeon Jungkook. Ben. Boşaldım...

Hwayoung birden gülmeye başladı ve malum yerimdeki elini çekerek -şükürler olsun ki- gözüme sokarak salladı. Eli ıslanmıştı...

"Tanrım.. Jeon Jungkook. International playboy"

"Gülmesene Hwayoung😣😧😦 çok zor durumlara sokuyorsun beni dayanamıyorum. Hemen geldi işte ne yapayım" dediğimde gülmeyi kesti ve beni bitirecek o hareketi yaptı.

Tanrım... Hwayoung...Yapma.

Meni bulaşmış parmaklarını yalarken benim sakin durmam im.kan.sız.

Kucağımda olan azgın bedeni koşarak yatak odasına götürdüm.

"Sen görürsün şimdi beni tahrik etmek neymiş" yamuk bir gülüş attığımda ellerini ensemde birleştirip saçlarımla oynamaya başladı.

"Seni şu anda çok fazla istiyorum kocacım"

♤♤♤♤♤

Banyodan yeni çıkan Hwayoung'a yardım etmek için yanına gittim ve bornozunu giymesine yardım ettim. Bu gün beni şaşırtacak bir şey daha yapmıştı ama ben memnundum.

Hwayoung birden karnını tutarak hızla bana döndü.

"Jungkook midem çok fazla ekşiyor... şimdi çıkarmısın lütfen işimi görmem gerekiyor" diyince başımla onayladım.

"Iyi olduğundan emin misin? Miden sürekli ekşiyor bence hastaneye gitmeliyiz"

"Hayır Jungkook iyiyim ama daha fazla tutamıyor çık hadi" kapıyı kapatıp kendimi yatağa attım. Bunu düşünmeden edemiyorudum ya kötü bir şeyi varsa? Cidden eğer öyle birşey olursa -ki umarım olmaz- kedmi suçalayacağımdan eminim.

Hwayoung'un telefonu çalınca yattığım yerden doğruldum ve telefonu elime aldım. Tabi ki JongIn arıyordu. Aramayı onayladım ve telefonu kulağıma götürdüm.

"HwaağYouğğng seni özlediğm bebeğğimmm uğzun zamağndır görüşmüyoğrus oğ koçan dan nefreğt ediyoğrum seni bendeğn aldı oğğğ" JongIn'in konuşması sayesinde içtiğini anlamıştım ve konuşmasını da. JongIn'le hala konuşamamıştım. Ama en kısa zamanda halledecektim bu işin.

"Neredesin JongIn? Seni almaya geleceğim"

"Ohhhoğğğ JoğngKoğok artığğk telefoğnlara senmiğ bakağar olduğn?" Bu çocuk benim sinirlerimi bozuyordu.

"JongIn sana nerede olduğunu sordum şimdi bana konum at ve olduğun yerde bekle seni almaya geleceğim"

"Tamağğm ama Hwağyouğğng'da gelsiğğğğn~~~ özlediğm onuğğ"

"Sen at konumu konuşacağız seninle ben gelene kadar kendine gelmiş ol"

"Tamağm yağıjıklı" deyip suratıma kapattı. Onunla nasıl konuşacağım hakkında bir fikrim yoktu ama ne hakkında konuşmam gerektiğini biliyordum. Kafam gerçekten çok bulandı. Telefonuma gelen bildirim sesiyle JongIn'in attığı konuma baktım Tanrım... neden o kadar uzak bir yere içmeye gidersin ki?

Yataktan kalktım ve dolabıma yöneldim o sırada da Hwayoung yüzü solgun bir biçimde banyodan çıktı. Hemen yanına gidip ayakta zor duran bedeni kucağıma alıp yatağa yatırdım.

"Hayatım çok kötü görünüyorsun doktora gitmek istemediğinden emin misin?"

"Birşeyim yok Jungkook iyiyim ben"

"O zaman hadi hazırlan JongIn'i almaya gidiyoruz aslında tek gidecektim ama seni bu halinle evde tek bırakamam"

"JongIn'i neden almaya gidiyorsun ki?"

"Arkadaşın fazlaca içmiş de onu almak için gideceğiz...şimdi sana yardım edeyim de giyinelim" Hwayoung'un dolabına doğru ilerledim siyah bir kazak altına da aynı renk bir pantolon alıp yanına ilerledim ama sonra iç çamaşırları için çekmeceye yönelip sütyen ve kilot aldım.

Ilk önce iç çamaşırlarını giydirdim -kendimi çok zor tutsam bile- sonra üzerine kazağını ve pantolonu da giydirdim.

Kendim içinde aynı kombini yapmıştım böyle çok şirin gözüküyorduk.

Hwayoung'u elinden tuttum ve yataktan kaldırdım siyah montunuda giydirdim. Kapının önüne gelip ayakkabılarımı giymeye başladım göz ucuyla Hwayoung'a baktım yüzünü buruşturarak ayakkabısını giymeye çalışıyordu.

"TANRI AŞKINA HWAYOUNG NEYİN VAR SENİN?" Çok fazla sinirlenmiştim hem birşeyi olmadığını söylüyor hemde acı çekiyordu üstelik hastaneye bile gitmek istemiyordu.

"S-sadece belim ağrıyor J-jungkook" sesi titrediğinde ağladığını anlamıştım. Tanrım Hwayoung hicbirşey söylemezsen nasıl halledeceğiz bunları.

"Ağlama hayatım sadece canının yanmasından nefret ediyorum o kadar" ona sıkıca sarıldığımda zaman kaybetmeden o da karşılık verdi. Sonra dudağına uzun bir öpücük kondurdum.

Dizlerimin üstüne çöküp ayakkabılarını giydirdim. Ne yapıp edip o doktor'a götürecektim onu.

♤♤♤♤

"Of JongIn ne diye bu kadar çok içersin anlamıyorum ki?" Arabanın arka kapısını açarak JongIn'i içeri fırlattım.

Hwayoung ise yüzünü buruşturmuş ön tarafta oturuyordu.

"Leş gibi alkol kokuyor başım döndü" tam sürücü koltuğuna oturacağım sırada Hwayoung hızla arabadan çıkmış bir ağacın altında kusmaya başlamıştı hemen arabanın kapısında bulunan suları alıp Hwayoung'un yanına koştum. Önüne gelen saçlarını arkada topladım ve sırtını sıvazladım.

"Artık bu kadar ısrar yeter yarın doktor'a gideceğiz"

"Alkol kokusu midemi bulandırdı Jungkook iyiyim ben"

"Ama titriyorsun Hwayoung" beni dinlemeyerek elimde ki pet şişeyi aldı ve ağzını çalkalamaya başladı. Ben ise onu izliyordum.

En son işin bitince bana döndü ve sarıldı her ne kadar ona kızsamda uzun sürmüyordu. Bende kollarımı ona doladım.

"Benim için endişelenme Jungkook ben iyiyim"

"Ama lütfen gidelim...korkuyorum. sana birşey olacak diye çok korkuyorum" birden gözüm dolmuştu onu kaybetme düşüncesi bile mahvediyordu.

"İçin rahat edecekse gidelim Jungkook" sesi çok bitkin geliyordu ve hala kireç gibi bembeyazdı.

"Hadi evimize gidelim ve dinlenelim yarın seni götüreceğim"



you're just mine | jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin