23

10.8K 442 319
                                    

*Bölümü yazarken kendimi o kadar kaptırmışım ki Efe'ye gelemeden çok uzun olduğunu fark edip ekleyeyim dedim. O yüzden bu bölümde Efe'yi bekleyenlerin affına sığınarak sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Seviliyorsunuz! :*


Bölüm Şarkısı: Jehan Barbur-Seve Seve Ölürüm Senin İçin


Gözlerimi araladığımda aralık perdeden gri bulutları görüp gülümseyerek gerindim. Kollarımı sıcacık yorganın altından çıkarıp perdeye uzanarak çekiştirdim. Gri bulutların o kasvetli güzelliği odama süzülürken biraz miskinlik yapmaya karar verdim. Yastığımı hafifçe kabartıp yan döndükten sonra çiseleyen yağmuru izlemeye başladım.

Yağmurlu sabahlarda annemle birlikte kapalı balkonumuzda kahve keyfi yaptığımızı anımsadım. Yağmurlu her hafta sonunu o balkonda tembellik yaparak geçirmek annemle ritüelimizdi. Öyle sabahlarda ise bazen Emine teyze Lale ile bize gelir ve aralarında bir türlü bitmeyen o dedikodulara yenilerini eklerlerdi. O anları hatırlayınca dudaklarım özlem dolu bir tebessümle gerildi. Anılarımdaki kahve kokusu usulca genzime dolarken diğer yastığı koynuma çekip anneme sarılıyormuş gibi sardım.

Sonbaharın sonu kışın başlarında bir sabah koyu gri bulutlar yüzünden hale gece olduğunu düşünüp uykuma devam etmeye karar verdiğimde annem 'Kız sen hala uyuyor musun?!' diyerek odama girdi. Gözlerimi açmaya tenezzül etmeden homurdanarak diğer tarafıma döndüm. Annem söylenerek üzerimden yorganı çekerken bende karşı koymaya çalışıyordum. Ellerim tutmadığı için annem yorganı üzerimden rahatlıkla çektiğinde tek gözümü aralayıp 'Seni insan hakları mahkemesine şikayet edeceğim anne,' diye sızlandım.

Annem 'Edersin edersin,' diye beni geçiştirdi. 'Hadi, kalk okula geç kalacaksın!'

Yorganı alarak beni uyandırmayı başarsa da hala yatıyor olmam sinirlerini bozuyor gibi duruyordu. Ağzımı kapatma gereği duymadan esnerken annem yüzünü ekşitip 'Deniz sen ne zaman normal bir insan gibi uyanacaksın kızım?' diye sordu. 'Bir kere beni şaşırtıp kendiliğinden kalksan? Ya da en azından bademciklerini göstermeden elini ağzına kapatarak esnesen?'

Dizime kadar çıkan pijamamı indirip bacağımı kaşırken 'Hiçbir zaman,' diye geveleyip sırtımı yataktan ayırdım. Annem onaylamaz şekilde başını iki yana sallarken gevşek şekilde elinde duran yorganı kapıp başıma kadar çekerek yattım.

Annem sinirli bir sesle 'Deniz!' dediğinde ona karşılık verecek halim bile yoktu. Parmaklarımla sıkıca yorganı kenetlediğim için başımdan çekemeyen annem bulduğu aralıktan parmaklarını ritmik şekilde başıma vurmaya başladı. İşkence taktiklerinden en başarılı olanı uygularken dişlerimi sıkıp tepki vermemek için kendimle savaşıyordum.

Annem 'Ay yeter!' diyerek beş dakikanın sonunda pes ettiğinde dudaklarıma zafer sırıtışı yerleşti. Kendimi uykunun naif kollarına rahatça bırakmaya karar verdiğimde annem beni babama şikayet ederek odamdan çıktı.

Kapının ardında babam 'Nihal şu kravatımı bir yapsana,' dediğinde annem 'Arda hadi oğlum kahvaltıya...' diye bağırdı. Arda anneme karşılık sevimli sesiyle 'Tamam anne,' diye karşılık verirken ben uykumun açıldığını hissediyordum. Yine de biraz daha uyuyabilmek için savaşırken Arda üzerime atlayıp 'Beni de yanına alsana,' diye fısıldadı. Başımı yorgandan çıkarıp gülerek 'Ne yapıyorsun be?' dediğimde Arda yorganın altına girmeye çalışıyordu. Başını göğsüme yaslayıp yorganı üstüne çektiğinde 'Annem beni burada bulamaz.' diye fısıldadı.

Bir Susam Deniz (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin