10

9.7K 547 185
                                    


Bölüm Şarkısı: Sinem Güngör- Dokunsalar ağlarım


Gökhan'ın sesiyle birlikte kan beynime sıçradı ve 'Gökhan!' diye bağırdım. 'Eğer Lale'ye bir şey yaparsan yemin ederim seni kendi ellerimle öldürürüm!'

Gökhan kahkaha atmaya devam ederken bağırmaktan acıyan boğazıma elimi sardım. İlker telefonu elimden almak istediğinde elimi ittirip tekrar 'Gökhan!' diye bağırdım.

Gökhan kahkahasını sonlandırıp 'Karıma zarar vereceğimi düşünüyor olamazsın, değil mi baldız?' diye sordu.

'Lale nerede?!' diye bağırıp arkamı döndüm. Ayşen bana korkmuş bir ifadeyle bakarken masanın üzerinde duran anahtarımı aldım. Tam bu sırada Lale'nin kısık bir sesle 'Ver şunu bana Gökhan,' dediğini duydum. Sesini duyunca bir nebze rahatladım ve elimin titremesini bastırmak için anahtarı sıktım.

Lale 'Deniz,' dediğinde gözlerim sızlamaya başladı. 'Ben iyiyim. Gökhan'ın bir şey yaptığı yok.'

'Neredesin Lale?' diye sordum. 'Seni almaya geleceğim.'

Lale tereddütlü bir sesle 'Gelmene gerek yok Deniz,' dediğinde kafam karışmaya başladı.

Sinirle 'Neredesin Lale?' diye tekrarladım.

Lale yerine sessizlik bana cevap verdiğinde gözlerimi kapatıp sakinleşmek için derin bir nefes aldım. Lale 'Gökhan'la evlendikten sonra oturacağımız evdeyiz Deniz,' diye yanıtladı. 'Ama gerçekten gelmene gerek yok. Ben akşam babamlarla konuşmaya gideceğim zaten. Orada görüşürüz.'

Lale'nin söylediklerinden hiçbir halt anlamasam da 'Geliyorum.' deyip telefonu suratına kapattım. Ayşen'e 'Ben gerçekten gitmek zorundayım.' diye açıkladığımda başını sallayıp 'Git hadi, git. Burayı düşünme.' dedi.

Arkamı döndüğümde İlker oldukça öfkeli bir halde bekliyordu. Ona açıklama yaparak vakit kaybetmemek için omzundan ittirip arabama koştum. Arabayı çalıştırıp bir an önce Lale'yi o manyağın elinden almak için hızla yola çıktım.

Gökhan'ın evinin bulunduğu sokağa girip arabayı sitenin önünde bıraktım. Anahtarı çekip arabadan atladım. Neredeyse koşarak site girişine geldiğimde görevli 'Buyurun?' diyerek önüme geçti. 'Kime gelmiştiniz?'

'Çekil şuradan be!' diye bağırıp adamı ittirdiğimde kolumdan tutmasıyla ilerleyemedim.

Güvenlik görevlisi kararlı bir ifadeyle 'Hanımefendi kime geldiğinizi söylemezsiniz sizi içeri alamam.' dedi.

Kolumu çekip elinden kurtardıktan sonra 'Gökhan Söylemez!' diye kükredim. 'Öğrendiğine göre gidiyorum!'

Görevlinin yine kolumdan tutmasıyla 'Yine ne var?' diye bağırdım.

'Gökhan beye haber vermem gerekiyor. Bir dakika bekleteceğim sizi.'

'Gökhan beyin zaten beni bekliyor.' dediğimde dışında durduğumuz kulübenin içerisinde telefon çalmaya başladı. Görevli kararsızlıkla bana baksa da kolumu çekmeme izin vermeden camdan uzanıp telefonu açtı.

'Tamam Gökhan bey,' deyip telefonu kapattıktan sonra kolumu bırakıp 'Buyurun,' diyerek eliyle içeri geçmemi işaret etti. Gökhan'ın bizi görüp aradığını anladığımda sinirim mümkünmüş gibi daha da artmaya başladı.

Sitenin içinde koşup apartmanın oraya geldim. Merdivenleri ikişer ikişer atlayıp açık apartman kapısından içeri girdim. Yirmi sekiz katı koşarak çıkamayacağım için asansörün düğmesine defalarca basıp sabırsızlıkla gelmesini bekledim.

Bir Susam Deniz (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now