8

10.1K 638 76
                                    

*Geçen hafta arkadaşımın rahatsızlığı sebebiyle hastanede geçirdiğimiz dört beş gün boyunca bana yanımdaymış hissi veren güzel mesajlarınızdan öpüyorum. İyi ki varsınız. 

*Elimde olmayan sebeplerden geciken bölüm için lütfen kusura bakmayın. Bu bölüm diğer bölümlere göre epey kısa oldu ancak bir kaç gün içinde yeni bölüm ekleyerek bunu telafi edeceğim. 

Seviliyorsunuz!


Bölüm Şarkısı: Merve Deniz- Karanfil (Cover)


Şaşkınlığın ağır tadı damağımda dolanırken ne yapacağımı bilemez halde yardım dilenir gibi İlker'e baktım.

Benim değişen ifademin sebebini anlamak için o da başını çevirdiğinden bize doğru gelen Gökhan'ı gördüğünü gerilen omuzlarından anladım. Koridorun diğer ucunda bankoya yaslanmış Gökhan onu fark ettiğimi anlayınca yavaş adımlarla bize yaklaşmaya başladı.

İlker bir iki adımla önüme gelip oldukça kısık bir sesle 'Rıza amcaları oyala, görmesinler.' dedi ve hemen arkasını dönüp hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

İlker uzaklaşıyor olsa da başımla onaylayıp ani bir şekilde arkama döndüm. Emine teyze, Rıza amcaya çantasını tutturmuş içinde bir şeyler ararken söyleniyordu. Hale, Arda'nın tam önünde durmuş ona bir şeyler anlatıyordu. Arda'nın da Gökhan'ı görmediğine emin olup rahat bir nefes aldım. Çünkü Arda Gökhan'ı gördüğünde tepkisini gizleyemez ve herkesin dikkatini çekerdi. Lale, Melahat hanımın yanında oturmuş gözleri kapalı bir şekilde başını arkaya yasladığından kendimi kuş gibi hafif hissetmeye başladım.

Furkan'la göz göze geldiğimde ilk defa yeşil gözlerinde öfke parıltıları görüp şaşırdım. Kaşları çatık bir halde sırtını duvardan ayırıp omuzlarını dikleştirdi. Tam yanımdan geçerken duraksayıp 'Gökhan'dı o, değil mi?' diye fısıldadı. Başımla onayladığımda öfkesini bastırmak için derin bir nefes aldı. Gideceğini anlayınca kolundan tuttum. Midemin bulantısını bastırmak için nefes alıp 'Sen gitme,' diye fısıldadım. 'Ben gideceğim. Gitmeye kalkarlarsa buradakileri oyala, lütfen. Dışarıda görmesinler.'

Furkan tıpkı benim gibi oldukça kısık bir sesle 'Sen kal Deniz,' dedi.

Başımı yavaşça kaldırıp gözlerine kararlı bir ifadeyle baktım ve 'Bak, Gökhan ters bir laf edip İlker'i sinirlendirmiştir bile. Şuan burada kavga çıksın istemiyorum. Gidip sakince ne bok yemeye buraya geldiğini öğrenmem gerekiyor.' dedim. 'Sen sadece Rıza amca'nın ve özellikle Lale'nin dışarı çıkmasını engelle, olur mu?' Furkan kararsız bir şekilde bana bakarken daha fazla oyalanmamak için arkamı dönüp hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.

Uykusuzluk, yorgunluk ve üzüntüyle pelte kıvamında olan ruhum Gökhan'ı görünce benden ayrılmaya karar vermiş gibiydi. Lale'nin onu gördüğünde yaşayacağı korkuyu düşündükçe kalbim eziliyordu. Onun narin bedenin altında çok güçlü bir kadın yatıyor olsa da onu koruma isteğimi bastıramıyordum.

Çıkış kapısının oraya geldiğimde gücümü toplamak ister gibi gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Kapıyı açıp dışarıya adımımı attığımda soğuk hava bir nebze olsun kendimi iyi hissetmeme neden oldu.

İlker ve Gökhan'ı bahçenin uç bir noktasında görünce koşar adımlarla yanlarına yürüdüm. İlker sinirle 'Sen hangi yüzle buraya geliyorsun lan?' diye çıkışınca Gökhan'ın alaylı bir tavırla güldüğünü gördüm.

Gökhan'ın bu tavrı İlker'in daha çok sinirlenmesine neden oluyor gibi duruyordu. İlker arkası dönük olduğundan beni görmemişti ancak 'Gökhan senin ne işin var burada?' diye sormamla birlikte bana döndü.

Bir Susam Deniz (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now