Cinq

224 25 25
                                    

O akşam Jongin ile Seulgi ilk akşam yemeklerine çıkıyordu. Normalde çıkmazlardı. Sadece Soojung ile Sehun onlarla çifte randevu yapmak istemişlerdi. -Aslında yanlarında Chanyeol ve Seungwan ile Joonmyeon ve Joohyun çiftleri de vardı.- Bu yüzden şık bir restoranda akşam yemeği ayarlamışlardı. Soojung'ın fikriydi hepsi. Hala inanamıyordu çıktıklarına. İşin içinde bir şeyler olduğunu hissetmişti. Bu yemeği ise onları gözlemlemek için planlamıştı.

Jongin babasının ona aldığı üniversite hediyesiyle -yani siyah Audi A5'i ile- aşağıda bekliyordu. İnandırıcılık açısından beraber gitmelilerdi akşam yemeğine. Fakat Jongin, Seulgi'yi bırakıp tek başına gidecekti çünkü hanımefendi uzun süredir bekletiyordu onu. Bekleme işini pek sevmezdi Asi Bey.

Uzun bir bekleyiş ardından Seulgi çıkmıştı. Saçlarını düzleştirmişti. Çekik olan gözlerine göz kalemi çekince gözleri daha da küçülmüştü. Siyah topuklu ayakkabısıyla siyah ipek bir şort giyinmişti. Üstünde ise bol, beyaz bir gömlek ile siyah bir ceket vardı. Jongin, Seulgi'yi ilk kez güzel bulmuştu ama kabullenmemişti. Öfkeliydi çünkü.

"Nerede kaldın sen?"

"Roy bırakmadı beni."

"Roy da kim?"

"Köpeğim."

Konuşmayı pek uzatamdan restorana gittiler. Yemek boyunca pek ilginç bir şey olmamıştı. Hepsi sevgilileriyle anılarını anlatıyordu. Tabii, Jongin ile Seulgi susmaktan başka bir şey yapamıyorlardı. Anıları yoktu hiç. Soojung farketmişti bunu, çünkü onları izliyordu. Bu yüzden soru sordu onlara:

-Eee, sizin hiç anınız yok mu anlatacak?

Jongin cevap verme gereği duymadığı için Seulgi söze atlamıştı:

-Daha yeni çıkmaya başladık. Ne anlatabiliriz ki?

-Nasıl tanıştığınızı mesela?

Seungwan konuyu değiştirmeye çalıştı ama hiçbir işe yaramadı. Soojung, öğrenmek istedi mi öğrenirdi. Seulgi de bunu biliyordu, bu yüzden hikaye uydurmaya başladı.

-Eee.... şey merdivende duruyordum ben. Sonra da Jongin geldi ve beni....., Seulgi cümlesini bitiremeden Jongin sözünü kesti:

-Tuttum. Seni tuttum. Öküzün biri itmişti. (Seulgi öküzün biri kelimesini duyunca Jongin'e "Hadi canım." dermişçesine bakıştı attı.) Ben de şans eseri ordaydım. Tuttum onu. Utandı. Oradan konuşmaya başladık işte. Zamanla ondan etkilenmeye başladım. O da benden ve bir baktık ki sevgili olmuşuz!"

Jongin hayatının konuşma rekorunu kırmıştı. Eğer konuşmamayı tercih etseydi, "öküz" o olurdu. Soojung'a öyle görünmek istemiyordu.

"Ne zaman oldu bu olay?" Soojung sorgusuna devam ediyordu. Seulgi ile Jongin birbirlerine bakış attılar. Jongin kemikli parmaklarıyla sadece Seulgi'nin görebileceği şekilde "iki" yaptı. İkisi de aynı anda atıldı fakat farklı şeyler söylemişlerdi.

"İki ay!" dedi Seulgi. Jongin ise "İki hafta."dedi. Sonra birbirlerine bakış attılar. Bu sefer öfkeli bakışlar atan Seulgi'ydi. Jongin biraz da olsa ürkmüştü.

-Doğru ya! Ne iki haftası, iki ay. İki gün önce de sevgili olduk. Hep de iki. Oysaki iki benim uğursuz sayımdır.

Jongin, uğursuz sayısı iki olduğu için Seulgi'ye iki işareti yapmıştı.

aşık olma programı :: kaiseulWhere stories live. Discover now