Trois

233 23 43
                                    

Kim Jongin ile Kang Seulgi'nin çıkması anında tüm kampüse yayılmıştı. Bu hız Seulgi'yi şaşırtmıştı. Şaşıran sadece o değildi. Tüm kampüs halkı şaşırıyordu. Tabii onlar olayın hızlı yayılmasında değildi, onların şaşırdığı şey, Kim Jongin gibi mükemmeliyetçi birinin Kang Seulgi'de ne bulmasıydı.

Jongin bu oyunu sevmemişti çünkü Seulgi'yi sevmiyordu. Onu -tıpkı diğerleri gibi- bir Salakcık olarak nitelendiriyordu. Genelde salak kızlar güzel ve havalı olurdu, bu kızda o da yoktu. Zeki olanlar ise hep çirkindi. Zekadan daha çok güzelliğe önem veriyordu ama aptal bir güzel ile de uğraşmak istemiyordu. Bu yüzden Jongin etrafındakilerle ilgilenmeyi bırakmıştı. Hayatı boyunca bekar kalmaya karar vermişti. Kariyer yapacaktı. Bilime aşık olmuştu. Bunlara karşılık güzel kadınları severdi. Tüm mankenleri sosyal ağların hepsinden takip edip vücudlarını incelerdi. Onlar, ona göre "görsel obje" veya "zevk giderici"ydi.

İnsanlarla konuşmuyordu çünkü onu anlama kapasitesine sahip birsiyle karşılaşmamıştı. Boşu boşuna salak insanlar için açıklamada bulunmasına gerek yoktu. Sadece fakülteden arkadaşı Yixing ile konuşuyordu. Diğerlerine göre nispeten daha zekiydi. En azından dediklerini anlayabiliyordu.

Egosu yüksek birisi olmasına rağmen hayranları çoktu fakat Jongin hiçbiriyle ilgilenmiyordu. Ona göre birisinin onunla ilgilenmesi için salak olması gerekirdi çünkü insanları sürekli küçük gören birisini, aklı başında bir insan sevmezdi. Bu aklı başındaki insanlardan biri ise Soojung'dı. Jongin bu yüzden seviyordu onu ama karşılığı yoktu.

Bu erkeksi ve maço özelliklerine karşılık tatlı biriydi. İnsanlarla alay etmeyi sevdiği kadar espiri yapmayı da severdi. Aynı zamanda küçük yaştan beri dans ederdi. (Dans ettiğini kimseye söylemiyordu.) Tatlılığını ise sadece Yixing'e ve ağabeyi Kim Jongdae'ye gösteriyordu. Jongdae'ye göre Jongin'in yavru bir köpekten farkı yoktu.

Jongin o öğlen herkesten uzak bir yerde oturuyordu. Burası onun gizli yeriydi. Ne zaman yalnız kalmak istese buraya geliyordu. Ondan başka bu yeri sadece Yixing biliyordu.

Yixing bütün bir öğle onu aramıştı fakat bulamamıştı. En son aklına buraya gelmek gelmişti. Elinde yemek poşetiyle Jongin'in yanına çömeldi.

"Her yerde seni arıyordum." Poşetin içinden yemeği çıkartıp Jongin'e uzattı ama Jongin sadece bakış attı. "Hadi ama Jongin, en sevdiğinden aldım. Tavuklu."

Jongin, tavuğa hayır diyemezdi. Yixing'in elinden tavuğu aldı. Poşetten de kolasını çıkarıp içmeye başladı.

"Gerçekten o kızla çıkmıyorsun, değil mi?"

"Sence?"

Yixing meseleyi anlamıştı.

"Sen böyle tür oyunları kabul etmezsin, ne oldu da kabul edesin geldi?"

"Soojung vardı."

"İnsanları etkilemeyi sevmediğini sanıyordum."

"Sevmiyorum zaten."

Jongin genelde kısa kısa cevaplar verirdi. İfadesi pek iyi sayılmazdı. Bu yüzden onu anlamak için onu iyi tanımak gerekirdi

"Seulgi'yi araştırdım. Kötü kalpli birisi değilmiş."

"Farkettim onu."

aşık olma programı :: kaiseulΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα