Sept

203 20 5
                                    

Jongin ve Seulgi "gerçekleri" öğrenirken (yani danstayken), aynı zamanlarda Chanyeol, Wendy, Soojung, Sehun, Joohyun ve Joonmyeon çiftleri bara gitmişti. Hepsi sarhoştu. Özellikle Wendy; çünkü pek içki kullanmadığından toleransı düşüktü. Durup dururken Seulgi ile arasındaki sırrı söyledi. Farkında değildi bunun.

-Biliyor musun Soojung? Seulgi ile Jongin çıkmıyorlar. Hepsi sadece oyun!!

Chanyeol bunu işitir işitmez kocaman elleriyle Seungwan'ın ağzını kapamaya çalışırken yüzünü kapadı.

-Hayatım sarhoşsun, saçmalıyorsun.

Soojung ise devamını merak ediyordu. Tahmin ettiğinden daha az şaşırmıştı çünkü derinliklerde bir yerlerde biliyordu bunun bir oyun olduğunu.

-Bırak Chanyeol konuşsun.

Chanyeol "Ama" anlamında Soojung'a baktı fakat Soojung ona öfkeli bakışlarla karşılık verince ağzını açmak zorunda kaldı. Zavallı Wendy ise sarhoş olduğu için bildiği her şeyi anlattı.

-Seulgi aslında Sehun'a deliler gibi aşıktı! Kıskançlığından böyle bir şey yaptı. Orasını da anlamadım. Normalde kıskanç biri değildir, bilirsin. Jongin ise seni sevdiğinden dolayı kabul etti bu oynu. Şimdi ise birbirlerini seviyorlar! Onun dışında, sence, Jongin, Seulgi'ye bakar mıydı? Jongin hayatta ona bakmazdı. Oyun olduğu daha ne kadar belli olabilirdı ki?

Soojung sinirliydi. En eski arkadaşı nasıl ona böyle bir şey yapabilirdi? Ayrıca Sehun onun sevgilisiydi, en iyi arkadaşının bir tehdit olması onun canını sıkmıştı. Seulgi'nin oynuna karşılık bir oyun oynaması gerekirdi.

Bir sonraki gün okulda Seulgi tek başına yemek yiyordu. Jongin ile bir önceki akşam olan olaydan sonra konuşmak istemiyordu. Wendy ise kendine gelince öğrendiği şeyden -her şeyi Soojung'a anlatması- sonra Seulgi'ye görünmek istememişti.

Birden Soojung, Joohyun ve çetesi yanına oturdu. Çok sinirli görünüyorlardı. Soojung uzatmadan söze girdi:

-Dökül bakalım.

Seulgi anlamamıştı.

-Ne?

-Her şeyi biliyorum. Zaten tahmin etmiştim de. Jongin sana bakacak biri değil.

Seulgi bunu birçok kez duymuştu. Herbir defasında da üzüyordu bu onu.

-Ne diyorsun sen ya?!

-Diyorum ki, iyi oyuncusun.

-Ne oyunculuğu?

-Anlamamazlıktan gelme. Sırf Sehun'u sevdiğin için Jongin'le oynadığın oynu biliyorum.

Seulgi'nin gözleri dolmaya başlamıştı. Nasıl öğrenmiş olabilirdi ki?

-Öyle bir oyun oynamadık. Seviyoruz biz birbirimizi!

Seulgi bunu söyledikten sonra kalın dudağı patlamış olan Jongin geldi. Saçı dağılmıştı. Sehun, kollarından onu tutmuş ittiriyordu. Arkalarında ise Sehun'un tayfasından birkaç kişi vardı.

-Jongin!, Seulgi endişeyle ayağa kalktı ve Jongin'in yanına koştu fakat Soojung onu tuttu.

- Artık oynunu devam ettirmene gerek yok.

Seulgi artık ağlıyordu. Derin bir nefes aldı ve içinde olan her şeyi tek bir nefeste söylemeye başladı:

-Evet haklısın. Bu ilk başta bir oyundu. Sehun'a aşıktım ben. Seninle çıktığını öğrenince kıskançlıktan delirdim hatta. Hatırlıyorsan tebrik amaçlı seninle konuşmuştum. O zaman aklıma birden böyle bir yalan geldi. Sonra karşıma bu beni merdivenlerden iten çılgın çıktı. Ben de sana onunla çıktığımı söyledim, oysaki öyle bir şey yoktu. Hem onun da işine gelmişti bu durum. O da seni seviyordu. Onu sevmiyordum. Kendini beğenmiş, egoist, soğuk ve iticiydi ilk bakışta fakat sonra.... sonra onu tanıdıkça öyle biri olmadığını anladım. Evet haklısınız, eğer böyle bir şey olmasaydı hayatta yüzüme bakmazdı ama o aslında öyle biri değil! Derinlerde bir yerlerde bambaşka biri. Belki bunu bana geçen hafta söyleseydiniz, size onu sevmediğimi söylerdim ama dün gece anladım ki onu seviyormuşum ben bunca zamandır! Evet Jongin'i seviyorum!

Seulgi dahil o ortamda bulunan herkes çok şaşırmıştı. Sessizlik hakim olmuştu. Hatta Jongin'in ağzı açık kalmıştı. Gözleri hafif dolmuştu fakat bunu kimse farketmemişti. Süküneti Soojung'un kahkaları bozmuştu.

-Sen ciddi misin Seulgi?

Onun kahkası üzerine Seulgi hariç herkes -Jongin bile- gülmüştü. Seulgi ise hepsine şaşkın şaşkın bakıyordu.

-Jongin sana soruyorum. Onu seviyor musun? Pardon, yoksa beni mi seviyorsun?, Soojung kahka attı. Jongin de ona katıldı.

-Ne diyor ben de anlamadım? Söyledikleri yalan. Beni tehdit etmişti. Krystal, tanıyorsun beni, sence ben bu aptal teklifi kabul eder miyim?

-Tabiikide hayır, Kai.

Kai ve Krystal.... Seulgi o ikisinin de adını duymuştu. Okuldaki iki gizemli isimdi onlar. Aslında Seulgi, Krystal'ın Soojung olduğunu biliyordu çünkü Soojung ona söylemişti ama Kai ile ilgili çok az bilgi vermişti. Dedikodulardan biliyordu sadece. Kai her gece başka bir kızla yatardı. Hatta Seulgi'ye göre o -ve Seungwan- hariç herkesle  yatmıştı. Tek önem verdiği şey "güzellik"ti. Kısacası piçin tekiydi. Her gece farklı bir kızla yatmaktan bıkmıştı ve kendine bir "Fuckbody" bulmuştu. Bu Soojung'dı işte! Fakat zamanla bu kalpsiz yaratık Soojung'dan hoşlanmaya başlamıştı. Soojung ise Sehun'u sevdiği için onu bırakmıştı. Böylece Kai piçliği bırakmaya karar  vermişti. Kai, Jongin'di. Jongin kimseyle konuşmazdı ama onu popüler yapan şey "Playboy" hayatıydı.

-Jongin?, Seulgi hıçkırıklarına hakim olamıyordu, Ne diyorsun sen? Ben seni ne zaman, ne diye tehdit ettim?

- Kai olduğumu herkese söyliyecektin, eğer kabul etmezsem.

-Ne diyorsun? Ben daha yeni öğrendim bunu? Bu sen değilsin, dimi? Veya şaka falan yapıyorsun? Bu gerçek olamaz.

-Hayır Seulgi, gerçekler acıdır. Kendine bak, bir de bana, sence ben sana bakar mıyım?

Bunu herkesten duymuştu ama en çok Jongin'den duyması onu parçalamıştı. Bunlara rağmen haklıydı. Jongin yalan söylüyordu ama gerçekten ona bakmazdı. Seulgi kendini ne sanmıştı ki?

Yine de gücünü göstermesi gerekirdi. Yumruğunu sıktı. Derin bir nefes aldı ve Jongin'in gözüne doğru vurdu. Hemen ardından toplarına tekme atıp oracıktan kaçtı. Jongin ise yüksek sesle bağırarak kendini yere attı.

Seulgi akşam eve gidip bütün bir gece boyunca ağladı. O akşam evine arkadaşları Wendy ve Baekhyun ise ona cesaret vermeye gelmişti ama Seulgi'nin hıçkırıklarına engel olacak tek kişi Jongin'di.

YN// KB PLAYBOY KAI'I KOYMAM LAZIMDI.

aşık olma programı :: kaiseulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin