Ailesi tarafından kalbi kırgın derin yaralar açılan bir Asel kendini insanlara karşı aciz göstermekten hep korkuyor çünkü kimsenin ona kol kanat germesini istemiyor o yüzden sürekli kuzeni Ayçayı kırıyor
kalbinin yaralarını sarmak için ilerde birine...
Ayaz'ı biraz daha beklersem kök salacaktım buraya. En iyisi aramaktı. Aradığım ve meşgule attı. Ya araba kullanıyordu ya da gelmek üzereydi. Yarım saat daha bekledikten sonra benim sinirlerim iyice tepeye çıktı artık burnumdan soluyordum. Onu beklerken bir kaç mağazaya bakmak hem benim açımdan hem de Ayaz açısından daha kârlı olacaktı. Mağazaları gezdikçe kararsızlığım iyice fazlalaştı. Ben bu kıza ne alabilirdim ki? Kızlar neyi severdi? Hayır yani bu kızın zevkini falan da bilmiyordum. Çanta, ayakkabı, kıyafet tarzı bir şey alıyım desem hepsi onda çeşit çeşit vardır zaten. Almila'yı arayıp yardım istesem tüm okula duyulurdu. Ne zor işlermiş bunlar diye söylenerek yürürken karşımdan gelen Ayaz'ı gördüm. Aceleyle yanıma geldi. -Neredesin lan sen? Kök salıyordum ben. -Ee anca abicim. Saç giysi derken geciktim. Sinirli bir yüz ifadesiyle gözlerimi üzerine diktim. -Napıyım ama bu kızlar boşuna aşık olmuyorlar bana değil mi? -Elimden bir kaza çıkmadan şu işi halledelim ve gidelim. Her mağazada yaklaşık 1 saat oyalandık ve en sonunda Ayaz büyük bir ayı almaya karar verdi. Onu aldıktan sonra o gecenin iyice keyifli hâle geleceğini düşündüm. Ayaz o ayıcıkla resmen ilanı aşk edecekti. Sıra benim hediyeme geldiğinde ona bir kolye almayı düşündüm. Bir sarrafa girdiğimizde ilk gözüme çarpan gezegenli kolyeyi aldım. Zarif ve şıktı. Babama uygun bir hediyeydi.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yekta'nın Hediyesi 👆 Eve geldiğimde Filiz meraklı gözlerle elimdeki pakete baktı. Hediyeyi ona uzatıp odaya çıktım. Dediklerini şimdilik dinlemeyecektim. Nede olsa akşam yemeğinde yine bu konu konuşulacaktı. Odama çıkıp duş almayı tercih ederdim şimdilik. Yemek masasına oturduğumuzda tahmin ettiğim gibi aldığım kolye konuşuldu. Ne kadar çok beğendiklerini falan söylediklerinde tebessüm etmekle yetindim.
Asel'in Ağzından: Her sene olduğu gibi yine çok heyecanlıydım. Doğum günümden önce ki gece uyuyamıyor ve içim kıpır kıpır oluyordu. Yeri geldiğinde hiç doğmamayı istesemde doğum günümde yinede çok değişik duygulara bürünüyordum. Yarın okul çıkışında Ayça ile buluşup kuaföre gidecektik. Sonrasında ise Almila'yı da alıp onların zevkine göre gecelere akacaktık. Elbisemi ayarladıktan sonra yatağa girdim ne kadar heyecanlı da olsam yarın gideceğim bir okulumun olduğunu unutmamalıydım.
Güneş sanki dünyayı sırtlanmış gibi narin ve yorgun bir şekilde odamı aydınlatmaya başladığında alarm sesiyle uyandım. Yeni doğmuşcasına hafif ve huzurlu hissediyordum kendimi. Hemen kalktım telefonumu yokladım bir sürü doğum günü mesajı gelmişti. Hepside İzmir'deki arkadaşlarımdandı. Geri yanıt verdikten sonra duşa girdim, ılık ve rahatlatıcı bir duş aldıktan sonra okul için hazırlanmaya başladım. Saçımı yapıp çantamı kaptığım gibi annemin yanına indim. Yanağımı öpmesi için uzattım. Öpücük aldıktan sonra tuhaf bir şey oldu. Annem doğum günümü kutlamadı. Aksine okula geç kaldığımı söyleyerek beni evden postaladı.
Sınıfa girdiğimde güler yüzlülüğüyle karşılayan Almila oldu. Yanına geçip oturdum. Bir veya iki dakika sonra Ayaz ile birlikte Yekta girdi sınıfa. Ayaz antilop gibi sıçrayarak yanıma geldi. -Happy birtday to youuu 🎉 Almila bunu duyduktan sonra da doğum günümü kutlamadı. Açıkçası bu duruma bozulmuştum. -Teşekkür ederim de sen nereden biliyorsun? Bir anda Yekta araya girdi ve konuyu kapatmaya çalıştı. Başarılı da olmuştu. Dersimiz kimyaydı. Yorucu bir sayısal dersten sonra diğer bir sayısal ders olan matematiğe girmiştik. Öğle arası Almila ile konuştum ve bu akşam bizimle gelip gelemeyeceğini sordum. Geleceğini söylediğinde ise Ayça'yı aradım. Onu okuldan alacağımı söyleyince tedirginleşti. Direk kuaföre gitmemi söyledi, kendininde geleceğini söyleyerek telefonu kapattı.
