kadınlar konseyi

1.1K 46 3
                                    

Yazardan;
Nazlı herşeyi son kez kontrol ederken çalan kapının sesi ile irkildi sonra derin bir nefes aldı. Hadi ama o maharetli bir kadındı. Kasılacak bir durum yoktu. Belki biraz ,daha sonra, ufacık gerilirdi.
Hızla gidip kapıyı açtı. Üzerine gözlerinin renginden bir elbise giymiş kulağına enginin ona aldığı küpelerini takmıştı. Güzel gözüküyordu. Tam bir yeni evlenmiş havası vardı.
İçeri önden semra hanım ve yeliz hanım girdi ikilinin arası hala iyileşmiş değildi.
Ardından diğer kadınlar girdi. Bunlardan bazıları, nazlının halaları, ve teyzesi bazısı ise enginin teyzeleri, halaları ve yengeleriydi. Çoğunluk enginin taraftandı. Ayrıca enginin kuzenleri de gelmişti. Ne kalabalık aileydi böyle.
"Hoşgeldiniiz, buyrun geçin şöyle"
Nazlı her içeri girene hoş geldiniz deyip gülümsüyordu. Engine layık olduğunu göstermek istiyordu.
Aradan sıvışarak giren mehtap ve hande nazlıya sarıldılar.
"Ay kuzuum valla boğuluyodum ha, kantin sırası gibi olmuş anam burası!"
Mehtap ise sessizdi.
"Hoşgeldin mehtap hayırdır?"
Nazlı merakla sorsada mehtap gülümsedi
"Çok yorgunum ya işler baya karışık gidiyor ondan"
Nazlı anladım dercesine güldü. Halbuki biliyordu ki başka birşey vardı.
Şimdilik üstelememeye karar verdi.
...
Salonda herkes sessizce birbirine bakıyordu. Neydi bu? Ölüm sessizliği mi?
"Ee kızım engin ne yapıyor?"
Semra annenin dediğine tebessüm etti nazlı.
"Ne yapsın anne, işleri yoğun onlarla uğraşıyor, iyi ama şükür"
Aradan bir kadın. Ki bu kadın enginin halasıydı
"Ne yani sana vakit ayırmıyor mu? Vaah"
Nazlı şaşkınlıkla kalmıştı. Nereden ne anlıyordu yahu!
"Yok hediye hala, biz birbirimize elbette vakit ayırıyoruz işleri yoğun sadece evde hep vaktimiz beraber geçiyor zaten"
"Amaan gız görüyonnu hediyee, hep eve dıkılıyolarmıış, hiç dışarı da çıkarmıyomuş gızı"
Nazlı bu sefer enginin teyzesine ne diyeceğini bilemezken araya büyük teyze atladı
"Gördüm gız züleyha, ben biliyodum ama belli gızın halinden yazık birde hamile bunalmıştır"
"Ya ya, hele bak evde dura dura şişmiş gız bu."
"Vay anaam, gızım sen ne yapacan? Daha karnın şişmeden böyleysen, bebeyi doğurunca kalacanmı öyle"
Donakalan nazlı yerine hande girdi araya
"Ay züleyha teyzecim, ferda teyzecim olur mu hiç öyle şey? O doktorun dediklerine dikkat ederek yiyor. Sporunu da yapıyor"
Nazlı morali sıfır bir şekilde sandalyesine sinmişti.
"İyi madem, benden demesi gızım. Ee hadi genç kızlar kalkın da servisleri yapın bari"
Nazlı hemen ayaklandı ona doğru gelen kızlara öncülük edip mutfağına girdi. Hepside enginin kuzenleriydi.
"Kızlar şimdi mehtapın çıkardığı tabaklara oradaki ikramlıklardan dizermisiniz bende salatalarını koyayım"
Mırıldanmalar eşliğinde herkez birşeye girişti.
"Nazlı engin abim seni seviyormu?"
Nazlıya bu sorulardan gına gelmişti.
"Seviyor tabi tatlım! Hemde ne seviyor"
Sonra bir diğeri atladı
"Bebeği o mu istedi sen mi?"
"İkimizde istedik, bebeğimizi."
Biri bitiyor biri başlıyordu
"Engin abimin alıcısı çoktur sana nasıl sadık kalıyor?"
Nazlı sinirlerinin tepesinden geldiğine emindi.
"Aşkla sadık kalıyor canım"
"Yatakta bece-
"Öhüm kızlar, bence artık sohbetin çığırı çıkıyor şu tabakları götürelim biz sizde çay bardaklarını tepsilere dizin"
Hande el atıp nazlıyı kurtarmıştı.
Kızlar tabakları koyup oturdular içecekler de gelince herkes yemeğe başladı.
"Güzel olmuş yavrum ellerine sağlık"
Nazlı annesine gülümsedi
"Afiyet olsun annecim"
"Eline sağlık kızım vallahi bayıldım"
"Afiyet olsun anne"
Semra hanıma da gülümseyip o da yemeğe başladı.
"Ee halası öğretti tabii bilecek"
Nazlı halasına baktı. Mehtap annesine gözlerini devirdi her yerde de kendini övüyordu.
"Aa ne münasebet canım teyzesinin yiğeni o, hem öğretseydin kızın mehlikaya öğretirdin"
Nazlı bu sefer gerginlikle teyzesine baktı. Teyzesi halasını hiç sevmiyordu.
"Mehlikam kariyer yapıyor canım, mehtapım biliyor herşeyi"
Mehtapa laf gelince kadınlar fısırdaşmaya başladılar. Enginin halası girdi bu sefer araya
"Mehtap kızım sende erdem oğlumla birlikteymişsin onu duyduk"
İşte şimdi asıl gerginlik başlayacaktı. Mehtap ofladı.
"Şey ha-
"Ay eveet geçen gün erdem abiyi gördüm bizim cafede mehtap ablamın resmine bakıp gülüyordu"
Nazlı ve mehtap birbirlerine bakarken gözleri pörtlemişti.
"Ne?"
"Ay kızım sus bak utandı. Ee evlilik ne zaman?"
Mehtap daha ayrıldıklarını söyleyecekken iş nerelere gelmişti,
"Yakındır inşallah, erdem oğlum iyidir. Yakışıklıdır boylu posludur."
Semra hanıma korkulu gözlerle bakan nazlı içinden dua ediyordu. Umuyordu ki bu konuşma mehtapı üzmezdi.
"Tabii, işi de elinde, durumu da iyi maşallah, annesi ahu da çok iyi kadın,"
"Ay doğru gız, terbiyeli bide,"
"O ne demek gız maşallah çok efendi çocuk, bizimkilerle beraber büyüdü tü tü maşallah"
Mehtap handeyle nazlıya dönüp göz devirdi
"Erdeminiz batsın sizin!"
Bu fısırtıya kızlar kıkırdadı.
Nazlının Çalan telefonu böldü
Herkes ona dönmüşken utanarak açtı
"Efendim canım"
Kadınlar canım sözünü duyunca kulak kesildiler
"Güzelim, napıyosun"
Engin karısını çok merak etmişti bugün kadınlarla başı derttemiydi diye
"İyiyim,sen?"
Kocası sesinden anladı, utanmış ve gerilmişti. Birazcık bilmemezlikten gelse birşey olmazdı
"Karıcım çok özledim ben seni, gitmediler mi?"
Nazlı içinden sövüyordu.
"Yok canım hepsinin selamları var sana"
"Öyle mi, sende selam söyle, öpüyorum dudaklarından."
Nazlı kızarmaya başlamıştı. Biliyordu kimse duymuyordu ama hamilelikten di bunlar.
"Engiin, şey gelirken çilek alsana"
Engin güldü. Biliyordu ki birşey istemeden kapatmazdı reçeli.
"Tamam reçelim, iki kilo yeter mi?"
Nazlı korktu ne iki kilosu canım? Kuşmuydu o! Üç almalıydı
"Yok üç kafi"
Engin kahkaha atarken nazlı sinirlendi.
"Görüşürüz kocacım"
Deyip kapatınca kadınlar pür dikkat suratını izliyordu.
"Çilek mi çekti canın teyzecim"
Nazlı teyzesini kafa sallayarak onayladı.
"Ooo bizim oğlanda ne istersen alıyor galiba"
Nazlı enginin yengesinin imalı sözüne sinirlendi
"Tabi ki alıyor"
"Sen onun her istediğini yapıyormusun?"
"Ne?"
Kafası karışan bir adet nazlı vardı ortada
"Yani seni istediğinde diyorum hayır mı diyosun? itiyomusun? "
Hande ağzındaki kurabiyeyi büskürtürken mehtap donmuştu bir yandan eliyle handenin sırtına vuruyordu.
"N-ne, b-ben-
"Ay kız ayfer bu hayır diyor kesin. Hamilelikten hep bunlar, ayol engin uzaklaşırsa birde bundan"
"Uzaklaşır mı?"
Nazlı harbiden korkmuştu. Engin onu sadece bunun için sevmiyordu ki.
Semra hanım gelininin üzerine gelindiğini farketti, fakat ona kalmadan yeliz hanım yetişti.
"Aa hanımlar bunlar bize düşmez. Engin oğlum kızımı her şekilde sevdi öyle birşey söz konusu olmaz."
"Eh bilemeyiz artık"
"Ee yeliz faruk ne zaman evleniyor?"
Hande bu soruya dikkat kesilmişti kimse bilmiyordu farukla ilişkisini. Bilebilirlerdi artık.
Yeliz hanım cevap vermeden enginin zıpır kuzenlerinden biri işveli biçimde atladı
"Yanii farukcuğum için uygun biri olmalı dimi yeliz teyzecim?"
Yeliz hanım sırıttı. Oğlan annesi olmak da keyifliymiş dedi. Semranın bu konularda ki keyfini şimdi anlıyordu.
"Üzgünüm kızım, faruğum için iyi biri zaten var, hayırlısı diyoruz ve bunu onlara bırakıyoruz"
Bunu dedikten sonra handeye imalı bir bakış attı
"Bize kalsa bir aya kalmaz evlendiririz"
Hande önce utansa da sonra sevgilisinin sahipsiz olmadığının anlaşılmasına sevinmişti. Kaynanasını yiyesi gelmişti.
"Ya yeliz teyze kim bu kız, benden de mi iyi allah aşkına?"
Hande duramadı daha fazla
"Ya süpriz yapacaktık ama vazgeçtim çok merak ettin canım, o kız benim"
Mehtap handenin kaplana dönüşmesiyle pis pis sırıtıyordu. Nazlı ise alışmış bir şekilde gülümseyip yerine daha da yaslandı,
"Abim çok seviyor kızlar"
Enginin kuzenleri ve diğer kızlar 'yaa' larken hande seni yerim bakışlarını nazlıya yolluyordu.
"Ne zaman oldu bu nazlı abla hiç haberimiz olmadı?"
Nazlı sinsice sırıttı
"Normal tatlım, göz önünde olmayı çok sevmez abim, handeyi de çok kıskandığından oluyor bunlar."
Mehtap nazlının gazı aldığını ve durmayacağını biliyordu. Handenin elindeki tabaktan kurabiye alıp izlemeye başladı keza hande de öyle. Büyük hanımlar ise ayrı bir sohbete girmiş onları dinlemiyorlardı şimdi.
"Geçen gün alışverişte elbise deniyoruz diye başımıza yıkacaktı mağazayı"
"Ay neden?"
"Neden olacak hande erkeklerin önünde kısa giyindi diye, deli gibi seviyor canıım"
Enginin büyük kuzeni hasetle bakıyordu
"Sizin erkekler doğuştan hastalıklı galiba"
Nazlı kendiyle yaşıt fakat aklı küçük kıza gülümsedi.
"Haklısın, gel gör ki hastalıklı erkeklere ölüyorsunuz."
Lafı gediğine oturtmak nazlıdan sorulurdu. Mehtap tepkisiz kurabiyesini yerken hande kahkaha atıyordu. Keyiflenmişti.
"Ne münasebet"
"Bilemeyeceğim canım"
"Sen engin abime ölmedin mi?"
Nazlı yanlış yerden attın topu tatlım dercesine sırıttı
"Onun bana öldüğü kadar öldüm"
Diyecek söz kalmayınca kuzenlerden ortanca olanı girdi araya
"Bu ev küçük değil mi size?"
Nazlı hastalıklıymış gibi baktı kıza. Ulan 4+1 ev! İki kişi yakında üçüncü geliyor ne darlığı. Üstelik iki katlı. Gayet de genişti. Hem nazlı 1 odalı evde de kalmaya razıydı. O evlenince nerede oturacaklarını düşünmemişti ki. Hatta evini kendi bile seçmeye gerek duymamıştı onun için önemli olan evinde engin olması. Sevdiği adamla başını sokabileceği sıcak bir yuvası olması. Tüm bunları düşününce sinirlendi!
"Canım ev umrumda değil akşam işten gelmesini beklediğim adam önemli"
Bugün bombalar hızlı geliyordu. Ağır geliyordu.
...
Nazlıdan;
"Yine bekleriim, görüşmek üzere, inşallah bizde geliriz"
Yolcu ettiğim misafirlerin ardından kapıya yaslanıp derin bir soluk verdim. Her yer dağılmıştı. Hamileydim canım hepside yemiş içmiş gitmişti. Ya bu enginin kuzenleri kazık kadar olmuşlardı
Ama hiç yardım etmediler bana! Allahımın yellozları.
"Bebişim sen baban tarafına sakın çekme anne tarafına da çekme, sen bir tek tatlı mı tatlı annene çek tamam mı? "
Arada böyle konuşuyordum.
...
Pişirdiğim karnı yarığın kapağını kapatırken önüme gelen saçlarımı geriye itmeye çalıştım. Dolaptan domates çıkardım, güzelce yıkayıp doğramaya başladım.
Kapının çalmasıyla elimde bıçakla kapıya yöneldim. Tam anlamıyla yorulmuştum bugün.
Açtığım kapıda engin elinde poşetle bekliyordu.
"Hoşgeldin canım"
İçeri girip yanağımdan öptü ve sırıttı her zaman ki gibi
"Hoşbuldum da savaştan çıkmış gibisin karıcım,bugün konsey ağır vurdu galiba"
Derken gülüyordu. Yüzüne tükürürcesine bakığ mutfağa geçtim. Bir yandan da söyleniyordum. Tabi söyleneceğim.
"Sen zaten anca dalga geç! Ne işe yarıyosun zaten engin efendi? Bas parayı al üç beş bişey iki öpücük ooh mis! Herşey nazlıda! Halası gelir nazlıya abanır teyzesi gelir nazlıyı sıkıştırır. Yengesi gelir nazlıyı boğar! Engin bey ofisinde otursun dursun! "
Arkamdan dolanan ellerle daha da sinirlensemde boynuma temas eden sıcak dudaklar uyuşmamı sağlıyordu. Hep aynı şeyi yapıyordu.
"Hımm reçelim bugün çok yorulmuş, ama hala çok çekici"
Böyle nefesini üfleyerek konuşması çıldırtıyordu. Ben hamile bir kadınım neden böyle yapıyorsun be adam. Hormanlar!!
"Yemeği bıraksanda ben sana doysam mı?"
"Saçmalama engin, yemek yiyeceğiz ben açım."
"Bende sana açım!"
"Olmaaaz, bak karnımdaki şımarık kızar sonra"
"O babasının destekçisi bir kere"
"Bak o kadar uğraştım yemeyecekmisin?"
Yalandan duygusala bağlayıp dudaklarımı büzdüm, engin efendi bu halime dayanamıyordu.
Haydi yiyelim o zaman"
Sinsi sırıtışım yüzüme yerleşmişti. Biliyodum.
...
"İşler nasıldı bugün?"
Yaptığım salatayı afiyetle yerken sohbettende geri kalmıyordum. Engin hayvanı hızlıca yeyip bitirmiş, beni izliyordu.
"Yoğundu yine"
Ağzıma attığım koca bir kaşık salatayı çiğnerken konuştum
"Ya neden ekrem abim yoğun değilde sen yoğun oluyosun"
Tamam son zamanlarda fazla iğrençleşmiştim. Susun! Hamileyim ben! Canım bebişim.
"Miğdem kalktı reçel, boşver pezevenk ekremi!"
"Bebişim duyucak düzgün konuş"
Parlak gözleriyle konuştu
"Babası kurban olur ona"
Gülümsedim.
"Engin birşey soracağım"
Kafasını kaldırıp merakla baktı.
"Hani bir​ kere ben seni itmistim ya sen o yüzden benden uzaklaşırmısın?"
Bana ilginç​ bakışlarını attı.
"Hamilelikten sıyırdın herhalde"
"Ya Engin ben seni şey açısından istemezsem benden soğur musun?"
Kahkahaları mutfağı  doldururken sinirlerim etrafımda dolaşıyordu.
"Hem utangaç hem saf, reçelim bu saçma koca karı uydurmalarına kulak asma, sıçarım onlarin herşeyi bilen hallerine. Benim seni ölene değin sevdiğimi seveceğimi unutma. Biri birşey dediğin de bunu aklına getir. Ben öyle yapıyorum."
Sözleri umut, gözleri yaşam vaat ediyor bu adamın.

Fazlasıyla geç oldu ama affedin sınavlar bitirdi beni. Umarım beğenirsiniz. Sizleri seviyorum. Oy vermeyi unutmayın:-);-)

BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin