FARUK DAYAN!

1K 42 5
                                    

Ben bu bölüme şarkı koymak istedim ama bilemedim beğenmezsiniz diye. Zevkler farklı çünkü. O yüzden siz içinizden geleni. Bu bölümle beraber dinleyin lütfen. Birde acıklı olabiler. Benim tercihim- kayahan ~ odalarda ışıksızım isterseniz dinleyebilirsiniz😘
Faruk;
İnsan yaptıklarını bir bir öderdi kabul ama ben bin bin ödüyordum. Haksızım ağzına sıçılası bir canlıyım. Vicdanım mı sökülmüştü ki ben bu hataları yapmışım.?      Sevdiğim kadını kaybettim. Kız kardeşimi de öyle. Ben bu kadar çabuk mu yenilgiye düştüm.
Kafam pişmanlığın soruları ile öyle doluydu ki çalan telefonu bile zor duymuştum.
' Gönderen :Kardeşim'
'On beş dakika sonra oradayım.'
Nazlı neden gelecek ti ki? O yıllardır buraya adım atmamıştı. Üstelik şuan bendrn nefret ederken evde bile yüzüme bir saniye olsun bakmazken yanıma mı geliyordu? Heyecan yapmıştım, benim küçük kız kardeşim gelecekti demek. Yumuşamıştı belkide az da olsa. Belki o yumuşadıysa hande de affeder.
..
Kapım sertçe açılınca anlamıştım gelenin nazlı olduğunu. Birtek o girerfi odama böyle eminim. Kafamı dostalardan kaldırıp baktığımda gayet kin doluydu. Yumuşamak mı...
Daha da artmıştı demek öfkesi. Ne diyecektim!? Haklıydı sonuna kadar. Ne değerini gösterdim ona ki şimdi yumuşadın diye bekliyordum. O fazla bile katlanıyor.,
"Hoşgeldin, otursana"
Elimle karşımdaki koltukları işaret edip tebessüm ettim.
"Gerek yok. Kısa konuşacağım.!"
Yanmıştı dimi kalbim. İnsan kardeşini kaybettikçe ölüyormuş demek! ama bu benim suçum olduğu kadar babamın da suçu ben yanarak ölerek ödüyorsam bedelini o da ödeceycek fazlasıyla.!
"Peki.."
Boynu eğik ve mahçup bir kelimeydi bu. Bir o kadar da sıçılmış kabulleniş keliimesi.
Topuklularını giymişti yine. Sinirli ve güçlü olmaya çalıştığında yapardı böyle. Çantasını koltuğa resmen fırlatıp odamın camına yöneldi. Yavaş yavaş açtı stor perdeyi. Yüzüme bile bakmak istemiyor... Rezil herifin tekiyim...
Dışarıyı izlemeye başladı.
"Hande... O gidiyor."
Ne!! Şaka dimi lan! İsmi bile kalbimi hem burkan hem yakan hem aşkla dolduran kadın mı gidiyordu. Nereye nasıl?
"N-nazlı ne diyorsun sen!"
Sesim kısık çaresiz ve ilk defa kekeleyerek çıktı.
"Üç heceden oluşan birşey söyledim faruk şimşek! Gi-di-yor. Kalbin de vicdanında ölü biliyorum ama en azından beynin yaşıyordur hala. Sana engel ol demeye gelmedim. Aksine engel olma! Bırak artık demeye seni uyarmaya geldim. O kızı oyunlarına hazlarına aşağılık karakterine yem edemezsin! Anla demeye geldim. Bir masum daha senin yatağına girmeyecek! Bunu kazı beynine ve uçkuruna demeye geldim. Kısaca.. Siktir ol faruk şimşek! "
Ne hakaretlerini ne başka birşeyi duyuyordum şuan.. Benden öyle çok nefret ediyordu ki sarı papatya... Herşeyini en çok sevdiği şehri bırakıp gidiyordu. Amcasını bırakıyordu..
"N-nazlı o nerde şimdi?"
Sesim ölesiye kısıktı.
"Ben demem gerekeni dedim. Herkes bir bedel öder faruk şimşek. Senin yaptıkların ödeyeceğin bedeli aştı. Şimdi aşan bedelini temizle. Geriye kalanı acı içinde yaşa! Bunları sana insanlık namına söylüyorum abisin diye değil! Ki değilsin!"
O an ölmeyi diledim. Ne çok insan kaybetmiştim. Hala da kaybediyordum. Ben zümrütümü kırmış papatyamı öldürmüştüm..
...
Nazlıyı gönderdikten sonra nefes nefese olarak handenin evine gelmiştim. Kapıyı çaldım. Hizmetçilerden biri açtı
"Hande nerde?"
"Kimsiniz beyefendi?"
Haklı? Kimdim neyiydim handenin. Allah benim belamı versin!
"Sevgilisiyim, o nerde ?!"
"Şey bilmiyorum efendim sabah amcasının yanına gitti henüz gelmedi."
"tamam sağol"
Allahım nolur hala şu ankara sonırları içersinde olsun ne olur!
...
ALA mimari şirketinden içeri girdim. Direk amcası zahit beyin odasına yöneldim.
Kapısına varınca sekreter durdurdu.
"Zahit bey müsait değil faruk bey."
"Önemli bir konu ama lütfen haber verin"
"Maalesef olmaz. Kendisini rahatsız etmememizi söyledi."
Ulan başlarım zahitine de sana da. Hızla içeriye daldım ama kimse yoktu bu mu lan müsait olmayan zahit hani nerde?
"Zahit bey!"
Yüksek ses tonuyla seslendim. Cevap yok. Hızla masasına yöneldim ki yönelmez olaydım.
Bunlar ne lan böyle! Handenin bütün fotoğrafları bu masaya serilmiş! Siktir ne alaka? Amcası da olsa neden masaya hande ile ilgili şeyleri sermiş olsun!! Ulan bu işte bir bokluk var! Kağıtları karıştırmaya başladım. Bir çoğunda handenin gittiği yerler varı hatta yediği yemeğe kadar bilgiler vardı burada. Lan bu zahit piçi ne yapıyor böyle öz yiğenine!
O da ne!
16.10.2016 bu tarih bugünün tarihi.kağıtta handenin resmi. Ve esenboğa havalimanının resmi.
16.00 bu saat neyin saati allahım beynim duracak!
Bir dakika burada handenin resmi üzerine çarpı atılmış bunun anlamı başka olmalı ki başka fotoğraflarına bu yapılmamıştı..
Hande bugün gidecekti değilmi? Bu havalimanı da gideceği yer oluyor. O zaman. Bu saatte de orada olacak olsa gerek! Şuan herşey karışsa da handenin buraya gideceğini öğrenmiş oldum. Ve bu zahit denen amcası tam tamına kırkbeş dakika sonra hande için birşey planlıyor. Bu hiç de iyi değil! Öyle ki ruh hastası gibi sürekli handenin bilgileri var! Bundan iyilik çıkmaz.
Hemen telefonumu elime alıp çekebildiğim kadar belge çektim. Birde masanın uzak profilini çekip telefonu cebime koydum. Hızla uzaklaştım yetişirmiydim ki..
Ya yetişecektim, Ya yetişecektim başka yolu yoktu.
...
Lanet girsin!! Tam beş dakika gecikmiştim. Olamaz.! Nolur gitme papatya nolur!
Yağan yağmuru umursamadan arabamdan indim. Koşarak havaalanına girdim. Neredeydi.? Allahım yardım et bana. Bir bulayım asla bırakmayacağım. Kızsın bağırsın yinede alacağım onu. Sokacağım içime kalbimin en derinlerine götürüp kilitleyeceğim. Affetmek zorunda kalacak.
Sarı saçları dağılmış yürüyor işte. Orda işte. Şükürler olsun buldum. Koşsam bir dakikalık mesafe. Arkadan bile belli eder mi insan kendini.
Elim ayağıma komut verip son hız koştum.
"Papatyaaa"
Avazımın çıktığı kadar bağırmıştım. Adımlarımı yavaşlatıp arkasından sımsıkı sarıldım.
"F-faruk."
Sesi acı ve kısık çıkıyordu. Ağlamıştı belli. İçim öyle bir burkuldu ki. Sıçılası adamlığım. Adam mıydım lan ben ne adamlığı? Sevdiği kadını ağlatan adam mı olurmuş? Allah cezamı versin!
Kafamı boynuna gömüp öyle derin öyle içten bir nefes aldım ki. Cennet burda. Billur cennet köşkümüz ise dudaklarında.
"Hande, hande lütfen. Yalvarırım gitme. Bırakma beni. Söv, döv intikam al.öldür beni kendi ellerinle. Eziyet ede ede gebert. Ama gitme. Yanlış duydun o gün beni. Ben en başta düşündüklerimi açıkladım, sonradan herşeyin değiştiğini sana olan hislerimi söylemiştim o telefon görüşmesinde.dinleyemedin sonrasını yemin ederim böyle."
Nefes nefese konuşmuştum. Sürekli koştuğumdandı. Sessiz olması öldürüyordu işte.
Belindeki ellerimi sıktı. Bırakmamı istiyordu. Ama bırakmayacaktım. Daha da sıktı. Bu seferlikti, bu bırakışım.
Ellerimi gevşettiğim anda kaçtı. Uzaklaşıp tam karşıma geçti. Valizini sıkı sıkı tuttu,
"Umarım... Umarım ki sende bir gün aşık olursun. O zaman görmek isterim seni. Kendine iyi bak.."
Aşık mı? Ben ona aşıktım zaten. Görmüyor muydu? Cevaplamamı beklemeden sağımdan hızla geçti. Gözlerim mi doluyor.. Babaannem öldüğünden sonra ağlamayan ben ağlıyormuyum?
Bırakmayacaktım. Ne söz vermiştim ben kendime. Onu bir bulayım bırakmayacağım demiştim.
Bende hızlandım. Gerekirse tam bir öküz olup sırtıma alacaktım. O benimdi. Benim olanı ne kaybederim ne bırakırım!
Tam önüne aniden geçip omuzlarından tutup kendime çektim. Ani olduğu için valizini elinden düşürdü.
"Bırak beni.!"
Hafif geri çekildim. Zorlayıp canını yakmak da istemiyordum.
"Sana dediğimi unutma önce aşık ol. O duyguyu tat sonuna kadar. Beni de unut! Değişen birşey yok! Yanılma! Sen beni yosma sandın bende sana olmadığımı kanıtladım. İş anlaşması gibi düşün imzalandı bitti."
Acıttı be papatya.! Ona aşık olduğumu söylecek, ispat edecektim. Tekrar valizini aldı ilerlemeye başladı.
O ne lan? O elindekiyle son hız handeye yaklaşan şerefsiz ne! Cidden handenin üstüne geliyor. Ne lan elindeki! Kuru sıkı mı? Lan gerçek olmayan şeyle biye yürüsün kızın üstüne? Gerçek olsa da niye yürüyor kim ne istiyor ondan! Ulan!!
Ulan zahit! Senin itin dimi lan bu. Amacınızı bilmiyorum ama öğreneceğim. Papatyama dikilen gözlerinizi deşeceğim oruspular! Adam iyice yaklaşmışken birşey yapamazdım. Tutmaya engellemeye kalksam silah başkalarına patlardı handeye patlamasa bile. Atlarım lan ne olacak!
En fazla ölürüm..
Handeye yine arkasından sertçe sarıl-
İç sesimi bile kesen sırtımdaki keskin acı.. Çok mu zor hayır, aksine güzel hissettim. Büyük birşey başarmış gibi. Halbu ki görevim değilmiydi? Aşık adam kıyar mıydı sevdiğine? Hele de papatyama kıyacakmıydım ben? İki el ateş etmişti tahminimce..
Etrafta derin uğultukar çok yoğun çığlık sesleri ama herşeyden öte yüzümü bana dönen tiz bir çığlık koparan papatya...
Sert ve soğuk zemin ev sahipliği yaptı bedenime kapanmak isteyen gözlerime direndim. Az daha dayanacaktım ölsemde kalsamda iki çift lafım vardı.
"Faruk... Nolursun dayan bak ambulansı aradılar. F-faruk.. Lü-lütfen. Lüt-fen dayan.."
Sesi ağlayıp bağırmaktan kesik kesikti. Üstelik zor seçiyordum. Gidiyorum galiba. Biraz daha dayanacağım. Zor bela kaldırdığım elimi papatyamın ensesine koyup kendime çektim. Tek beden olana dek yapıştırdım. Bir diğer elimle de onun elini tutup kendi kalbimin üstüne koydum.
"Bu.. B-bu kalp.."
Kelimelerimi ağzıma gelen kanları yuta yuta söyledim. Boğazım yanıyordu.
"Sen.. Senin için atıyor. Ölürken bile ne kadar hızlı görüyormusun? Son sözüm sana olun istiyorum. Seni seviyorum, ne yalan ne oyun.. S-sana aşığım it gibi.. "
Şuan birçok şey söylesede algılayamıyorum. Ensesinden tutruğum elimi sıklaştırıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım.. Göz yaşım şimdi firatir etmişti işte. Çeşme misali mi bilmiyorum ama soğuyan yüzümü ıslatıp ısıtacak kadar akmaya başladı. Özlem duygusu bu kadar yoğun olmamıştı benim hayatımda... İlkim bu kadın değilse de sonum bu kadın olacaktı..
Dudaklarından ayrılmadan üzerlerine fısıldadım.
"İlkim değilsin ama sonum olacaksın.. Senden tek isteğim elinin altında atana inan. A-affetme beni. Nefret e-et yine. Ama... Ama aşkımı yalan bilm..
Sözümü tamamlamamı engelleyen şey yorgun düşen başım ve ısrarcı beyaz ışık.. Buydu olan biten bu kadarı yaşam dediğin ahmak süre..

Kısa oldu yine çok çok özür diliyorum. Canlarım.. Dersler bastırdı sorumsuz bir yazar oldum okuma sayısında artış da olmuyor bu yüzden belkide. E tabi sizlerin de dersler yoğun artık bir ara okuyun çok çok yorum yapın please oy vermeyi unutmayın güzel insanlar❤️❤️

BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin