Güvenmiyor.

1.6K 53 6
                                    

Nazlıdan;
Kucağımda mışıl mışıl uyuyan bir engin vardı. Anlatılmaz bir şey bu.!
Ben kendimi güçsüz sanarken onun bana sığınması.
Çok başka.
Çok özel.
...
Dudaklarımdaki baskıyla gözlerimi araladım.
Sapık engin iş başındaydı yine.
"Nazlı özledim"
Ne özlemesi daha bir kaç saat içinde.
"Engin daha bir kaç saat oldu?"
"Olabilir, karım değilmisin, saniyesinde özlerim, kime ne?"
Kıkırdadım. Zaten son zamanlarda başka birşey yapmıyordum ya.
Şuan üzerime eğilmiş vaziyette duruyordu.
"Mehtapla hiç konuştun mu?"
Birden bu soru nerden çıkmıştı. Beni kendi göğsüne çekti.
"Yok hayır düğünden sonra konuşmadım, ama bir gariplik de vardı onda, ki hande de de öyle"
Engin nedense gerilmişti. Vücudumu saran kollarından anlıyordum.
"Ne oldu engin?"
Cevap alamadım. Gerildiği zamanlar susmayı kaçmayı tercih ediyordu. Ben her ne kadar hoşlanmasamda.
"Nazlı bak aslında düğün öncesi konuşacaktım ama keyfimiz kaçmasın istedim"
Neyden bahsediyordu?
"Engin açıkca konuşurmusun?"
Derin derin nefes aldı. Allah aşkına ne diyecekti bu kadar zor!
"Bak kısa ve öz geçicem araya girmiyosun yoksa devam etmem.!"
"Off tamam"
"Güzelim, düğünde kızların garip olmasının sebebi düğünümüzü engelleyeme çalışmaları, kim diye atılma sakın açıklıyorum. Mehlika ve ali. Evet beklemiyordun ama öyle. Herşey ispatlıda üstelik. Ama hala aklım almıyor. Ya da almak istemiyor."
Bu saçmalıktı. Böyle birşey olamaz! Neden yapsınlar ?
...

Yaklaşık bir saattir engin bana tekrar tekrar anlatıyordu herşeyi. İlk anlatışta anlamıştım ama sanırım tastiklemeye çalışıyordum. Bu salak saçması bi plandı, ve gerçekleşeceğini sanarak ahmaklık etmişlerdi. Bu ne biçim bir kuzendir ki kendi kanından birinin kocasına göz fikip mutluluğunu yıkacak.! Ne biçim karakter ne biçim ahlaktır bu? Aklım almıyor! İğrençlikti. Tiksiniyorum resmen. Ali de öyle. Sen yıllarca kardeşim dediğin insanlara bunu nasıl yapabiliyorsun? Sizdeki genişlik mezhepsizlik nedir ? Çıldıracağım.
Ben beynimdeki savaşla uğraşırken engin hala birşeyler söyleyecekmiş gibiydi.
"Engin devam et lütfen ."
"Nazlı, bak söylemeyim dedim ama içim içimi yiyor. Mehlika bize yani aslında bana senin bazı fotoğraflarını gönderdi, bu fotoğraflar ali ile çekilen fotoğraflar ve gayet yakın duruyordu. Bak, sakın yalnış anlama senden şüphe duyduğumdan değil sadece haberim olmadığından kötü oldum."
Vay be! Bu kadarına da pes artık peşime resmen fotoğrafçı da takmış. Ve biliyordum ki o fotoğraflardaki tek yakınlık alinin zorla kolumu tuttuğu andakiydi.
Enginin göğsünden çıkıp onunla aynı hizaya gelmeye çalıştım.
Yüzünü avuçlarım arasına alıp gözlerine baktım.
"O fotoğrafları kışkırtmak için kullanmışlar. Ve inan bana hiç bir yakınlık olmadı olamaz, sana söylemedim evet çünkü sürekli benimle uğraşıyordun birde düğün telaşı. Üzmek , yormak istemedim. Ali sadece zorla kolumu tuttu ardından da sertçe hakkettiği şeyleri söyledim ben."
Bana inanmalıydı. Çünkü o kadar aşağılık biri değilim!
Beni biliyor zaten.
... Yada bilmiyor.
Gözlerinde gördüğüm şey ne? İnanmamışlık, şüphe?
Hangi biri? Hepsi iğrenç geliyor bana şuan. Yaralıyor ufaktan. Ben neden kimsenin güvenini kazanamıyorum?. O kadar alçak mı duruyorum?
Öyle.
Öyle duruyorum. Hayır dolmayacak gözlerim. Dur hayır.
Hemen kendince tiriplere girme nazlı! Sen inanılası bir iz bırakamıyorsun demek ki.
Ellerimi geri çektim suratından. Zoraki bir tebessümde bulundum.
"İnanmaman çok normal tabi, genelde kimse inanmıyor. Ömrümüzü birlikte geçirmeyecek miyiz? Belki zamanla sen inanırsın. Denersin olmadı."
Kalbim acımıştı yine. Fazla kırılgan olmuştum uzun süre önce babamın attığı o tokattan sonra.
Gülümseyip yatak odamıza gittim. Üzerimi değiştirip geceliklerimi giyindim. Saçlarımı açıp yatağa girdim. Göz yaşlarımı durduramadım artık.
Ben hep onun yanında olacağım diyorum o daha ilk günden benden uzaklaşıyor.
Bana güvenmiyor.
Hadi gözlerini yalnış okudum diyelim. Neden itiraz etmedi.
Çünkü itimadı yok.
Keşke daha sevilesi, inanılası biri olabilseydim..
Odanın kapısın açılmasıyla gözlerimi kapattım.
Bir süre sonra yatağın kenarı çöktü.
Engin eliyle omzumu sıvazlıyordu,
"Nazlı.. Ben... İyi geceler."
Al işte. Deştikçe deşiyor yaramı. İnanıyorum demesini beklemiştim tam. Ama yalan söylememek için sadece iyi geceler diledi.
Engin yalan söylemez.
Normal davran nazlı, kırılmamış gibi.
Önce kıkırdadım.
"İyi geceler, kasıp durmasana artık kendini. Ben bile kendime güvenmiyorum hadi ama. Yat ve uykunu al yarın işe gideceksin"
Gayet iyiydi bu onun için. Rahatlasındı.
İçime içime ağlıyordum. Sadece göz yaşlarım dışarıya yastığıma akıyordu.
...
Sabah telefonumun alarmıyla uyandım. Önce sabahlığımı giydim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa indim. Çay suyunu koyup domer biberleri çıkarıp yıkadım.
Ardından kuru soğanı. Hepsini güzelce doğrayıp sırayla tavada kavurdum. Ardından kapağını kapattım. Engin menemeni de severdi.
Diğer kahvaltılıkları masaya dizdim. Çatallarımızı ve çay bardaklarımızı koydum. Menemen pişene kadar engini kaldırsan iyi olacaktı. Hızla odamıza çıktım.
Engin bey mışıl mışıl uyuyordu. Masumca.
Ah engin! Ailen eşitsiz davranıyor evet ama karın hep yanında ve sana güveniyor.
Bak bana. Bende ne aile var ne sevgisi. He biliyormusun üstelik bana kocam da güvenmiyor
"Engiin."
"Hııh"
"Hadi kalk, kahvaltı hazır. İşe geç kalacaksın."
Bana şaşkınca baktı. Tirip atmamı falan bekliyordu.
"Tamam"
Onaylayıp aşağı indim menemen olmuştu altını söndürüp, tabaklarımıza koydum. Biraz fazla sıcaktı. Ardından çayı demledim. Çay demini alana kadar, telefonumu elime aldım. İnstagram da evlilik fotolarımızdan birini paylaşmıştım, gelen yorumları okumaya koyuldum;

BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin